25 Kasım’a yaklaştığımız bu günlerde, kadına yönelik şiddetin hız kesmeden arttığı bir dönemde, kendini bir eğitim sendikası olarak tarif eden bir topluluğun başkanının yaptığı açıklama tüm kadınların nezdinde biz Eğitim Sen’li kadınlar olarak bir açıklama yapma ihtiyacı hissettik. Biz kadınlar olarak, bütün platformlarda, toplumsal cinsiyet eşitliği ve İstanbul Sözleşmesi gibi kadını ve çocuğu korumaya yönelik her türlü uluslararası sözleşme ve uygulamaların savunucusu olmaya devam edeceğiz.
Bir takım kadın düşmanı odakların buldukları her fırsatta, kadına ve çocuğa yönelmiş şiddeti önlemeye ilişkin bu çalışmaları, bilerek ve isteyerek manipüle ettiklerini görmekteyiz. Yaklaşık sekiz aydır tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına almış bir salgınla boğuşurken, bir de eğitim açısından ciddi sorunlar yaşanırken, yapılan bu açıklamayla; iktidarın bir uzantısı gibi davranıp, tüm bu sorunları örtbas etmeye çalıştıklarını anlıyoruz. Şaşırdık mı, hayır. Zaten iktidar eliyle kurulmuş bir sendikanın, eğitim emekçilerinin sorunlarına, eğitimde derinleşen eşitsizliğe ses çıkarmalarını beklemiyorduk. Her zaman ki gibi kendilerine verilen görevi yerine getirmişlerdir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayanlar, vakıf, dernek vb. isimlerle protokol imzalayanlar, sosyal etkinlik yapılmasının önünü açanlar kadın cinayetlerinden, kadına yönelik taciz, tecavüz ve şiddetten, çocuk istismarı vakalarından, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim farklılıkları nedeniyle katledilen hayatlardan birinci derecede sorumludur.
Unutulmamalıdır ki hükümet, MEB ve YÖK uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğini yapmak zorunda, anayasal sorumluluğu olan kamusal eğitim sorumluluğunu yerine getirmelidir. Eğitim Sen olarak iş yerlerimizde, sokaklarda, yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliği için eylemlerimizle, etkinliklerimizle ve hukuki olarak mücadele ettik, mücadele etmeye de devam edeceğiz.
Her gün katledilen kız kardeşlerimizin sesleri kulaklarımızda çınlarken kadın düşmanı politikaları yeniden yeniden üreterek yaşam alanlarımızı elimizden almaya çalışan bu dilin sahiplerine, örgütlü ve örgütsüz tüm kadınlar olarak sesleniyoruz. Yılan dillerinizi, kem gözlerinizi, kirli ellerinizi üzerimizden çekin.
Hayatın her alanında, bugüne kadar olduğu gibi, eşitliği, özgürlüğü, laikliği savunmaya devam edeceğiz. Tüm kadınları kadın cinayetlerine, savaşa, yoksulluğa, ayrımcılığa, otoriterliğe ve gericiliğe karşı birlikte olmaya çağırıyoruz.
Havanur SUSOY TAFLAN - Eğitim - Sen Samsun Kadın Sekreteri
22-10-2020
