Eğitim- Sen ve Emekli - Sen'den Ortak Basın Açıklaması

Emekli Sen Bandırma Şube Başkanı Levent Balkış ve Eğitim Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru Cumhuriyet Meydanında ortak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına, CHP İlçe Başkanı Selim Panç, Kent Konseyi Başkanı Murat Ergöz, Petrol İş Sendikası Şube Başkanı İlyas Satırlı, ADD Şube Başkanı Serdar Polat ve çok sayıda sendika üyesi de katılım gösterdi.

Açıklamasında Emekçilere  ve Emeklilere yapılan zam oranlarına değinen  Emekli Sen Bandırma Şube Başkanı Levent Balkış ; TÜİK’in enflasyon oranlarını 2020 aralık ayı için yüzde 1.25, 2020 yılı için ise  yüzde 14.60 olarak açıkladığını anımsatan Emekli Sen Bandırma Temsilcisi Levent Balkış “Alıştığımız üzere yine sayılara takla attırılarak ve ülkenin gerçekliğinden tümüyle kopuk bir enflasyon oranı açıklanarak işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin yaşam şartları göz ardı edilerek yeni zam oranları ilan edildi. Şeytana bile takkesini ters giydiren bir yöntemle TÜİK, kamu emekçilerine yüzde 7.36 artış işçi ve Bağ-Kur Emeklilerine ise yüzde  8.36 maaş artışı ile sefaleti dayatıyor. Gerçekte yıllık enflasyonu yüzde 36.72, aralık ayı enflasyonu yüzde 3.88 olduğu çarşı pazar da kendisini bütün çıplaklığıyla hissetmektedir. Ülkede dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 590 lira, yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira iken asgari ücretlilere yapılan zam, TÜİK’in açıkladığı yalan enflasyon rakamlarıyla yapılan zam, emeklileri ölüm sınırına iteceği açıktır” dedi.

Balkış “Birileri, işçi sınıfının, memur emeklilerin, kıt kanaat geçinerek patronlara, Hükümete boyun eğmesini istemektedir! Birileri, emeklilerin evlerinde, üstelik böylesi zorlu bir pandemi sürecinde, ellerine geçmeden eriyen üç kuruş ile ölümü beklemesini istemektedir! Taleplerimiz karşılanmadan açıklanan “resmi enflasyon oranı” ve buna bağlı olarak “zam müjdesi” bizim için yok hükmündedir” ifadesini kullandı.

Seslerinin duyulmak istenmediğini öne süren Balkış “Taleplerimiz nettir: Emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret istiyoruz. Emekli ücretleri enflasyona endeksli değil; milli gelir artışı da göz önüne alınarak belirlenmeli, buda asgari ücretin altında olmamalıdır. Emekli ücretleri arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen bir intibak yasası hayata geçirilmelidir. Emeklilikte yaşa takılanlar adı altında yaratılan sorunun bir an önce eşitlikçi bir biçimde çözüme kavuşturulmalıdır. Biz hem asgari ücretli işçilere yapılan zulmün hem de bize reva görülecek olan bu insanlık dışı sefalet ücreti zamların karşısında yılgınlığa kapılmayacağız. Meşru ve demokratik zeminde  mücadeleye yılmadan devam edeceğiz” dedi.

-Üniversiteye kelepçe vurdular

Eğitim Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru’da açıklamasında Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere  değindi. Doğru “Bu ülkenin halkı demokrasi istiyor. Bu ülkenin yurttaşları demokrasinin en asgari kriteri olan seçme ve seçilme hakkı için mücadele ediyor. İşçiler sendikasını, üniversitenin asli unsurları rektörünü, halk yerel yöneticilerini ve vekillerini özgürce seçmek istiyor. Atanmışlarla, kayyumlarla ve dayatmalarla bu halkın kaderini belirlemeye çalışmak artık kabul görmüyor. Son olarak Boğaziçi Üniversitesine atanan bir rektöre karşı öğrenciler ve öğretim üyeleri demokratik yollarla tepkilerini dile getirdiler. Daha önce ihraç edilen akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez de üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler” şeklinde konuştu.

-Akademik özerklik ortadan kaldırıldı

Doğru devamında şunları söyledi “Tepeden inme bir rektör atamasıyla bir üniversitenin kurumsal değerleri, ihtiyaçları ve tüm bileşenlerinin iradesi yok sayılmıştır. Akademik özgürlüğün ve kurumsal özerkliğin ortadan kaldırılması üniversitelerimizi her geçen gün bilimsel üretimden daha da uzaklaştırmaktadır. Nitelikli bilimsel üretim için üniversiteler siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılmalı, üniversitelerin yönetim organları tüm bileşenlerin dahil olduğu katılımcı süreçlerle ve seçimle oluşturmalıdır. Bu toprakların tarihinde her zaman demokratik üniversite mücadelesi, demokratik Türkiye mücadelesinin güçlü bir parçası olmuştur. Bu nedenle üniversitelerine sahip çıkan, demokrasi mücadelesini yükselten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız”

