GERÇEKTEN KURTULDUK MU
Günlerdir ülkemin her yerinde kurtuluş mücadelemiz anlatılıyor, konferanslar, tiyatrolar, sempozyumlar, dans ,folklör etkinlikleri ...Konserler... Konserler...
İzin alamayan, dağıtılan etkinlikleri saymıyorum... Söylenmeyenleri, söylenemeyenleri de saymıyorum... Doğrusu tepemizde bombalar patlamıyor, sığınaklarda aç susuz, soğukta titreşmiyoruz. Sokak ve caddelerimizde düşman askerleri kol gezmiyor... Peki; bununla yetinmelimiyiz? Üzerinden asır geçti. Bulunduğumuz yer, hak ettiğimiz yer mi?
Kuruluş ve kurtuluş tarihi bizimle aynı olan ülkelerin, sosyo ekonomik durumlarına, eğitimlerine, ekonomi ve sanat alanındaki attıkları adımlara bakalım...
Kurtarıcımız Mustafa KEMAL ATATÜRK' ün büstüne heykeline yapılan saldırıları, hakkında söylenen suçlamaları, hakaretleri, açtığı kurumların bir bir kapatılmasını görmezden gelmeye çalışıyorum.
( Kurtuluş savaşından sonra başlatılan eğitim seferberliğine, millet mekteplerine ne oldu ?) diye sormuyorum... Basma fabrikamıza, şeker fabrikalarımıza, yerli malı üreten iş yerlerimize, tarım alanlarımıza, hayvancılığımıza ne oldu da demiyorum.
Onca kan döküp , can vererek çizdiğimiz sınırların , nasıl yol geçen hanı olduğunu da düşünmemeye çalışıyorum. Kim bu cübbeli takkeli gezenler? Kim bu resmi nikah yerine muta nikahını yeterli görenler? Okulların , resmi kurumların, sokakların değiştirilen adlarını , adların önünden kaldırılan TC leri hiç yaşanmamış sayıyorum. TBMM sinin değişen simasına alışmaya çalışıyorum. Dünyada, düşünce suçlusu en çok olan devletler arasındayız diye ağıt yakmıyorum. Siyasi liderlerin topluca halkın önüne çıkıp tartışmalarını beklemiyorum. En yakın dost bildiğimiz ALMANYA'nın vatandaşlarımıza niye vize vermediğini, yüzlerce işçi alımında neden türklerin tercih edilmediğini sorgulamiyorum... Devletler, düşman işgaliden büyük savaşlar vererek kurtulurlar, yeniden yapılanır küllerinden yeniden doğarlar... Kaybettikleri değerleri yeniden kazanırlar... Konu burada bitmez; kazanımların korunması, değerlere sahip çıkılması gerekir. Noksanlar tamamlanıp zenginlikler katlanmalı , geriye dönüş olmamalı, geri adım atılmamalıdır. Kazanılan zaferler ancak böyle taçlanır , zafer böyle kutlanır!
17-09-2022/ ULVİYE KARA AKCOŞ