Çok mükemmel bir insan olduğunuza inanıyorsunuz, çok da zekisiniz, çok becerikli, tuttuğunu koparan bir karakteriniz var, ayrıca çok kültürlü, dört fakülteyi başarıyla bitirmiş, hem atom mühendisi hem de genetik mühendisi olmuşsunuz, bilmediğiniz pek bir şey yok.
Çalışmış çok para kazanmış mal mülk edinmişsiniz, ve bütün bunları kendi çabalarınız beceriniz ve kendi irade ve zekanızla yapmışsınız.
Size ait ne varsa kendiniz de dahil hepsini çok seviyorsunuz, gururlusunuz, kendinizle kusursuzluğunuzla ve başarınızla övünüyorsunuz, henüz orta yaşlardasınız sağlığınızda yerinde, gençliğiniz ve sağlığınızın verdiği dinamizmle ölümün size uzak olduğunu düşünüyorsunuz, bütün bunların yanında inancınız yok denecek kadar az, ölümden sonraki hayata inanmıyor her şeyin bu dünyadan ibaret olduğu fikrini benimsemişsiniz.
Bir zaman sonra yaşınız ilerliyor, hatta yaşlandığınızı hissediyor, ufak tefek sağlık sorunlarınız baş göstermeye başlıyor, ölümü düşünmeye başlıyor, herkes gibi hayatınızın sonuna yaklaştığınızı, ölüm mefhumunun bir realite olduğunu anlamaya başlıyorsunuz, siz ve sizin durumunuzda olan diğer insanlar gibi şöyle bir düşünce alıyor sizi.
” Ben bu mükemmel ben, bu akıllı ben, bu çalışmış başarmış her şeyi elde etmiş ben, bu yaradılmış en mükemmel bedenin sahibi ben, hiç bir kusuru olmayan ben, yok olup gideceğim öylemi, bu kadar malı mülkü parayı bırakıp gideceğim öylemi, bu olağanüstü beden bu mükemmel akıllı beden çürüyüp yok olacak öylemi, bu muhteşem yaşam bitecek ve yok olacak öylemi, on beş milyar yıllık kainatta benim gibi birinin yetmiş sene sonra esamesi okunmayacak, kainat hala ayaktayken bu beden bu benlik yok olacak öylemi”.
“Hayır böyle olmamalı, bir yerde bir yanlış var, benim gibi harikulade bir yaratığın kendi iradesiyle kurduğu bu harika düzen yetmiş yıl sonra yok olmamalı, yetmiş yıl sonra yok olacak bir ömür için bu kadar mükemmellik fazla, bu muhteşem ben ve benlik yetmiş yıl için yaratılmış olamaz” ”evet olamaz”, ”evet olamaz”, ”evet olamaz”.
CEVAT YILMAZ – 18-04-2019 BEYKOZ ISTANBUL