BASINA VE KAMUOYUNA

Emekçilere Kuru Ekmeği Reva Gören Sefalet Artışları Değil, 
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret İstiyoruz! 
Hükmünü Yitiren TİS Derhal Yenilenmelidir!
Gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açtığımız, pandemi ile birlikte hayat pahalılığının, işsizliğin her geçen gün daha fazla derinleştiği bir yılı geride bıraktık. Bir yılı geride bıraktık ancak ne yazık ki yaşadığımız sorunları geride bırakmadık. Her tarafımız adeta mayın tarlası ile çevrilmiş durumda. Bir taraftan pandemi, diğer taraftan hayat pahalılığı, geçim derdi, işsizlik…
Gittikçe ağırlaşan koşullarda zam yağmuru devam ediyor. Yeni yıla köprü geçiş ücretlerine,  vergi, harç ve cezalara,  temel gıda ürünlerine ve tüketim maddelerine gelen fahiş zamlarla girdik.
Siyasal iktidar halkın, emekçilerin yaşadığı dertleri, sıkıntıları çözmek yerine attığı her adımda sorun yumağını büyütüyor. Her zaman olduğu gibi acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın önüne konuluyor.
Bugün TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon verileri emekçilerin önüne konulan acı reçetenin,  kuru ekmek bütçesinin bir parçasıdır. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi,  emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu perdeleyen rakamlarla, sahte verilerle bir kez daha açlığa mahkum edilmek istenmektedir.
Nitekim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  tarafından  Gıda Enflasyonu ise yüzde 20.61 olarak gerçekleşmiştir..Buna göre 15 Ocak’tan  itibaren 2021 yılının ilk altı ayı için %3 + 4, enflason farkı olmak uzere 7,6 maaş artışı yapılacaktır.  .  
TÜİK tarafından açıklanan söz konusu resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri, işçiler, emekliler başta olmak üzere halkın nezdinde hiçbir karşılığı yoktur.  
Ne yazık ki TÜİK verileri çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş-ücret politikasının aracı haline getirilmiştir.
. Siyasal iktidar yıllardır bu sahte rakamların ardına saklanarak ‘ asgari ücretliyi işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaya devam etmiştir.  
Siyasal iktidarın memur kolları gibi faaliyet gösteren sözde konfederasyon ve bağlı sendikaları ise her defasında bu sahte enflasyon rakamlarının altına imza attıkları, kamu emekçilerinin hiçbir temel sorununu çözmedikleri mutabakatları “tarihi başarı” olarak yutturmaya çalışmıştır.  Sonuçta hangi sendikanın üyesi olursa olsun kaybeden her defasında tüm kamu emekçileri ve emekliler olmuştur.
Açlık sınırının 2.600, yoksulluk sınırının 8.600 TL’yi aştığı  koşullarda hiç kimsenin kamu emekçilerinin maaş artışlarında TÜİK vasıtası ile açıklanan sahte enflasyon rakamlarını dayatma hakkı   yoktur.
YILLARDIR YAŞADIĞIMIZ KAYIPLARIMIZIN GİDERİLMESİ İÇİN:
Çoktan hükmünü yitiren, kamu emekçilerine 2021 yılı için %3 +%3 maaş artışı dayatılan “toplu sözleşme” derhal yenilenmelidir.
Hiç vakit kaybetmeden yapılacak toplu sözleşme ile maaşlarımız yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artırılmalıdır
Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
Birinci vergi dilimi %15 ten % 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
Emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergiler gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir.
Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderleri pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır
Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.
KESK /EĞİTİM SEN olarak, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına,  adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Üniversitelilerin Demokrasi Mücadelesinin Yanındayız!
Bu ülkenin halkı demokrasi istiyor. Bu ülkenin yurttaşları demokrasinin en asgari kriteri olan seçme ve seçilme hakkı için mücadele ediyor. İşçiler sendikasını, üniversitenin asli unsurları rektörünü, halk yerel yöneticilerini ve vekillerini özgürce seçmek istiyor. Atanmışlarla, kayyumlarla ve dayatmalarla bu halkın kaderini belirlemeye çalışmak artık kabul görmüyor.
Son olarak Boğaziçi Üniversitesine atanan bir rektöre karşı öğrenciler ve öğretim üyeleri demokratik yollarla tepkilerini dile getirdiler. Daha önce ihraç edilen akademisyenlerin cüppelerini çiğneyenler, bu kez de üniversitenin kapısına kelepçe vurarak tarihe geçtiler.
Meselenin esası bellidir: Tepeden inme bir rektör atamasıyla bir üniversitenin kurumsal değerleri, ihtiyaçları ve tüm bileşenlerinin iradesi yok sayılmıştır. Akademik özgürlüğün ve kurumsal özerkliğin ortadan kaldırılması üniversitelerimizi her geçen gün bilimsel üretimden daha da uzaklaştırmaktadır.
Nitelikli bilimsel üretim için üniversiteler siyasi otoritenin aracı olmaktan çıkarılmalı, üniversitelerin yönetim organları tüm bileşenlerin dahil olduğu katılımcı süreçlerle ve seçimle oluşturmalıdır.
Bu toprakların tarihinde her zaman demokratik üniversite mücadelesi, demokratik Türkiye mücadelesinin güçlü bir parçası olmuştur. Bu nedenle üniversitelerine sahip çıkan, demokrasi mücadelesini yükselten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve mezunlarının haklı mücadelesinin yanındayız.
YAŞASIN  EĞİTİM SEN 
YAŞASIN  KESK!
YAŞASIN  DEMOKRATIK ÖZERK ÜNİVERSİTE MÜCADELEMİZ!  EĞİTİM SEN BANDIRMA BAŞ TEMSİLCİSİ  - ERDAL DOĞRU
 

11-01-2021/ fotoğraf. ÖMÜR ŞEN / EĞİTİM- SEN //http://marmaraolay.com/sendikalardan-ortak-tepki/