İSRAİL in, GAZZE soykırımı üzerinde ; TÜRKİYE nin İSRAİL e sürdürdüğü ihracaatın, Gazeteci Metin CİHAN tarafından ortaya çıkarılması üzerine, AKP Yerel seçimleri kaybetti, AKP liler farkında değil… HALK TV-TELE 1-KRT-SÖZCÜ TV gibi kanallarda, İsrail e yapılan ihracaat tartışılıyor ama, tartışanlar içinde bu konuda yeterli bilgisi olanlar, nedense konuşmuyor veya konuşturulmuyor !
Konuşturulacaksa, Deniz Ticaret Oda Başkanı var…konuşturun ! Gemi Acente sahiplerinden birini konuşturun ! Gümrükçü birilerini konuşturun…Konuşturabiliyorsunuz, gemiciklerin sahipleri var, onları konuşturun !
Diyeceksiniz ki; senin bu konuda ne bilgin, ne birikimin var ? Diyebilirsiniz tabii ! Bendeniz ; tevazu göstermeyeceğim. Müteşebbislik konusunda cesurdum ve deniz ticaretine girmek için çok uğraştım ve ilk önce ; bir GEMİ ACENTALIĞI ŞİRKETİ kurarak, sektöre girdim. Akabinde A-Yetkili Gümrük Komisyonculuğu Karnesine sahip biladerimin, GÜMRÜKLEME Şirketinin şubesini Bandırma da açtım. Başka bir karneli gümrükçü arkadaşım ile Nakliye-Gümrükleme üzerine bir şirketin, ortağı oldum. A-Yetkili Sigorta Acentalığı yaptım. Devamında da Gemi Yükleme Boşaltma-Nakliye ve Liman İşletmenliği üzerinde, TAHMİL-TAHLİYE şirketi kurarak, Gübre ve hammadeleri, Amonyum Nitrat, Prit, Şeker, Fosfat, Kömür gibi ithal ve ihraç edilen ürünler üzerinde, limanlarda 6 yıl müteahhitlik yaptım. Türkiye de sayılıdır…LİMAN TAHMİL TAHLİYE ve NAKLİYE üzerine, bir Kooperatif Şirket kurdum ve Başkanlığını yaptım. Susurluk Şeker Fabrikasının, yurt dışına ihracaat yaptığı günlerdi… ihracaatın son yüklemelerini, belki son gemiyi ben yükledim. Artık, üzülelim ki ; şeker ithal ediyoruz !
Hatta, bir yolcu gemisi dizayn ederek Bandırma-Kapıdağ arasında, yolcu seferleri düzenledim ki, o iş hala bakir ve Denizcilikte halen yok denecek kadar teşebbüs gücümüz var.Yani ; Deniz Ticareti üzerinde yoğunlaşan bir iş hayatı geçmişim oldu. Gümrük ve deniz sektöründen de, pek çok dostlarım, arkadaşlarım oldu. Yetmedi ; Bandırma Meslek Yüksek Okulunun İTHALAT/İHRACAAT Bölümünde, ULUSLARARASI TAŞIMACILIK ve SİGORTACILIK (Deniz, Hava, Kara, Demiryolu) derslerinde, öğretim görevlisi olarak, hocalık yaptım. Öğrencilerime daha çok, DENİZ e plaj-balık gözüyle bakmamayı öğrettim. Ufuklarını açtım… Deniz Ticareti ve İthalaat veya İhracaat ne demektir… Beyanname, Konşimento, Gümrük Muhafaza… az çok biliyorum yani… Bir GEMİ görünce ; mandanın trene baktığı gibi, bakmıyorum yani.
Bir zamanlar, gençlerimiz pek hatırlamaz ! Türkiye de, iki şeyden çok korkulurdu. ORMAN MUHAFAZA….GÜMRÜK MUHAFAZA…! Allah muhafaza derdik ! onlarla muhatap olurken. Bu kurumların haberi olmadan, ormanlarda ve denizler de… kuş uçamazdı çünkü ! Şimdi bu kurumlar için, Allah Muhafaza diyeni, pek duymuyorum ! Denizlerimiz artık, yol geçen hanı gibi olmuş !
