İbrahimler Sağolsun

Yazıyı gören (Kim bu İbrahim?) diyecek. Ya bu sondaki çoğul eki ne? Kaç tane ibrahim var? Üç, beş, yedi, dokuz? Belki yüz, belki bin… Ve neden ibrahim? Bunca insan , bunca çocuk varken?
Benim tanıdığım birkaç İBRAHİM var. Hepsi özel, hepsi değerli insanlar. Ama ben burada yedi yaşında tanıdığım oğlum saydığım, yaşamını merak ve gururla izlediğim öğrencim İbrahim’den söz ediyorum. Bütün öğrencilerim özeldir, hepsini ayrı ayrı severim. Her biriyle çalıştığım, çalışmadığım yıllara ait, iyi kötü anılarım vardır. Her birinden aldığım dersler vardır yaşama dair. Her biri bildiğim bilmediğim yanlarıyla , bir öykü, hatta roman konusu. İşte İbrahim onlardan biri. Farkı; kendini yaratmış olması. Yaşamın ağır, sevimsiz yükünü kendi çabasıyla aşan güzel bir yuva kurup güzel evlatlar yetiştiren. Doğru eş, doğru seçimler, doğru kararlar, bitmek tükenmek bilmeyen azim, yorulmak bilmeyen beyin, yorulmak bilmeyen beden. Kendini aşmak, evlatlarında kendini yaşamak.
İbrahim tanımlayamadığım bir zeka ve enerjiye sahip. Kırılgan ve duygusal. Kendi aklıyla, kendi yolunu aydınlatan, ışık tutan. Güzel olduğu kadar akıllı, akıllı olduğu kadar becerikli, deyim yerindeyse dört dörtlük bir hanımla evli. Her başarılı erkeğin arkasında olduğu söylenen türden. İbrahim; gurur duyduğu üç evladını, eşinin destek ve işbirliğiyle üniversitede okutuyor. İşte İbrahim’i
diğer insanlardan ayıran bir tık öne geçiren konulardan biri bu. Varlıklı pekçok tanıdığım insan, üniversitede çocuk okutuyoruz diye sızlanıp maddi sıkıntılardan söz ederken o sadece çalışıyor. Ne iş bulursa yapıyor. Gece gündüz demiyor. İş seçmiyor. Yapamam demiyor. Bir yandan okuyor, sosyal konularla ilgileniyor. Ailesine çocuklarına en iyiyi vermeye çalışıyor ve tek avuntusu onların başarıları. Çocuklar bir yandan okurken bir yandan aileye destek olmaya çalışyorlar. Ses getiren başarıları var. Çok ciddi başarılar…Anne ve babalarının, kendilerini seven ve tanıyanların yüzlerini güldürüyorlar. Onlardan gelen bir başarı haberi bütün günümü şölene çevirmeye yetiyor örneğin.
Elbette her taş konduğu yerde durmaz. Onların da sıkıntıları , bekleneni bulamadıkları anlar oluyordur. Ama ana arter hep açık, hep düzgün, hep temiz.
İbrahim okul eğitimini alamamış olmanın acısını çocuklarının başarılarıyla unutmaya çalışıyor. Okulda öğrenme şansı bulamadığı konuları hayatın taa içinde öğreniyor. Kendi sahip olamadıklarını çocuklarına sunmak için var gücüyle savaşıyor. Onun bildiklerini , yaşam içinde öğrendiklerini ana baba parasıyla alınan onlarca diplomaya değişmek mümkün mü? Varlık içinde yokluktan yakınan ailelerin, aile parasıyla okul bitirmede sıkıntı yaşayan gençlerin İbrahim’lerden öğrenecekleri çok şey var. Aile içinde neler yaşandığını kimse bilemez. Ben İbrahim ve ailesini böyle görüyor, takdir ediyor, örnek gösteriyorum. Sağolsun İbrahim’ler. Sağolsun onlarla omuz omuza yaşayan eşleri, sağolsun onların çabalarını başarılarıyla ödüllendiren gençler.
ULVİYE KARA AKCOŞ

31
A+
A-
REKLAM ALANI