Emeğine Sağlık Sayın İNCE

Günlerdir meydanlardasın.

Laik, Demokratik TÜRKİYE CUMHURİYET’İ için, CHP için, hukuk için, haksızlığa uğradığını düşünen insanlar için, bu düzene itiraz eden milyonlar için oradan oraya koştun, konuştun…

Kimseye hakaret etmedin, yalan söylemedin…

Çok kimsenin aklından geçirip de ifade edemediklerini esprili bir sekilde dünya aleme duyurdun.

Atatürk ruhunun, demokrasi anlayışının ölmediğini milyonlarca insanın bu yola baş koyduğunu , milyonların üzerine basmadan, ezmeden bu ülkede Atatürk ve ilkelerinin yok edilemeyeceğini dünya aleme kanıtladın. Ülkemizin, sağ görüşe yatkın olduğunu, ekonomik gücün sağ görüşün elinde olduğunu bilmeyen yok. Bu yarışın eşit şartlarda yapılmadığını da bilmeyen yok. Devlet ekonomisinin zora düştüğünü, enflasyonun, dövizdeki yükselişin, fiyatların her geçen gün daha fazla el yakmasının engellenemediği gün gibi ortada. Böyle durumlarda farklı ülkelerde farklı tepkiler görülür. Bizim insanımız 150 km hızla yokuş aşağı giden arabada ani fren yapılamayacağını, sürücünün bu şartlarda değiştirilemeyeceğini düşünerek iktidarı görevde kalmaya mahkum etti. Aslında; bu şartlar köklü değişiklikler için gerçekten uygun olmayabilir, bütün yıkımlar sizin üzerinize kalacak, sonucun tek sorumlusu siz olacaktınız. Bu düşünce züğürt tesellisi değil. İşte fırın, işte odun; kuru olan yanıyorsa yaş odun da yansın! Haaa eğer bu şartlarda sürücümüz bütün hünerlerini gösterir bizi selamete çıkartırsa, fiyatlar aşağıya çekilir , alım gücü artarsa, dış ilişkilerimiz düzelir, döviz olması gereken yere gelirse size ve bize de alkışlamak düşer. Zaten ülkemizin beklentisi bu değil mi? İnşallah % 50 nin endişesi yersizdir. İnşallah bu gidiş doğru gidiştir.

İnşallah %50 lik eşitliği bozan, dengeyi iktidar lehine çeviren % 2 lik fark ülkemizin yararına olur. Bu seçimde net bir şekilde gördük ki;ülkenin yarısı iktidarın yanında, diğer yarısı yapılanları onaylamıyor. Bu oran değişmeyecek. Herkes kendi görüşüne sahip çıkıp yaptıklarının arkasında duracak. Kimin haklı olduğunu zaman gösterecek. Yeni dönemde ülkemiz için en iyi, en güzel en doğru ve en hayırlı olan gerçekleşsin.

EMEĞİ GEÇEN, SESİMİZİ DUYURAN , OLAYSIZ, UYGAR BİR SÜREÇLE SEÇİM YAPMAMIZI SAĞLAYAN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER
ULVİYE KARA AKCOŞ -BANDIRMA – 25-01-2018


ÜZÜNTÜYE SAYGI ve KUTLAMAYI BİLMEK
Her kazananın bir de kaybedeni vardır genelde. Herkesin kazandığı, kimsenin kaybetmediği durumlarla az karşılaşırız. Acı ve tatlı aynı sofrada bulunabilir. En mutlu anımıza ummadığımız bir yerden üzüntü karışabilir. Bugün bizi sevindiren veya üzen durum, yarın bir başka kişinin kapısını çalabilir. Evrende pozitif ve negatif enerji serbest halde dolaşır. Kısacasası iyi ve kötü, sağlık ve hastalık hepimiz içindir. Yağlı güreşlerde cazgır davul eşliğinde ( Pehlivaaan… Pehlivan! Kazandım diye üzülme, yenildim diye yerinme ) diye seslenir pehlivanlara..Saygı, saygı, saygı.. Gençlik anılarımdan ibret aldığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Canımın yongası yiğenimin izniyle.
15 Yaşlarımdaydım; ailesinde tek erkek çocuk olan yiğenim sünnet olacak. Sivas’ın en varlıklı, en köklü ailelerinden birinin gelini ablam rahmetli. İlk çocuğu erkek doğduğunda çifte kurbanlar kesildi. Sünnet zamanı gelince hazırlıklar aylar öncesinden başladı. En ünlü aşçılar tutuldu. En güzel sesli ve en iyi okuyan hafızlar sünnet mevlidine çağırıldı. Kıyafetler İstanbul’dan getirtildi. Koca konak baştan sona boyandı süslendi. Heyecan dorukta. Kasalar içecek, küfeler sebze meyve dolu. Koca bir kiler dolusu et! Bahçeye konan bakır kavurma kazanlarını boşken bile iki güçlü erkek kaldırmakta zorlanıyor. Evde çalışanlar yetmiyor, komşular yaprak sarmaya , yufka açmaya yardıma geliyorlar. Ertesi sabah mevlitle birlikte tören başlayacak. İşte tam o gece bitişik binada oturan ailede beklenmeyen bir facia yaşanmış kimsenin haberi yok… En yakın komşunun 4_5 yaşlarındaki oğlu o dönemde( zehirli isal) denilen bir rahatsızlıkla aniden ölmüş . Aynı bahçeye açılan iki evden birinde mutluluk birinde acı. Bu durumda ne yapılır, insanın aklı almıyor değil mi?
Bakın anlatayım; çocuğunu kaybeden bu değerli aile, kimseye hissettirmeden, cenazeyi alıp köye götürüyor. Orada defnediyorlar. Sadece komşusunun mutluluğuna gölge düşmesin diye bağırlarına taş basıyorlar. Üzücü olayı öğrenen düğün sahibi aile büyükleri ise düğünü erteleme kararı alıyorlar, ancak cenaze sahibinin ısrarı üzerine sadece mevlit okunuyor , halay ekibi ve işin eğlence kısmı iptal ediliyor, davul çalınmıyor. Böyle güzel, böyle erdem sahibi insanlar yine aramızda. Bu olayın yakın tanıkları yaşıyor. Onlara buradan tekrar saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Yakın geçmişte benzeri bir olayı yine yaşadık. Bir komşumun çocukları sünnet olacağı gün diğer katta oturan bir büyüğümüzü kaybettik. Bu defa düğün sahibi sağolsun. Evin önünde yapılacak eğlenceyi başka yere taşıdı. Genlerimizde kayıtlı olan değerli genleri unutmayalım. Seçim sonuçları her ne olursa olsun. Üzülen tarafı kışkırtacak, üzüntüsünü kamçılayacak davranışlar olmadan, sevinelim kutlamalar yapalım. Kazanan da kaybeden de sonuçta bizim insanımız. Ne yıllarca iktidar hasreti çekmek , ne de bir şans daha yakalamak, dünyanın ilk veya sonu değildir. Hayat yaşayanlara devam edecek, her yeni gün yeni sürprizlerle gelecek…
HAYIRLISI……
ULVİYE KARA AKCOŞ

6
A+
A-
REKLAM ALANI