İSRAİL-GAZZE !
İsrail-Gazze konusunda, pek yazı yazmadım ama izledim. Dış politikada derinliğine bilgim ve uzmanlığım yoktu. Bekledim ki ; halkımız doğru bilgilendirilsin. Ama olmadı… Gazzedeki Filistinliler, İsrail in önüne yem olarak atılıp, İsrail saldırıları karşısında da, yalnız bırakıldılar ve BOP Projesi tıkır tıkır işletildi. Onbinlerce Filistinli halk ve çocuklar, öldürüldü ve öldürülmeye de devam ediyor. Neden ? GAZZE sınırları kapatılarak savunmasız bırakıldı önce, Gazze ye yardım amacıyla bırakın silah gibi savunma malzemelerini, yiyecek içecek bile sokamıyor dünya… Kuşatılmış bir bölgenin bütün insanlarının öldürülmesini, açlıktan çaresizlikten, ölmelerini seyrediyoruz şimdilik !
AKP li İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat KURUM bile, İstanbul u biz alırsak GAZZE de kurtulur ! Diyecek kadar, takkiye ve vicdan suistimalini yaptı mesela. Sanırsanız, AKP İstanbul Belediyesini alırsa… Belediyenin bütün imkanlarını GAZZE ye transfer edecek ve Gazzeliler doyacak ve çocuklar ölmeyecek !
Partisinin, genel de 22 yıldır iktidar olduğunu, kendisinin bu iktidarında kudretli bir BAKAN olduğunu falan unuttu. İstanbul un şeriatçıları, tarikatları, MÜSİAD (müslüman (?) işadamları derneği) sokaklara döküldü GAZZE için. Belediyeyi alalım, GAZZE kurtulsun diye halkı uyuttular ! Yandaş bütün basın ve kanallar bu halk hareketlerini gösterdi bol bol ve Gazze ye gidecek diye, yolsuzluklarıyla ünlü yardım dernekleri kasalarını doldurdular. Şimdi o, yüksek duvarlı villalarında 4 hatunlu, yüzme havuzlu villalarında hüküm süren ehl-i sünnet tarikat şeyhleri, ağlatıyorlar milleti. Murat KURUM kaybetti, GAZZE kaybetti..! AKP kaybederse, KABE yi de kaybedeceksiniz diye propagandalarına devam ediyorlar. AKP lilere ; gidemezsiniz, kaybedemezsiniz diye… ağlayarak destek verenlerde çok ! Yeterince aydınlatılmasa da, halk bu suistimale geçit vermedi ve İstanbul u AKP yine kaybetti !
GAZZE BOMBALANIYOR…BOMBALAYAN İSRAİLE, TÜRKİYE İHRACAAT YAPIYOR/MUŞ !
Önce bunu ortaya çıkaran gazetecilere yüklenildi, sonra söyleyenlere yüklenildi. Yandaş AKİT, bu ihracaatın olmadığına dair, manşetler attı ve söyleyenleri PKK lı olmakla, FETÖCÜ olmakla falan da suçladılar. Ellerinden gelse, söyleyenleri HAİN diyerek, DİNSİZ diyerek… sallandıracaklar…!
Ticaret Bakanlığı…Bu işi bilen en üst makam. O bile diyor ki ; TÜRKİYE DEVLETİ olarak İsrail e asla ihracaat yapmıyoruz. Yani diyor ki, TC olarak yapmıyoruz, devlet kurumlarımız yapmıyor ama çoğunluğu MÜSİAD a kayıtlı işadamları, bizim bilgimiz dahilinde yapıyorlar. Sadece BOR ihracaatını yapan kurum ETİ-MADEN Devletin bir şirketi ! Adeta biz işadamlarına karışamayız ! Ama, ihracaat kalemleri, gemileri, firmalan ifşaa olunca, Devlet kurumları da ifşaa olunca, sayın Bakanlık soykırımdan ancak 6 ay sonra, sözde İHRACAAT KISITLAMASI getiriverdi değil mi ? Hem de 54 çeşit ürün üzerinde… Ama gıda, giyim, kimya ve değişik isimli pek çok harp malzemesi, bunların içinde yok ! AN Gübresi bile bir bombadır mesela, AN İhracaatı yasak mı mesela ?
