CHP’li vekilden, Kahire’de gerçekleşecek uluslararası terörle mücadele çalıştayı kapsamında Mısır’a gitmeden önce Cumhurbaşkanı ve ülkedeki yasal düzenlemelere yönelik çarpıcı açıklamalar geldi.
24-25 Ekim 2017 tarihlerinde Mısır’ın Başkenti Kahire’de yapılacak olan “Terörle Mücadele Çerçevesinde Parlamenterler ile Yargı Aktörleri İlişkisi” konulu çalıştay çerçevesinde bugün Ankara Esenboğa Havalimanından İstanbul’a oradan da Kahire’ye uçacak olan heyette Türkiye’yi temsilen, TBMM İçişleri Komisyon Başkanı AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin GÜVENÇ, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi İstanbul Milletvekili Fatma BENLİ, Adalet Komisyonu Üyesi CHP Balıkesir Av. Milletvekili Namık HAVUTÇA ve Muğla Milletvekili MHP İçişleri Komisyonu Üyesi Mehmet ERDOĞAN bulunacak.
Uluslararası terör çalıştayı ve Türkiye’nin konumu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan CHP Balıkesir Milletvekili Avukat Namık Havutça, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Terör ve terörist tanımını yeniden yapmalıyız' açıklamalarına tepki gösterdi. CHP'li Namık Havutça, Erdoğan'ın amaçladığı düzenlemelerin Türkiye'yi açık cezaevine dönüştüreceğini belirtti ve bunun kabul edilemeyeceğini söyledi.
CHP'nin hukukçularından Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, Kürt sorunun çözümüyle ilgili görüş beyan eden her görüşün PKK'ya destek gibi algılanmasının yanlış olduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, yaptığı açıklamada, Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu başta olmak üzere yürürlükte olan mevzuatta terörle mücadele ile ilgili herhangi bir yasal eksikliğin söz konusu olmadığını söyledi.
‘EKSİKLİK YASALARDAN DEĞİL SİYASİ İRADEDEN KAYNAKLANIYOR'
"Burada sadece yasaların uygulanmasından kaynaklı siyasi iradenin zikzakları var" diyen Havutça, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü mevzuatla Diyarbakır Sur'da, Şırnak'ta, Hakkari'de güvenlik güçleri terör örgütleri mensuplarıyla mücadele ediyorsa bu barış sürecinde de geçerliydi. 7 Haziran seçimlerinden önce barış süreci diye başlayan süreçte, şehir savaşlarına hazırlanan bu terörist grupların eylemlerine göz yumdu. Bu kanunlar o zaman da bu mücadeleye izin veriyordu. Dolayısıyla buradaki terörle mücadeledeki eksiklik yasalardan kaynaklanmıyor. Siyasi iradenin bu yasal mevzuatı doğru kullanmamasından kaynaklanıyor. "
‘KÜRT SORUNUYLA İLGİLİ HER GÖRÜŞ PKK'YA DESTEK GİBİ ALGILANAMAZ'
Erdoğan'ın buradaki hedefinin siyasi açıklamaları terör suçu kapsamına dahil etmek olduğunu vurgulayan Havutça, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Havutça, "Bu daha önce denendi. Bu Türkiye'de yeniden bir insan avı başlatmak demektir. Kürt sorunun çözümüyle ilgili görüş beyan eden her görüşün PKK'ya destek gibi algılanması Türkiye'de ucu açık nereye gideceği belli olmayan ve her düşüncenin suç haline geldiği bir durum yaratır" diye konuştu.
‘HUKUK DANIŞMANLARI CUMHURBAŞKANINA DOĞRU BİLGİ VERMİYORLAR'
Havutça'ya göre değil bu sorunun üstesinden daha da sertleşerek değil düşünce ve ifade özgürlüklerinin önü açılarak gelinebilir.
"Konuşarak çözemeyeceksek silahla çözümü mü teşvik etmiş olacağız?" diye soran Havutça, Erdoğan'ın, danışmanları tarafından doğru bilgilendirilmediğini savundu.
Havutça, "Sayın Cumhurbaşkanı'na sanırım hukuksal danışmanları doğru bilgi vermiyorlar. Bugünkü ne TCK'da ne TMK'da terör tanımında bir eksiklik yok, terörle mücadelede yasalardan kaynaklanan bir eksiklik olmadığın biz biliyoruz" dedi.
YASALARDA 1990'LARA DÖNÜŞ MÜ YAPILACAK?
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra hem TCK hem de TMK'da köklü değişiklikler yapılmış, özellikle 1990'lı yıllarda uygulanan ve eleştirilen çok sayıda hüküm de değiştirilmişti.
Erdoğan'ın açıklamaları yasalarda yapılacak değişikliklerle eskiye dönüş sinyali mi? Örgüt tanımında 'silahlı-silahsız' ayrımı kaldırılabilir mi? Havutça bu sorulara "Ben öyle algılıyorum" diye yanıt verdi.
Devletin güvenlik güçlerine, kamu düzenine karşı örgüt kurarak her türlü silah, şiddet ve propaganda ile faaliyette bulunmanın terör tanımı kapsamında olduğunu anlatan Havutça, mevcut yasalarda 'cebir ve şiddet' kıstasına yer verildiğini de vurguladı.
Havutça, siyasi iktidarın bu konuda ne düşündüğünü bilmediğini ancak Cumhurbaşkanı'nın hedefinin düşünce açıklamalarını da terör kapsamı içine alınması olduğunu söyledi. Havutça, "Aslında teröre yardım ve yataklık da bizim ceza kanunumuzda suç. Ama burada kalkıp da bir milletvekilinin bir gazetecinin bu sorunla ilgili ifade ve sözlerini terör kapsamında değerlendirir ya değerlendirirseniz, Türkiye bir açık cezaevine dönüşür. Bu da kabul edilemez" diye konuştu.
'TAM AKSİNE HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GENİŞLETİLMELİ'
CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, terör tanımını genişletmek yerine tam aksine demokratik hak ve özgürlükleri genişleterek, bu sorunun daha fazla üzerine gidilmesi gerektiğini kaydetti. Havutça, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör bir insanlık suçudur, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde terör bir hak arama yöntemi olamaz. PKK bir terör örgütüdür. Ancak Kürt sorunu vardır Türkiye'de, bu sorunları konuşarak, siyasal anlamda değerlendirerek, basında, Meclis'te, kamuoyunda bunları konuşarak çözebiliriz. Bunların konuşmasını engellersek eğer bu noktadaki ifadeleri biz terör kapsamında değerlendirirsek iş artık iyice çığırından çıkar ve Türkiye bir açık cezaevine dönüşür."
Bandırma Gerçek \ Serhat Ozar
