Hayaller ve Hayatlar

Yalanlara ihtiyacımız olduğu için yaratmış olabilir mi Tanrı? Bugünlerde bunu sorgulamaya başladım.

Uzun süredir kimseye güvenmediğim için kandırılma payım çok düşüktü. İçine düştüğüm boşluktan mı ne birden kendimi bir hayalin içinde buldum. Çok güzeldi. Sahip olamadığım, imkansız değil fakat kolay kolay sahip olamayacağım bir dünyaya davet edildim. Hemen de o dünya benimmiş ve ben zaten bunu hak ediyormuşum gibi bodoslama atladım içine. Sunulan her şeyi kabul ettim. Vaat edilenleri öyle benimsedim ki sanki artık onlarsız yaşayamazmışım gibi geldi. 

Fakat Rüyam kısa sürdü. Bir masalın içinde çekildiğimi anladım. Anladım ama bu kısa zaman zarfında o kadar çok alışmıştım ki hayallerimin dünyasında yaşamaya, kandırılmaya devam etmek istedim. Evet bilerek isteyerek kendi rızamla daha fazla kandırılmak istedim. Akıllı ve fazla uyanık olmanın sıkıcılığı ne, fark ettim. Bana yalan söylemeye devam eder misin, yalanların beni çok mutlu ediyor demek istedim. 

Sadece doğrularla yaşıyor olsaydık bunu kaldırabilir miydik? Bazı acı gerçekler canımızı çok yakmaz mıydı? Bizi mutlu etmenin yollarından biri de sahip olduklarımız değil de sahip olduğumuzu sandıklarımızsa...

Sadece üç gündür tanıdığın biri sana çok aşığım dediği zaman bunun gerçek olamayacağını bilirsiniz fakat bunu duymak yine de sizi mutlu eder. Biriyle harika bir ilişkiniz olmasa bile asla ayrılmayacağız sözü. Eşinizin sen benim ilkimsin demesi. Çocuklarınızın harika bir anne babaya sahibim diye bir anlık mutlulukla attığı ama günün diğer saatlerinde ne kadar eksik bir hayata sahip olduğunu düşündüğünüz çığlığı. Anne babanızın sadece başkalarının yanında bulunduğunuz vakitlerde ki size övgü yağdıran halleri. 

Daha binlercesi... Yalan olduğunu bildiğiniz ama o yalanların sizi mutlu eden tek gerçek olduğu zamanlar olmuyor mu, oluyor. Bir saysanıza günde kaç yalanla mutlu oluyor, kaç yalanla mutlu ediyorsunuz.

Daha mı çok yalan söylesek, ne yapsak...

Selma Soybaşı- BANDIRMA - 27-07-2019