Duydunuz Zilin Sesini

“DUYDUNUZ ZİLİN SESİNİ”

Erkan Yolaç’ı hatırlıyor musunuz?

Sahneye koşarak girer, hoş sohbetten sonra izleyiciler arasından bir yarışmacı seçer,

Cevapların tekrar edilmemesini hatırlatır,

sorulara makul ve mantıklı cevaplar vermenizi ister,

cevap verirken başı “emme basma tulumba” gibi hareket ettirilmemesini tembihler,

iki dakika içinde “evet” ve “hayır” dendiğinde kaybedilen neşeli bir yarışma yapardı.

Yarışmacıyı sahneye mehter marşı ile alır,

Neşeli sesi ve sempatik davranışları ve

“Duydunuz zilin sesini” cümlesi ile sohbete başlardı…

Çeşitli kişisel sorular sorar,

daha ilk sorularda “evet” ya da “hayır” dense yarışmayı bitirmez,

yarışmacı, dikkatle o iki kelimeden uzak durmaya çalışır ama çoğu zaman başaramazdı…

“O” da, havalara zıplayarak konuğunu İzmir marşı ile yerine gönderirdi…

(Kulakları çınlasın, sağlık ve esenlikler içinde olsun)

*

Biliyorsunuz, psikoloji:

İnsan davranışlarını ve zihinsel süreçleri ile bunların altında yatan nedenleri araştırıyor.

İşte bu bilim dalına göre:

-Onay alma ihtiyacımız;

-Başkalarını mutlu etme düşüncemiz;

-Kırmama, geri çevirmeme, ret etmeme alışkanlığımız;

-İlişkilerin bozulmamasına, düzenin yürümesine engel olmama duygularımız;

-Karşımızdakini kırmama çabalarımız;

-Cezadan korkma ya da kaybetme endişemiz;

-Suçluluk hissetmemiz;

-Hayır demeyi öğrenememiş olmamız bize EVET dedirtiyormuş.

Böylece:

Yaşamımızın yönetimini başkalarının ele geçirmesine izin vermiş oluyormuşuz…

*

Hayır, demek zordur diyorlar.

Oysa:

Hayır demek, ihtiyaçları ve istekleri dile getirmeye cesaret etmektir.

Uzmanlar, “hayır” demeden,

-Düşünüp konuyu tartıp biçin;

-Özgür bir birey olup olmadığınıza karar verin;

-Çözüm üretin, hayır diyeceğiniz şey için alternatifin ne olduğunu belirleyin diyorlar.

Unutmadan:

Hayır demek,

-Güçlü bir kişiliğin göstergesi;

-Sömürülmeden korunmanın yolu;

-Stres ve gerilimden kurtulmanın çaresi;

-Düşünmek için zaman kazanmanın başlangıcı;

-istenmeyen şeyleri yaşamınızdan uzaklaştırmanın ilk adımı olarak tanımlanıyor.

*

İçerde ve dışarıda şehitlerimiz var, içimiz kan ağlıyor.

“Babamız evde yok, kapıyı açamayız” cevabı çınlıyor kulaklarımızda…

Enflasyon rakamları artmış, dolar yükselmiş, ekonomik göstergeler kötüleşmiş…

Umutlarımızı canlı tutmaya çalışıyoruz ama kaygılıyız.

*

Ülkemizin her derdine deva olacakmış gibi

‘Partili Cumhurbaşkanlığı – Başkanlık’ konulu Anayasa değişikliği

Anayasa Komisyonundan geçti, Genel Kurula geldi.

Görüşülecek, konuşulacak, tartışılacak, oylanacak…

Sonuç merakla bekleniyor.

Kaç adet “evet”, kaç adet “hayır” oyu çıkacak?

Kaç milletvekili kutuya boş zarf atarak,

“beyaz” pulu ceplerine koyacak, “kırmızı” ve “yeşil” pulları markaj yapanlara gösterecek?

Elbette bilemeyiz.

Bildiğimiz, bu oylama Erkan Yolaç’ın “evet-hayır” yarışmasından çok farklı.

Hayırlı olsun, hayırlısı olsun diyelim.

Not:

Oylamada kullanılacak,

-Beyaz pul, evet;

-Kırmızı pul, hayır;

-Yeşil ise çekimser oyu ifade ediyor olacak.

SÜHA ORAL