Hamidiye İskelesi!

Bu foto  sanırım, Taylı eli sırtlarından bir panaroma...

Aşağıda görünen fabrika bacalarının yazlık villa ve konut ormanında kaybolduğu yer ise bugünkü adı İskele Mahallemiz...

Daha ötede karşı kıyıda muhteşem heybeti ile meşhur Ören mahallemiz. Eski ve tarihsel adı ile Adramittion Krallığının kurulduğu palamut ağaçları ve sincapları ile sık sık andığımız tarihi tepe...

Daha arkada ise tanrılar dağı, Olimposun taht kurduğu mitolojik Kaz Dağları, eteklerindeki Güre hamamlarında tarihin ilk güzellik yarışmalarının yapıldığı tanrıça Afroditlerin arzı endam ettikleri, Çoban Parislerin adımları ile iz bıraktıkları, Tahtacı türkmenlerinin yurt tuttukları Cılbak Baba ve Sarıkızları ile türkleştirip islamlaştırdıkları eski ve tarihi adı ile kelime anlamı Baba olan İda...

Peki, bu durumda Ana mı kim?

Tabiiki bu fotonun çekildiği dağlar Madra...

Oysa aslı Hamidiye İskelesiydi, 2. Abdülhamid Han Ayvalıkta bir kaç kez tekrarlanıp bastırılan Rum ayaklanmalarına karşı Burhaniye ve denize bağlantısı İskeleyi Burhaniye merkezli müslüman nüfus tahkimatı ile güçlendirmiş bunu dünyaya açık bir ticari liman ile de güçlendirmişti...

Adına da cumhuriyetin ilanına kadar Hamidiye İskelesi denirmiş. Cumhuriyetin ilanı ile artık adı iskele olmasına rağmen beldedeki yağhane, sabunhane, pirina fabrikası, palamut ve maden yükleme alanları ve gümrük binası ile hem iç hem dış ticarete yönelik bir ticaret ve sanayi bölesi olma özelliğini korumuştu...

O vakitler ne Ören nede Öğretmenler mahallelerimiz yoktu. Öğretmenler mahallesi adı üstünde Kumbağlar üzüm bağları ve denize kadar uzanan ziraate gayrı müsait bir mera ve tuzlu kumlarda yaşayabilen kovalık ve deniz dikenleri ile dolu bir tür kum makiliği halinde boş arazi idi.

Ören ise adı üstünde yıkık, metruk, virane denilen terkedilmiş bir antik kent kalıntılarından ibaretti..

Yeniden ilk yerleşim rivayete göre Gömeç bölgesinde meskun Balkan muhacir ve Mübadiilerinin oturduğu binaların 1944 depreminde çok ağır hasar alması ile bugün Belediye evleri olarak bildiğimiz afet konutları idi..

Aferzedeler bölgenin akrep, yılan ve bilumum ürkütücü ve korkutucu haşerat ile bol olması ve eski bir harabe olması nedeniyle beğenmemiş, beklenen yerleşim olmamaış ancak dönemin kaymakamı Hüseyin Öğütçenin çabaları ile turizme bu tarihten sonra kazandırabilmiştir...

Sanırım Osmanlının çöküşünden sonra emvali metruke dediğimiz Rum mallarının şehir ve ovalardaki büyük rant paylaşımından sonra 2. büyük imar ve turizm rantını da bu hadise başlatmıştır...

Biz resmin panaromik dilinden coğrafya ve tarihin söylediklerini sizlere kısaca ve amatörce özetledik...

Dut Ağacı-Burhaniye- 05-10-2019