MUTLU MUSUN?.
Değerli okurlar, çeşitli TV lerin ipe sapa gelmez sokak röportajları malumunuzdur.
Bunlardan Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalı, kendi çapında ve çevresinde, mutluluk üzerine bir kamu araştırması yapıyor.
Bilmiyor ki Yurdum insanının , özellikle de EMEKLİ kesimin Mutlulukları KAF Dağının arkasında kalmış, gidip almak için ZÜMRÜDÜ ANKA kuşu gerek ama o da yok maalesef.
Programcı, rastladığı kişilere soruyor:
Mutlu musun?
Hiç değişmeyen cevaplar:
EVET MUTLUYUM oluyor.
Ya, televizyon karşısında sıkıldıkları için mutsuzum diyemiyorlar, ya da mutsuzum diyenleri makaslayıp, yayınlamıyorlar. Yanıt vermeyen, ya da eh, şöyle-böyle diyenlerin dışında, mutlu insanların sayıları yüzde altmış beşleri buluyor. Bu mutlu insanlara sorulan son soru, Borcun var mı? oluyor. Cevap, Çoook!.
Peki, bu nasıl bir mutluluk yurdum insanı? Borç batağına saplanmış, boğuluyorsun Emekli 7500 liraya talim ediyorsun ama mutlusun, ya da mutluyu oynuyorsun. Bir gün alacaklılar, bu borcu isteyecekler, o zaman da mutsuzu oynarım ya da, Gönül bu ,borçla harap olsun/Hanım, alacaklılar gelirse beni mezarda bulsun mantığı mı seni mutlu eden?
Mutluluk üzerine bir şeyler yazmak aklımdan geçer bazen ama mutluluk çok göreceli bir kavram olduğundan, Kime ve neye göre mutluluk? O nedenle, Mutluluk üzerine söz söylemem ahkâm kesmek olur ki bu benim haddim değil der, vazgeçerim.
Sadece, İnsanlar nasıl mutlu olur? diye düşünür, hayâllere dalarım.
Örneğin, önce herkesin geliri, maaşı okkalı bir biçimde artsa, okul harcamaları ve kış geliyor, yakıt giderleri, Uçmuş olan ev kiraları epeyce ucuzlasa, mutfak harcamaları da tabii, kredi kartı borçlarına da genel af getirilse. Hani demem o ki bunun yanında, bir de seven sevdiğini alsa, şunun şurasında kıt kanaat geçinip gideriz, değil mi ama?.
İşte o zaman Oh, ne rahat Lüküs hayat sirkeden ucuz, derken
Daldığım hayâlde gözlerim kamaşmış,
Dükkânlar mal dolu yollara taşmış,
Ucuzluk sözleri dağları aşmış,
İçimden öyle tatlı bir haz geçer,
Donsuzun gönlünden top top bez geçer,
Misâli maddi bir mutluluk yakalasak!
Ancak bu yetmez. İnsanoğlu, bolluk karşısında şımarır ve, küçük dağları ben yarattım, büyükler büyük babamdan kaldı havalarıyla büyük yanlışlara düşer. O nedenle Manevi mutluluğu da yakalamak gerek ki, o da zor değil.
Öncelikle, “Kul hakkı yeme.”
Fiyat belirten etiketlerini değiştirirken vicdanlı ol.
Yalan söyleme. ” Onu başkalarına” bırak!.
Manevi yükümlülüklerini olabildiğince yerine getirmeye çalış.
Her gün insanlara çemkirme,
Yaratılmışı sev, yaratandan ötürü.
Büyüklük taslama ,Egoistlik yapma,
Haddini bil, Ben ben ben demeyi bırak.
Başkalarının da varlığını kabul et,
Mütevazı ol.
İşte iki cihanda mutluluk.
Değerli okurlar, Yürek burkan dramatik olayların yoğun olduğu, Siyasetin çamurlaştığı ve geçim koşullarının çok ağırlaştığı, yüzlerin gülemediği günümüzde, sizlere hayâlle gerçeği sentezleyerek bir mutluluk reçetesi vermek istedim…. Herkese Mutluluklar dilerim… Esen ve MUTLU Kalınız……
30-09-2023/ BANDIRMA/FİKRET ÇAĞIN