Doğanın Diyalektiği – F.Engels

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Doğanın Diyalektiği (Almanca: Dialektik der Natur), Alman devrimci ve filozof Friedrich Engels tarafından yazılan tamamlanmamış eserdir.[1] Engels bu eserinde marksizmin temel prensiplerinden diyalektik materyalizmi bilim alanına uygulamıştır.
Arka planı
Engels bu eseri ünlü yapıtı Anti-Dühring adlı eserinden önce başlasa da sona erdirememiştir. Bu dönemde marksizme cephe alacak şekilde alternatif bir sosyalist hareketi savunan Eugen Dühring fikirlerini etraflıca bir şekilde dile getirmiş ve büyük yankı uyandırmıştır. O dönemde Karl Marx Kapital adlı eserinin yazımıyla meşgul olduğu için Dühring’e karşılık vermek Engels’e düşmüştür. Engels, mizahî bir dille kaleme aldığı bu kapsamlı eserde bilim, felsefe, ekonomi ve toplumsal alandaki gelişmeleri yorumlayacak ve Dühring’in aydınlar üzerindeki etkisini kıracaktır. Ansiklopedik boyuttaki eserin yazımı için yapılan araştırma çalışmaları Doğanın Diyalektiği eseri için de temeli oluşturmuştur.
Basılması
Engels, kitap üzerinde uzun yıllar çalışmış ancak özellikle Karl Marx’ın ölümünden sonra Kapital’in yazımına öncelik vermiş, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni ve Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu adlı eserleri yazmış ve kitabı tamamlayamamıştır. 1895 yılındaki ölümünden sonra Doğanın Diyalektiği’nin el yazmaları Alman revizyonist Marksist Eduard Bernstein’ın eline geçmiş ancak Bernstein bu el yazmalarını basmamıştır. 1924 yılında Bernstein el yazmalarının çok sınırlı bir kısmını Albert Einstein’a göstermiş, elektrik ile ilgili bu kısım yaklaşık 50 yıl önce yazıldığı için Einstein tarafından basılmaya değer görülmemiştir. Rus filozof ve kuramcı David Riazanov, Sovyetler Birliği’nde kurulan Marksizm-Leninizm Enstitüsü bünyesinde eseri derleyerek ilk kez 1927 yılında Rusça olarak basar. 1935 yılında Adoratski yeni bir derleme ile yeni bir baskı yapar. Kitabın 1939 İngilizce baskısına yazdığı önsözde İngiliz bilim insanı J. B. S. Haldane eserin 1872 ila 1882 yılları arasında yazılan el yazmalarından oluştuğunu belirtir. Bundan sonra eser yaygın olarak dünya çapında bütün dilere çevrilecektir.
Eser Türkçeye ilk olarak Kasım 1970 yılında çevrilmiş ve Sol Yayınları tarafından basılmıştır.[2] Sol Yayınları ve Onur Yayınları’nın yöneticileri Muzaffer Erdost ve İlhan Erdost Doğanın Diyalektiği adlı eserin basılması bahane edilerek gözaltına alınacaktır. Sol toplumsal alanda önemli bir etkisi olan yayınevi sahiplerine karşı 12 Eylül Darbesi’nin ardından yapılan takibat sırasında gözaltına alınan kardeşlerden İlhan Erdost, askerler tarafından dövülerek öldürülecektir.[3][4][5]
Bölümleri
Doğanın Diyalektiği “Makaleler” ve “Notlar ve Parçalar” olmak üzere iki bölümden oluşur. “Makaleler” bölümünde bir kısmı tamamlanmamış olan şu makaleler yer alır:[6]
Anti-Dühring’e Eski Önsöz
Ruhlar Aleminde Doğabilimi
Diyalektik
Hareketin Temel Biçimleri
Hareketin Ölçüsü – İş
Gel-Git Sürtünmesi. Kant ve Thomson-Tait
Dünyanın Dönüşü ve Ay Çekimi
Isı
Elektrik
Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Rolü
“Notlar ve Parçalar” adlı bölüm ise şu ana kesimlerden oluşur:
Bilim Tarihinden
Doğabilimi ve Felsefe
Diyalektik
Maddenin Hareket Biçimleri. Bilimlerin Sınıflandırılması
Matematik
Mekanik ve Gökbilim
Fizik
Kimya
Biyoloji
Bilimsel değeri
Ana madde: Bilimsel Sosyalizm
Marksizm toplumun yanı sıra bilim alanlarıyla da yakından ilgilidir. Toplumun iç yapısı ve üretim ilişkilerinin gelişimiyle ilgilenen marksizm bilimsel gelişmelerin bu alana etkilerini de inceler. Tarihe bu bilimsel yaklaşım marksist olmayanlar tarafından da kullanılmıştır. Ayrıca Marks ve Engels diyalektik materyalizmi sadece toplumsal alana değil tüm dünyaya uygularlar. Sağlam bir ideolojinin temellerinin atılması için sağlam bir teorik zeminin atılması gerektiğini görenler arasında bulunan Vladimir Lenin de döneminin bilimadamları ve filozofları olan Ernst Mach, Karl Pearson, Heinrich Hertz, J. J. Thomson ve Henri Becquerel’i izlemiş ve takip etmiştir. Bunun devamında tüm bilim alanlarında olmasa da fizik, astronomi, jeoloji, kimya ve biyoloji alanındaki gelişmeleri değerlendirmiş ve yorumlamıştır. Benzer şekilde Engels de bilim dünyasıyla sürekli ilişki halindedir. 1861 yılından beri Manchester’daki kimya mühendisi Carl Schorlemmer ile temas halindedir ve 1871 yılında Londra’ya geldiğinde bilim alanındaki gelişmelerin diyalektik olarak değerlendirilmesi gereğini dile getirir. Bu eksikliği Anti-Dühring eserinde kapatmaya çalışsa da daha kapsamlı bir eser için el yazmalarına başlar.
