Bir şeye çok şaşıp, hayret edince, “Eşi menendi yok!” deriz.
Çok güzel bir deyimdir.
Birisinin peşine takılmakta, onu başımıza taç etmekte, seçtiğimize bağlılıkta, eşimiz menendimiz yoktur.
Yaptıklarımızın, gördüklerimizin, duyduklarımızın icraatlarımızdaki hatalarımızın da eşi menendi yoktur.
Şimdi bahsedeceğim konuların ve konularla ilgisi olan kişilerin de eşi menendi yoktur!
Allah selamet versin, kentimize bir müddet evvel kent konseyi başkanı olarak Sayın Doktor Murat Bey’i seçtik. Eksik olmasınlar, kent halkının su zammı kendisinde narkoz etkisi yaptığından, “Suya yapılan zam siyaset üstü bir olaydır!” diye yaptığı savunmanın eşi menendi var mı?
Sevgili doktorumuzun bu hareketi dokuz kusurlu hareketten biri olsa da, her şeyi göze alarak, kendine makam bahşedenlere bu şekilde diyet ödemesinin eşi menendi var mı?
Gelelim Edincik merası bilmecesine…
“Edincik merası bizimdir!” diyerek imza kampanyaları düzenleyen sevgili kent konseyi başkanımız, verilen imza tutanaklarını, belediyemizin kültür hizmeti olarak kitapçık haline getirme işlevine girdiğinden, imza belgelerinin nereye verileceğinin bilinmemesi nedeniyle, bu olayın da faili meçhul olduğundan, bu olayın da eşi menendi var mı?
Büyükşehir Belediye Başkanı kardeşimiz, Bandırma sokaklarında Edincik merası için “BÖLÜŞELİM!” anonsları yaptırdığı halde, anons seslerini duymamasının ve bu konuda ses çıkarmamasının eşi menendi var mı?
Bir tekerleme vardır, bilir misin?
“Karanfilsin kararın yok…” diye başlar da “Bilmem neyin ayarı yok…” diye sürer…
Şimdi söyle bakalım…
Bu kararsızlık ve ayarsızlık sonucu yapılan eylem ve söylemlerin sonucunun fiyaskosu meydana gelen parodilerdeki başarının, eşi menendi var mı?
Vardıır, vardır, elbette vardır da ondandır, eşi menendiniz…