Adam, kendini anlatırken:
“Bu konuda hiç tevazu sahibi değilim,
Allah bazılarını özel yaratır,
ben de onlardan biriyim” diyor.
‘Kendisini başkalarından büyük görmek’ denen kibir başka nasıl anlatılır?
*
Her şey bu anlayışla başladı.
Komşularla sıfır sorun diye ortaya çıkılmıştı, hepsiyle ilişkilerimiz bozuldu.
İsrail ile kriz yaşanıyordu, saklı ilişkilerle ticaretin geliştirildiği iddia edildi.
BOP, Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun bulundu.
Askerimizin başına çuval geçirildiğinde sessiz kalındı.
Süleyman Şah Türbesi’nin geri çekilmesi başarı sayıldı.
Ülkenin tapusu sayılan Lozan Antlaşması tartışmaya açıldı.
Milli takımın forması, ‘kırmızı – beyaz’dan turkuaz’a döndü sonra da siyah – kırmızı oldu…
*
Yetmedi:
Anayasa’nın ilk dört maddesinde değişiklik yapılmaya çalışıldı.
‘yetmez ama evet’ deyip adalet sistemi dinamitlendi.
PKK ile gizliden görüşmeler yürütüldü, sonra da’ açılım’ yapıldı.
Habur’da çadır mahkemeleri kuruldu.
Diyarbakır meydanında Öcalan bildirisi okutuldu.
HDP ile Dolmabahçe’de mutabakat açıklandı.
Dinci terör örgütlerinin İstanbul’da ‘fing atmasına’ ses çıkarılmadı.
Suriyeli göçmenler ülkeye sistemsiz olarak dolduruldu…
*
Yetmedi:
Cumhuriyetin fabrikaları yok pahasına satıldı.
Üretim ekonomisinden sapıldı, tüketim ile kalkınmaya çalışıldı.
Ekonomi sıcak para girişine bağlandı.
Bankalar özelleştirildi,
Türkiye’de ki, bankaların yüzde elli biri’nin yabancıların eline geçmesine seyirci kalındı…
*
Yetmedi:
Milli Ordu, kumpas davaları ile zayıflatıldı.
88 yıl, 171 yıl, 243 yıl önce kurulmuş askeri okullar kapatıldı.
Askeri hastaneler Sağlık Bakanlığına bağlandı…
*
Yetmedi:
Halkın, alevi – suni; Türk – Kürt diye ayrışmasına katkı yapanlar cezalandırılmadı.
Otobüste pantolon giyen kadına tekme atıldı.
Makyajlı kadınlara iffetsiz dendi.
Cumhuriyetin temeli, laiklik ilkesi birilerine daha çok batmaya başladı…
*
Yetmedi:
4+4 diye bir sistem icat edilerek eğitim allak bullak edildi.
Tüm liseler imam hatip haline getirilmeye başlandı.
İmam hatipleştirilemeyenler ‘proje okul’ kapsamında dağıtıldı.
Dindarlık taslayan, çocuklara cinsel istismarda bulunulan kurumlar dağıtılmadı…
*
Yetmedi:
Soruları çalınan sınavlarla liyakatsizler işe yerleştirildi.
Gezi olayları faiz lobisinin işi olarak görüldü.
Zeytinliklerin bitirilmesi seyredildi.
Tarım sıfırlandı, yurt dışından saman satın alındı.
Hayvancılık bitirildi, canlı hayvan ithal edildi.
İş güvenliğini önemsenmedi:
Maden kazalarının ‘fıtrat’ olduğunu inandırılmaya çalışıldı.
Doğaya değer vermeyip, bakır çıkarmaya çalışanlar kollandı…
*
Şimdi de:
El Bap ve Rakka’ya varacağız deniyor.
Başika’da eğitip donattığımız, sayıları 2000 civarında olan “sunni” milislerle,
İŞİD tarafından, adeta teslim alınan Musul’un peşine düşmüş görünüyoruz.
Dileriz, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayız…