Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın/Osmanlı Devleti’nde Kadın

Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın/Osmanlı Devleti’nde Kadının Tabiiyeti

Doç. Dr. İbrahim SERBESTOĞLU

 Amasya Üniversitesi / Amasya

Tabiiyet, ferdi devlete bağlayan siyasi ve hukuki bağdır.

 Terminolojik olarak irdelendiğindetabiiyet, uyrukluk, vatandaşlık ve yurttaşlıkla aynı manada kullanılmıştır. Aslında kavramlar özde birbirinden farklıdırlar. Tabiiyetin muhteva olarak vatandaşlığı kapsamadığını savunanlara göre tabiiyet,henüz halkın tam anlamıyla siyasallaşmadığı dönemlere aittir. Yani tebaanın siyasal haklardan mahrumolduğu zamanı kapsar.

Osmanlı Çağdaşı Devletlerde Kadının Tabiiyeti

Osmanlı Devleti’nin Batılı kanunlardan hareketle kanunlaştırma hareketlerini gerçekleştirdiğidönemde Batı’da kadın, baba veya evlenmesi halinde kocasının tabiiyetine geçerdi. Bu durum ikinedenden kaynaklanmaktaydı. Birincisi kocanın ailenin reisi olması; ikincisi de ailede uyruk birliğininsağlanması düşüncesidir.

 1790 tarihli kanunlar Fransa’da, Fransız kadınla evlenen yabancı erkeğinFransız vatandaşı olmasını öngörürken, 1889 tarihli kanun kadının kocasının tabiiyetine geçebileceğinikabul eder.

 1804 tarihli Fransız Medeni Kanunu’nda Fransız erkekle evlenen yabancı kadının Fransıztabiiyetine geçeceği hükmü yer alır.

 İngiltere’de 1844 tarihli kanun, yabancı bir kadının İngiliz’leevlenmesi durumunda İngiliz vatandaşlığına geçeceğini; İngiliz kadının yabancıyla evlenmesidurumunda da İngiliz vatandaşlığını sürdüreceğini belirtiyordu. 1870 yılındaki kanun ise İngiliz kadının,kocasının tabiiyetine geçeceğine hükmediyordu.

 1894 tarihli İran tabiiyet kanununa göre bir İranlı ileevlenen yabancı kadın eğer İran’da ikamet ederse İran tabiiyetini kabul etmiş olurdu. Ancak İranlı kadınyabancı bir erkekle evlenirse kocasının vatandaşlığına geçerdi. Japonya’da ise 1898 tarihli kanun, Japonkadının yabancı bir erkekle evlenmesi halinde erkeğin Japonya vatandaşlığına geçeceğini belirtirken,1916 yılında yürürlüğe giren kanun ise kadının kocasının tabiiyetine gireceğini kabul eder. ABD’de1907 kanunu kadının kocasının tabiiyetine geçeceğini kabul ederken, ölüm ve boşanma durumlarındakadın bir sene içerisinde konsolosluklara müracaat edip tekrar ABD vatandaşlığına geçebilirdi.

Osmanlı Devleti’nde Kadının Tabiiyeti ve Yaşanan Sorunlar

Osmanlı Devleti, seküler bir tabiyet kanununu 1869 yılında uygulamaya koymuştur. OsmanlıTabiiyet Kanunu hazırlanırken uzun tartışmalar yaşanmıştı. Bu tartışmalardan birisi de kadının evlenmesidurumunda değişecek olan tabiiyetinin eşinin ölümü sonrasında ne olacağına dairdi. Ecnebilerle evlenenOsmanlı kadınlarının, eşlerinin vefatı sonrasında tekrar Osmanlı tabiiyetine dönmelerini öngören yedincimaddedeki üç sene içinde ibaresi üzerinde de duruldu. Bazı üyeler süre sınırlandırmasının olmamasıyönünde görüş belirtti. Tartışmalar sonucunda, herhangi bir dava esnasında kişinin tabiiyetinin sorun

 

 Muammer Raşit Seviğ- Vedat Raşit Seviğ, Devletler Hususî Hukuku (Giris

 

 

  Buna benzer maddeler 1832’de Avusturya, 1870’te İngiltere ve Almanya, 1881’de Belçika, 1889‘da İspanya, 1896’da Rusyave Mart 1907’de ABD’de yürürlüğe giren kanunlarda da mevcuttu. Bk: Rona Aybay,

 Kadının Uyrukluğu Üzerinde EvlenmeninTesiri

oluşturmaması için taslaktaki üç yıllık sınırlama aynen kabul edildi. Taslakta Osmanlı tabiiyetinegeçecek kişinin Hariciye Nezareti’ne müracaatı öngörülmekteyken, taşradan müracaatın bazı kişileriçin zor olacağı düşüncesiyle bizzat veya bi’l-vasıta  ifadesi eklendi. Görüşmelerin ardından taslağa sonşekli verildi ve irade-i seniyye ile Tabiiyet Kanunu olarak 28 Ocak 1869 tarihinde kabul edildi. Kabuledilen kanunun maddeleri şöyleyd

:Madde 1: Ebeveyni veya babası Osmanlı tabiiyetinde olan kişi Osmanlı tebaası olarak kabul edilir.Madde 2: Ebeveyni ecnebi olduğu halde Osmanlı topraklarında doğan kişi, reşit olduğu andanitibaren üç sene içinde başvurması halinde Osmanlı tabiiyetini talep edebilir.Madde 7: Ecnebi ile evlenen kadın eşinin vefatı üzerine üç sene içinde isterse tekrar Osmanlıtabiiyetine geçebilir.Böylece Osmanlı Tabiiyet Kanunu da kadının, kocasının tabiiyetine geçmesi kuralını kabulediyordu. Ecnebi ile evlenen Osmanlı kadınının, kocasının tabiiyetine geçmek için izin almasınagerek yoktu. Evlenen kadının tabiiyet değişikliği otomatikman geçerli hale geliyordu.

 Buna rağmenecnebiyle evlenen Osmanlı kadınları bazen Osmanlı muamelesine tabi tutuluyordu. Yerel idarecilerin bugibi Tabiiyet Kanunu’na aykırı muameleleri, tabiiyet sorunlarının çıkmasına ve yabancı konsoloslarınmüdahalelerine neden olmaktaydı. Böyle bir olay sonrasında Şura-yı Devlet, Yunan erkekle evlenenOsmanlı kadınının Yunanistan tabiiyetinde olduğuna karar vererek tartışmayı sonlandırdı.Kadının kocasının tabiiyetinde kabul edilmesi yalnız Osmanlı kadınlarının yabancılarla evlenmesiyledeğil, Osmanlı erkeğiyle evlenen yabancı kadınların durumu dolayısıyla da sorun oluşturdu. Fransa veİtalya, Osmanlı erkeğiyle evlenen kendi vatandaşlarının Osmanlı tabiiyetine geçmelerini kabul etmedi.Gerekçe olarak, yabancı bir erkekle evlenen Fransız kadınlarının, kocalarının tabiiyetine geçebilmeleriiçin kocalarının mensubu olduğu devletin kanunlarında açık hüküm olmasını gerektiğini gösterdiler.Osmanlı Tabiiyet Kanunu’nda Osmanlı kadınlarının, kocalarının tabiiyetine geçecekleri belirtildiğihalde, Osmanlı erkeğiyle evlenen ecnebi kadınların durumu açıkça ifade edilmemişti. Fakat içtihatolarak, kadının eşinin tabiiyetine geçmesinden hareketle ecnebi kadınların da evlilik yoluyla Osmanlıtabiiyetine geçtikleri Osmanlı Devleti’nce kabul edilmekteydi. Fransa ve İtalya bu içtihadı yok saymaktave Osmanlılarla evlenen kadın vatandaşlarının aslî tabiiyetlerini kaybetmediklerine hükmetmekteydi.

Osmanlı hükûmeti, sorunun çözümü için şehbenderlerin yetki ve görevlerini düzenleyen nizamnamenintescil-i tabiiyet kısmına özel bir hüküm ekledi.

 Buna göre, yabancı tebaadan olduğu halde Osmanlıerkeği ile nikâhlanan kadının, Osmanlı tebaası olarak kaydolunacağı belirtildi.

Amerikan Tebaası Ermenilerin Eşlerinin Tabiiyeti

Osmanlı Devleti’nde kadının tabiiyetinin dolaylı da olsa tartışıldığı bir diğer konu Osmanlıtopraklarında yaşadığı halde eşleri Amerika’ya göç edip, Amerikan vatandaşlığına geçmiş olan kişileredairdi. Ermeni Osmanlı Ermenilerinin Amerika’ya göç etmesi sonrasında Amerikan vatandaşlığınageçen Ermeniler ailelerini yanlarına almak istiyorlardı. Bunlar arasında Amerikan vatandaşlığını geçip,geri döndüklerinde terör eylemlerine başvurduklarından Babıali yasaklayıcı bir politika izliyordu. Terörsorununun çözülmesi sonrasında daha özgürlükçü adımlar atabileceğini bildiriyordu.Osmanlı Devleti, tüm çabalarına karşılık Amerikan hükûmetinden istediği desteği görmedi.Üstelik Osmanlı hükûmetine göre Amerika’ya göç eden Yahudilere uygulanan Amerikan vatandaşlığınakabul şartları, Ermenilere uygulanmıyordu.

 Amerikalı yetkililer, Osmanlı hükûmetinin bu iddiasınıkabul etmediği gibi; ABD vatandaşlarının Osmanlı topraklarına seyahatinin, doğal hak olarak kabuledilmesi gerektiğinde ısrar ediyordu. İki devlet yetkililerinin ortak noktada buluşamamaları üzerine

 Bu tür sorunların Cumhuriyetin ilanından sonra dahi devam ettiği anlaşılmaktadır. İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği,1943’te Türk Vatandaşlık Kanunundan önce Türk erkeği ile evlenmiş olanların Türk olarak tescil edilmeleri gerektiğinisöylemekteydi. Bk: Aybay,

 Kadının Uyrukluğu Üzerinde Evlenmenin Tesiri

Geçmişten Günümüze Şehir ve Kadın

Osmanlı hükûmeti tek taraı olarak yeni tedbirler aldı. İlk olarak yurtdışına göç edecek olan Ermenilerekısıtlama getirildi. İkincisi; rari olarak ülkeyi terk edenlerden, geri dönenler hakkında tahkikat yapılıpvukuatı ve başka devletlerle ilişkisi olmadığı belirlenenlerin, sıkı kefaletle salıverilmesi uygulamasınındevamına karar verildi.

 Bu bağlamda geri dönecek Ermenilerden, İstanbul’a, yalnızca ailesi ve eviolanlar girebilecekti.

Alınan kararla birlikte ABD pasaportuyla Osmanlı topraklarına gelmek isteyenErmenilerin pasaportlarının vize edilmemesi şehbenderliklere bildirildi.

 Osmanlı hükûmetinin aldığıtedbirler karşısında Amerika’nın İstanbul elçisi Leishman ortamı yumuşatmaya çalıştı. Amerikanhükûmetinin, Osmanlı Devleti’nin görüşleri doğrultusunda bazı tedbirler alacağını belirtti.

Osmanlı hükûmeti, kısa bir süre sonra Amerika’ya gitmiş olan Ermenilerin ailelerin göçlerinikısıtlamaktan vazgeçti. Ermeniler, daha önce eşlerini ve çocuklarını yanlarına alma taleplerini Amerikanelçiliği aracılığıyla Babıâli’ye bildirmişler fakat ret cevabı almışlardı. Ret cevabı karşısında ailelerden bir kısmı rarî olarak Amerika’ya göç etmiş iken bazıları Anadolu’da kalmıştı. Parçalanmış ailelerABD ile Osmanlı arasında sorun oluşturuyordu. İstişare Odası, ailelerin gönderilmesiyle iki ülkearasında diplomatik sorunlardan birinin çözümleneceğini bildirdi. Gideceklerden, geri dönmemeleriiçin kelli ve Patrikhane’den tasdikli evrakla birlikte, üç adet fotoğraf vermeleri isteniyordu. Bunların pasaportlarına bir daha Osmanlı topraklarına dönmeyeceklerine dair ibare eklenecekti.

 Meclis-iVükela ve padişahın onayı alındıktan sonra Ermeni ailelerin göçlerine müsaade edilmesi için vilâyetleretebligat yapıldı. Ailelerin göçlerinde bazı vilâyetlerde sorunlar yaşanması üzerine Amerikan sefaretidevreye girerek, konsolosluk kavasları gözetiminde ailelerin en yakın iskelelere götürülmesini istedi.Osmanlı hükûmeti de yaptığı tahkikatta sorunun daha önceki uygulamalardan kaynaklı olduğunutespit etti. Önceden, kişilerin şahsen Osmanlı tabiiyetinden çıkmak ve bir daha geri dönmemek şartıylagitmesine müsaade edilmekteyken; şimdi, ailelerin topluca ve üstelik tabiiyetten çıkartma işleminingerçekleştirilmeden gönderilmesi kafaları karıştırmıştı.

 Oysa kadınların kocasının, küçük çocuklarınise babasının tabiiyetinde oldukları dikkate alınınca; gidenler için ortada sorun yoktu. Gidenlerin eşleriveya babaları Amerika tabiiyetinde oldukları için bu kişiler de Osmanlı tabiiyetinden çıkmış ve Amerikatabiiyetine geçmiş kabul edileceklerdi. Yalnız Amerika tabiiyetine geçecek olan Ermenilerin, Osmanlıtopraklarında kalacak olan gayrimenkullerini iki ay içerisinde satması gerekiyordu.

Rusya ve Kadının Tabiiyeti

Rusya himayesine giren Osmanlı tebaasının sayısındaki artış Osmanlı Devleti’ni yeni bir tabiiyetsorunuyla karşı karşıya bırakıyordu. Hemen harekete geçen Babıâli yaptığı görüşmeler sonucunda Rusyaile karma komisyon oluşturulmasına ve komisyonun aşağıdaki kararlar doğrultusunda faaliyetlerinigerçekleştirmesine karar verildi. 30 Ocak 1862 tarihinde Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki tabiiyetsorunlarını çözmesi planlanan kararlar kadına dair şu maddeyi içermekteydi

:Kadın kocasının, küçük çocuklar da babalarının tabiiyetinde kabul edilecek. Büyük çocuklar isekendi tercihlerini yapabilecekler. Eğer ebeveynleri gibi Rusya tabiiyetine geçerlerse gerekli şartlarıyerine getirecekler. Babıâli, tabiiyet değişikliği nedeniyle yerel idarecilerin yaşadığı tereddütlerden haberdaroldukça açıklama yapıyordu. Ancak savaş şartlarından dolayı yerel yöneticilere gönderilen bazı emirve açıklamaların dikkate alınmadığı veya gözden kaçtığı anlaşılıyor. 1914 yılının sonlarında eşleri veyaebeveynleri Rusya’da olan kadın ve çocukların sınır dışı edilmemesi Kudüs mutasarrıığına bildirildi.

Cezayirliler ve Fransa ile Yaşanan Sorun

Topraklarının Fransa tarafından işgali üzerine başta Suriye olmak üzere sair Osmanlı topraklarına göç eden Cezayirliler de tabiiyet tartışmalarına sebep olmuşlardı. Osmanlı Devleti ile Fransa arasındayapılan görüşmede alınan kararlar şunlardı
25
:Fransız tabiiyetini kabul eden Cezayirlilerin, Osmanlı tebaası bir kadınla evlenmesi yasaktır. Buyasağa uymayanlar Osmanlı topraklarını terk edecektir. Daha önce Fransız vatandaşı Cezayirli birerkekle evlenmiş olan Osmanlı kadını, eşiyle gidip gitmeme konusunda serbesttir.
26
Suriye tarafına yerleşmiş olan Cezayir muhacirleri, Fransız tabiiyetinde kalıp, kapitülasyonlarıngetirdiği imtiyazlardan yararlanmak istiyordu. Osmanlı hükûmeti, 22 Kasım 1889’da aldığı birkararla, Cezayir göçmenlerinin, Osmanlı topraklarına geldiği andan itibaren, iki yıl içinde, ya Fransızvatandaşlığını seçmesi ya da Osmanlı tabiiyetini devam ettirip, kanunlara uyması gerektiğini bildiren bir karar aldı. Gelenler içerisinde Fransız pasaportu taşıyanlar da iki yıl içinde Osmanlı tabiiyetinegeçmek zorundaydı. Osmanlı tabiiyetini kabul etmeyenler tıpkı İranlılar gibi Osmanlı kadınlarıylaevlenemeyecekti.
 
