Fırat Nehri

Fırat Nehri 

Bu gece aşka içtik Şirince'nin en güzel şaraplarından biri olan karadut şarabıyla.

Bazen hiç gelmez dediğiniz şeyler gelir başınıza. Deli dolu bir insan olduğunuzu varsayalım. Kendinizle de dahil olmak üzere hayattaki her şeyle, herkesle dalga geçersiniz. Biraz da hoş, çevrenizde imrenilerek bakılan, arzu edilen bir bireysinizdir. Hayatta yaşamadım dediğiniz çok az şey kalmıştır. Sevmiş, sevilmiş, tutkulu sevişmiş, aşkı yaşamış maneviyata doymuş, gezmiş, her türlü insanla tanışmışsınızdır. Sonra birini görürsünüz. Hatta görmezde hayal edersiniz. Bir de resmini çizersiniz. Gözleri ile gülen birini şekillendirirsiniz. Kalın dudaklı, inci gibi dizilen dişleri, hatta gamze bile kondurursunuz ona. Sonra o resme masal yazarsınız. Yazdığınız masalı öyle bir okumaya başlarsınız ki adeta kendinizi anlatıyorsunuzdur onun hayatında. Onun hayatının masalını okudukça her köşede kendinizi görüyorsunuzdur. Her sokakta kendinizle karşılaşıyorsunuzdur.

Çizdiğiniz o resme tekrar bakarsınız. İçine çeken bir girdaba dönmüştür artık. Korktunuz. Baktıkça kaybolduğunuzu, derinine çekildiğinizi hissettiniz. Fırat Nehri gibi. En son nezaman hissetmiştiniz böyle ergenlikte mi? Bin hayat yaşadım yazılı damga taşıyorsunuzdur ama neyin sizi bu kadar etkilediği ile ilgili bir fikir düşleyemezsiniz. Ne çizdirmişti size o resmi? Kim yazdırmıştı o hikayeyi? Göz açıp kapayıncaya kadar olur bütün bunlar. Siz ya bir masal ve bir resme ya da coşkun coşkun çağlayan Fırat'a aşık olmuşsunuzdur. Başınız tutar gibi tutar filofobiniz. Buna karşı koymak kendinizi vazgeçirmek için debelenirsiniz yüzdüğünüz Fırat nehrinde. Debelendikçe batarsınız. Siz sakinleşince Fırat da sizi kucaklar suyunun yüzüne çıkarır  çarşaf gibi olur. Asileşince coşuyordur Fırat, teslim edince kendinizi masmavi suyun üstünde onun tadını çıkarıyorsunuzdur.

Korkmamalı, kaçmamalı aşık olmaktan. Ben aşka aşığım deyip aşk suyundan sunana yüz çevirmemeli. İçmeli yudum yudum tadını çıkararak, tüketmeden. Başka nehirlerle karıştırmadan. 
Zaten Fırat'ın suyu tükenmez ki..

Selma Soybaşı - Bandırma - 05-08-2019