Türkçesi; “Şerefsiz Beşli”, Beşli Çete de denilebilir belki…Üç kağıtçılık, alavere dalavere, bir sürü onursuz rezil işlerle ilgili anlam içeren iki latince sözcük veya kavramdan söz edeceğim biraz.
Hayır hayır…Sandığınız gibi değil..; Size ne ballı ihalelerden, yollardan, köprülerden, havaalanlarından, hastanelerden, ne de gittikçe kabaran elektrik, doğalgaz akaryakıt faturalarından söz etmiyorum, asla, kesinlikle konu bunlar değil.
Söz etmek istediğim şey, “İNFAMİS PENTAS” ve belki biraz da anılar, hukuk…
İyi de, “Şerefsiz beşli çete, ballı ihaleler, üçkağıtçılıklar vs..vs……ne alaka?…Yine mi siyaset? Kendinin de bizim de başımızı yakma! Ne ilgisi var yaaani” mi diyorsunuz?
Evet, ben de onu diyorum ya…Ne ilgisi var??… Hiç bir ilgisi yok…Bu söylediğimin, o aklınıza gelenlerle hiç bir ilgisi, bağlantısı yok, yoookkk. Size söz etmek istediğim yalın ve yalnızca İnfamis Pentas.
*
Muhtemelen çoğunuz, bu sözcükleri bu güne kadar hiç duymadınız.
Önce, sözlük anlamını kısaca anlatayım:
1.İnfamis; yani “şerefsizlik” ya da kötü şöhret kavramı, bir kişinin işlediği bazı suçlardan dolayı toplumda sahip olduğu saygınlığını yitirmesi demektir.(Alevilikte, “Düşkün” ilan edilmek gibi) (https://tr.wikipedia.org/wiki/Roma hukuku bkz: infamia)
2. Pentas; Pent Yunanca beş demek. Kıbrıs’ta Beşparmak dağlarına Rumlar PentaDaktilo derler. Îranî diller Farsça’da ve Kürtçede de penç beş demektir.
Çiçeklerle bahçelerle uğraşanlar da bilir belki; Pentas (Beşiz çiçeği – lanceolata) iyi bakılırsa 12 ay çiçekli kalan harika bitkilerdir.
Tavlacılar da bu sözcüğe yabancı değildir; ” Pencü se, severler güzeli genc üse”
Böylece, Pentas sözcüğünün Pent sözcüğünün çoğulu olduğunu, “beşli” ya da “beşler” anlamına geldiğini anımsamış, İnfamis Pentas’ın da sözlük anlamını da öğrenmiş olmalıyız; Şerefsiz Beşli ya da Şerefsiz Beşler(Ortadaki “r” harfini, isteğinize göre 2, 3 ya da daha çok arttırabilirsiniz
Bu latince sözün hayatımda özel bir yeri var . İlk duyduğumda, henüz 19 yaşında bir hukuk öğrencisiydim. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının sıralarında oturduğu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıfın o tarihi amfisindeydik. Roma’nın M.Ö. 753 yılında kurulmasından, M.S. 6. Yüzyıla kadar uzanan tarihinde antik dönemden süzülerek günümüze kadar gelen bir çok özgün “latince deyim” ve kavramı, dalında uluslararası otorite Prof. Türkan Rado’dan, şaşkınlık ve hayranlıkla adeta tarihsel bir roman gibi dinliyorduk.
Aradan geçen bu kadar yıl sonra, itiraf edeyim; doğrusu ya, o yaşlarda bizim için asıl önemli olan; Roma Hukuku vs. sınavlardan, derslerden çok, ikide bir tıbbi yabancı sözler ederek bizlere caka atan Eczacılığın, Tıp’ın şımarık kızlarına fiyaka atmaktan ibaretti. Örneğin; “Corpus Iurus Civilis”, “condictio causa data causa non secuta” diye adeta romantik bir melodi fısıldar gibi lakırdılar eden bir hukuk öğrencisiyle tanışan hangi kız , yelkenleri suya indirmezdi ?
Dedim ya henüz işin gırgırındaydık, infamis ve daha onlarca latince kavramın, günümüz hukuk sistemine katkısı ve öneminin, henüz o yaşlarda, pek de farkında değildik.
Farkına varabilmek için, isterseniz, birkaç latince hukuk deyimini sizlere aktarayım:
– Fiat iustitia nec pereat mundus – (Dünyanın yıkılmaması için adalet sağlanmalıdır)
– In dubio pro reo – (Şüpheden sanık yararlanır)
– Infinita aestimatio est libertatis – (Özgürlüğün değeri sonsuzdur)
– Ius respicit aequitatem – (Hukukun hedefi adalettir)
– ustitiae dilatio est quaedem negatio – (Geciken adalet onun reddi demektir)
500-600 yıl öncesinden günümüze kadar gelebilen bu latince sözcükleri değil de, anlamlarını- kavramları biraz olsun tanıyabildiniz mi? Anımsayabildiniz mi?
Adaleti, insan onuru ve özgürlüğünü koruyan hukuksal ilkelerin temellerinin oluştuğu o dönemlerde, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi – Konseyi vb. neyin yoktu ki, o zamanın kralları-tiranları; ” Ben anayasa, babayasa, avrupa mahkemeleri falan tanımam etmem” desin..
Astığı astık kestiği kestik krallar-tiranlar döneminde bile böyle hukuksal ilkelerden söz edilebilmesi ilginç değil mi?
*
Evet, konu geldi neredeeeen nereye… Eski evraklarımı, kitaplarımı karıştırırken, sararmış bir kitabın içinde unutulmuş bir fotoğraf ve Roma Hukuku sınav soruları birdenbire karşıma çıkınca, anılar, çağrışımlar çıkageldi.
O yıllar öğrenciler arasında, büyük bir eğlenceye dönüşen futbol turnuvaları düzenlenirdi.
Basketbol sahasında oynanan turnuvaya, 5’er kişilik takımlar katılır ve yaklaşık 1 ay kadar süren şamatalı, eğlenceli eleme maçları sonucunda şampiyon takım belirlenirdi.
Henüz maçlar başlamadan, takımların oluşmaları ve isimleri bile öğrenciler arasında büyük bir şamataya, gırgıra dönüşürdu.
Baştan bu yana söz ettiğim İNFAMİS PENTAS,işte bu. Çoğumuzu gıcık edecek derecede güzel /sert top oynayan, havalı tiplerden oluşan ve o yüzden gerçekten ismi gibi şeerrrrrrefsiz bir takımdı ve önüne geleni devirip en sonunda şampiyon oldu.
Düşün ki ne kadar gıcık olmuşum, aradan o kadar yıl geçmiş, (2’ye katlanan elektrik faturaları gibi) hala gündemde, bu (bol “r”li) Şerrrrrefsiz Beşli-İnfamis Pentas!.
19-02-2022/ GÜVEN SUBAŞI/BANDIRMA