HDP Kapatılmalı Mı?

İnsan düşünen varlıktır. Düşünen her sosyal varlık da aklından geçenleri birileri ile paylaşma gereği duyar. Yanlış ya da doğru, düşünceler ortaya konur değerlendirilir. Akla yatkın olanlar kabul görür,aykırı düşünceler masaya yatırıp irdelenir. Bu işlemleri kimse kendi kendine dört duvar arasında yapmaz. Sosyal platformlar doğru iletişimin gerçekleştiği yerlerdir. Yasama ,yürütme ve yargının şekillendiği en önemli platform millet meclisleridir. Bu meclislere ulaşıncaya kadar daha ufak merkez veya yerel ortamlarda kişisel, kurumsal ve ulusal değerler belli potalarda toplanır hukuk şemsiyesi altında şekillenir. Demokratik ülkelerde çark böyle döner.
Dilimin döndüğü kadar herkesin anlayacağı bir dil ile ifade etmeye çalışıyorum. Hata veya noksanlarım varsa af ola!
Sivil toplum örgütleri resmi olmayan bir merkeze bağlı bağımsız faaliyetleri olan kuruluşlardır. Temsil ettikleri kitlelerin temel haklarını çıkarlarını savunurlar. Sosyal, çevresel, kültürel hedefler doğrultusunda hukuka uygun daha iyi yaşam koşulları için çalışırlar. Sosyal kurumlar demokratik ülkelerin temelidir.
HDP 15 Ekim 2012 den beri faaliyeti olan siyasi bir partidir.Ülkemizde varlığını kimsenin inkar edemeyeceği bir kesimi temsil etmektedir. İllegal işler yapıyorsa, illegal örgütlerle bir bağlantısı varsa yasal mahkemelerde yargılanır, suçu belirlenir cezası verilir. Ancak ilkeleri bazı çevrelere ters düşüyor, benzemiyor diye kapatılmaz, kapatılmamalıdır.
TC sınırları içinde doğmuş , büyümüş, askerlik yapmış, vergisini ödemiş TC kimliği taşıyan yüzlerce insan bu partiye oy vemiştir. Toplam oy sayısının yüzde % 10′ u küçümsenmeyecek bir rakamdır. Bu parti hukuk kurallarına uygun legal bir partidir. Başkanı hapiste üçüncü yılını doldurmasına, hakkında tahliye kararı çıkmasına rağmen tutukluluğu devam etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ nden çıkan tahliye kararı dikkete alınmamıştır. Taraftarları ve avukatlarının ifadelerini basından takip edenler iyi bilirler. Asıl mesele; HDP ve başkanı değil. O’ nun şahsında kendini ifade etmeye çalışan kesim ile TC ‘ nin Anasası ve demokrasi anlayışının işleyişidir.
Hiç birimiz; oy verdiğimiz partinin, bağlı bulunduğumuz sosyal kurumun kapatılmasını istemeyiz. Bugün( x ) parti kapatılır, yarın sıra başka sosyal kurumlara gelir. Hızlı özelleştirme politikaları sonucu pek çok kurumun kapısına kilit vurulmuştur .Devlet yatırımlarında büyük önem taşıyan, çay, kömür , fındık, elektrik, kağıt, dokuma, şeker üretimi yapan özelleştirmeden nasibini aldı.1980 de sayısı 166 olan 1995 de 278 e ulaştı bunların amacı ülkeye gelir sağlamek halka hizmet vermekti. Kadrolar şişti, eskiyen makineler yenilenmedi sonunda zarar ediyor diyerek kapatıldı. Türk Telekom mülklerini ipotekleyerek özelleştirme ihalesini kazanan firma birkaç yıl boyunca halktan para topladı, aldığı krediyi ödemeden kayıplara karıştı. Ereğli Demir Çelik, Seka, AyCELL, Başak Sigorta, Tofaş Hisseleri, Didaş, Hektaş, Tüpraş, Petkim, Tedaş, Tekel,Merinos, TÜMOSAN, Arçelik, Şütaş, Oyak İNŞAAT hisseleri, SOSYAL TESİSLER, İŞLETMELER… Şu an hatırlayabildiklerim. Daha onlarca var. Hepsinin arkasından bakakaldık. Ben o partiyi sevmiyorum, oy vermiyorum diyerek duyarsız kalmayalım… Biraz empati, biraz vicdan… Saldırgan bir politika, ülkeyi geri dönülemeyecek noktalara getirmesin.

18-03-2021/BANDIRMA – ULVİYE KARA AKCOŞ

5
A+
A-
REKLAM ALANI