Eser yazıldığı 1872-1882 dönemi gözönüne alınarak incelenmelidir. Bilim ve keşifler tarihi değerlendirilmeden yapılacak olan değerlendirmeler eserin tarihi değerine haksızlık yapacaktır. Bugün Enerjinin korunumu yasası olarak genel kabul gören yasanın yeni yeni ortaya konduğu hatırlanmalıdır. Enerji olarak tanımlanan terim eserde güç, hareket, vis viva olarak geçmektedir. Hareketin ölçülmesi ve ısı gibi terimler benzer şekilde enerji kastedilerek bugünkü terminolojiye göre yanlış kullanılmıştır. Ancak sınırlı bilgisine rağmen Engels’in o günün önemli tartışma başlıklarını hakkını vererek çözümlediği görülür. Hareket artık kinetik enerji olarak tanımlanmakta, kuvvet artık modern fizik içindeki yerini almıştır. Engels’in bilimsel sorunları teorik açıdan ele alışı döneminin ötesinde olsa da elektrik gibi konularda pratik ilerlemeler karşısında kullandığı terminoloji geride kalmıştır. Engels’in teorik açıdan yaptığı kimyasal süreçle elektrik arasındaki ilişki irdelenmelidir öngörüsü bilimsel gelişmeler ve J.J. Thomson’un elektron teorisiyle gerçekleşmiştir. Eserin yazılması sırasında Ernst Werner von Siemens’in bilim kamuoyuna yaptığı açıklamadan bahseden ve elektrik güç tanımı için Watt biriminin kullanımını önermesini değerlendiren Engels, aynı mantığın momentum için de kullanılabileceğini belirtir.
Gelgit sürtünmesi ile ilgili yazdığı bölümde ciddi hatalar yapan Engels, bu konudan emin olmasa da yaptığı yanlışlık doğru bir akıl yürütmesine yol açacaktır. Buna göre okyanuslar olmasa bir dünya gününün daha kısa süreceği önermesi bilimsel olarak doğrudur.
Dönemsel yetersizlikler dolayısıyla Engels’in tamamen yanlış yaptığı alanlar arasında yıldızların bileşimi ve hücrenin yapısı yer alır. Ancak dönemin en büyük astronom ve zoologlarının da yanıldığı düşünülürse teleskop ve mikroskopun geliştirilmesiyle bu alanlarda gösterilen ilerlemelerden Engels’in sorumlu tutulamayacağı açıktır.
Yapılabilecek tüm eleştirilere rağmen teorik alanda bilimsel gelişmelere dair Engel’in öngörülerinin gerçekleştiği görülmüştür. Elektrik alanındaki elektronun hem temel parçacık hem de bulutsu yapısı, canlıların temel yapıtaşının protein olduğunun öngörüleri o dönemde kabul edilmese de ileriki dönemde ortaya çıkan bilimsel gerçekler olmuştur.
“ İçinde maddenin hareket ettiği sonsuz bir çevrim, yörüngesini ancak dünyasal yılımızın uygun bir ölçü olamayacağı zaman dönemleri içinde tamamlayan bir çevrim, içinde en yüksek gelişme zamanının, organik yaşam zamanının ve daha önemlisi doğanın ve kendi kendilerinin bilincine ermiş varlıkların zamanının, yaşam ile özbilincinin geçerli olduğu uzayın sınırlılığı kadar dar bir çevrimdir; ister güneş ya da bulutsu buhar olsun, ister bir hayvan ya da hayvan cinsi olsun, ister kimyasal birleşme ya da ayrışma olsun, eşit ölçüde geçici olan ve içinde hiçbir şeyin sonsuz olmadığı ama sonsuz olarak değiştiği, sonsuz olarak hareket eden, hareketini ve değişimini yasalara göre yapan maddenin sonlu biçimdeki varlığını içeren çevrimdir. Ama bu çevrim, zaman ve uzay içinde ne kadar sık ve ne kadar amansızca tamamlanırsa tamamlansın; kaç milyonlarca güneş ve dünya doğup kaybolursa kaybolsun; yalnız bir güneş sisteminde ve yalnız bir gezegende organik yaşam koşulları ortaya çıkıncaya dek ne kadar zaman geçerse geçsin, aralarından düşünebilen beyne sahip hayvanların gelişmesine ve kısa bir zaman için yaşam koşullarının ortaya çıkıp sonra yine amansızca ortadan kaldırılmasına dek ne kadar çok organik varlık oluşup ve daha sonra yine yok olursa olsun – maddenin bütün dönüşümleri içinde, sonsuza dek aynı kalacağı, hiçbir niteliğinin hiçbir zaman kaybedilemeyeceği ve bu yüzden aynı zamanda da aynı sarsılmaz zorunlulukla yeryüzünün en yüce yaratığı düşünen aklı yok edeceği ve başka yerde, bir başka zaman onu yeniden üreteceği konusunda kuşkumuz yoktur. „
— Friedrich Engels[7]

18-12-2022/HALİD ÖZKUL /BURHANİYE/Wikipedia

4
A+
A-
REKLAM ALANI