Çocukların Durumu
Kız çocuklarının tabiiyeti de genel olarak çocukların tabiiyeti çerçevesinde değerlendirmekgerekmektedir. Fransa tabiiyetine girmede kanunlar ilk zamanlarda ebeveynin tabiiyeti dikkate alınırken,sonra Fransa’da doğan çocuğun Fransız tabiiyetinde kabul edilmesine karar verildi. Ancak bu şekildeFransız tabiiyetine giren çocuk reşit olunca tabiiyet değiştirme hakkına sahip olacaktı. İngiltere vePortekiz tabiiyet kanunları da Fransız kanununa benzerlik göstermekteydi. İngiltere’de tabiiyet, babanınİngiliz olmasına veya kişinin İngiltere’de doğmaya bağlıydı. Anne- baba başka bir ülkenin vatandaşıysa,çocuk ancak reşit olduğunda İngiliz vatandaşlığını terk edebilirdi. Portekiz’de ise çocuklar reşit olmadanebeveynler, çocuklarının tabiiyetini seçme hakkına sahiptiler. İtalya’da da tabiiyet anne- babanıntabiiyetine bağlı olarak kazanılmakla beraber, anne-baba eğer on seneden fazla bir süre İtalya’da ikametediyorlarsa çocuk İtalyan tabiiyetini kazanırdı. Çocuk reşit olduktan sonra da anne-babasının mensupolduğu yabancı tabiiyetine geçebilirdi. Almanya, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu ve İsviçre’deyalnız babanın tabiiyeti dikkate alınmakta, doğum yerine bakılmamaktadır. Rusya, İspanya ve Belçikayalnız ebeveynin tabiiyetini dikkate almaktaydı. Norveç ve Danimarka’da ikamet dikkate alınırken,ABD’de istimlâk veya bir Amerikalı kadınla evlenmekle ABD vatandaşlığına geçilmekteydi. Tabiiyetdeğiştirme, Osmanlı Devleti’nde, Fransa’da, Belçika’da ve İspanya’da, kişiye özgü bir değişiklik olarakkabul edilirken diğer devletlerde zevce ve çocuklar da tabiiyet değişikliğinin kapsamına alınmaktaydı.Ancak İngiltere, Almanya ve İtalya, kadının kocasına bağlı olarak vatandaşlığa kabullerini kabul etmekle beraber zevcenin de ülkede ikametini zorunlu saymaktadır.

 Sonuç
Osmanlı Devleti, modernleşme sürecinde Fransa’dan örnek aldığı tabiiyet kanununu 1869 yılındakabul ederek, İslam dünyasında ilk seküler vatandaşlık kanununu uygulamaya koymuştu. Bu kanundakadın genel teamüllere uygun olarak babasının ve eşinin tabiiyetinde kabul ediliyordu. Kadınıntabiiyetine dair devletlerarasında yaşanan sorunlar da ikili anlaşmalarla çözümlenmeye çalışılıyordu

Doç. Dr. İbrahim SERBESTOĞLU/ Amasya Üniversitesi / Amasya

KaynakçaBaşbakanlık Osmanlı ArşiviSüreli Yayınİstişare, No: 11, 20 Teşrinisani 1324Kitap ve Makaleler, 10/7, Fransa Seri Kont Montebello Tarafından Sadrazam Kamil Paşa’yaGönderilen Tahrirat Tercümesi, 17 Eylül 1889; Nedim İpek, İmparatorluktan Ulus Devlete Göçler, Trabzon 2006, s. 239–240.86-38/ 3709, Arz Tezkiresi, 1305/1889;Selim Deringil,
Simgeden Millete II. Abdülhamid’den Mustafa Kemal’e Devlet ve Millet 
, İstanbul 2007, s. 131. Mahmud Fuad,Tabiiyet , İstanbul 1312, s. 10-29.Geçmişten Günümüze Şehir ve KadınAYBAY, Rona, Kadının Uyrukluğu Üzerinde Evlenmenin Tesiri, Ankara 1980.BERKİ, Osman Fazıl, “Türk Hukukunda Evlenmenin Tabiiyete Tesiri”, A.Ü.Hukuk Fakültesi Dergisi, c.3, S. 1-4, 1946, s. 46-61.DERİNGİL, Selim,
Simgeden Millete II. Abdülhamid’den Mustafa Kemal’e Devlet ve Millet 
,İstanbul 2007.İPEK, Nedim, İmparatorluktan Ulus Devlete Göçler, Trabzon 2006.Mahmud Fuad,

25-03-2022

BANDIRMA GERÇEK MEDYA / KÜLTÜR  SERVİSİ