Oysa TC Devletinin kısıtlaması gereken şey öncelikle, TRANSİT TİCARET idi. Öyle ya; uluslararası ticarette uygulanan bir TRANSİT TİCARET var.
TRANSİT TİCARET : Transit Ticarette, başka ülkelerden alınan mallar, millileştirilmeden başka ülkelere satılır. (Ticarette millileştirme ne demektir mesela ? Herkes bir bilse !) Malın, satıcıdan alınıp alıcıya ulaşması ile gerçekleşen bu ticarette, malın hangi yerlerden sevk edildiğinin, bir önemi yoktur. Sadece sevk evrakları ,malın girdiği ve çıktığı ülke mevzuatlarına göre düzenlenmelidir. Düzenlenmektedir.
Bu ne demektir ; Bizim Ticaret Bakanlığının soykırımın 6. Ayında halkın tepkilerini bastırmak için çıkardığı 54 KALEM MALIN İHRACAATININ KISITLANMASI… sadece bir hikayedir. Yani, ihracaatı yine aynı kişiler, atıyorum Yunanistandaki bürolarından, pekala tanzim edebilirler. Yunanistandan ilk yükünü alan gemi, İzmir/Mersin Limanına gelir, Transit gemi olduğu için, alacaklarını alır ve rotasına devam edebilir. Malın varış yeri ve alıcısı da, bu esnada ve kağıt üzerinde İsrail olmaz. Atıyorum, Libya da, Kıbrısta bir alıcıdır… Rota oraya yönlendirilir. Gemi yolda giderken, satıcı firma deniz üzerindeki malını, bir İsrail Firmasına satıyor gözükür, yolculukta rota tekrar değişir ve gemi İsrail e gidip, yükünü boşaltır. Bunu engelleyebilecek bir kanun, bir yönetmelik yoktur. Ticaret, karada, havada, denizde… Transit ise her zaman yön değiştirebilir yani !
Yani, çıkarılan kısıtlama yönetmeliğinde Türkiye Şirketlerine ait, bir kısıtlama yoktur. İSRAİL e ait bir ihracaat yasağı da yoktur ! Kaldı ki yasak konulsa bile, bunu aşacak uygulamalar her zaman mevcuttur. Türk şirketleri, transit taşımacılık yoluyla, istedikleri malları İsrail e satabilirler. Hatta bu kısıtlama, ihracaatın önünü bile açmış sayılır. Hatta bu 54 kalem denilerek 154 kalem malın, İsrail e artık ihraç edilmesinin önü de açılmıştır. Bunun dışında da, pek çok ticari yol vardır. Muhalif basın kanallarına tavsiyem, muhalefet yapacaksanız doğru adamları konuşturarak, bu olayın üzerine gidiniz. Yoksa yaptığınız çok basit ve yüzeyseldir ve halkın da anlamasından uzaktır.
TÜRKİYE-İSRAİL arasındaki İhracaat ve Ticaret tam gaz devam etmektedir diye düşünüyorum. Açıklamaların hepsi de takkiye ürünü açıklamalardır. Algı mühendisliği yapılmaktadır ve Türkiye nin Gazze den dolayı İsrail e karşı olduğu intibaaı kasıtlı olarak yayılmaktadır. Yerel seçimlerin 1. Partisi CHP ne bu konuda sorumluluk düşmektedir. TÜRKİYE-İSRAİL İlişkilerinin bütün boyutlarının şeffaf olarak kamuoyuna sunulmasını sağlamalıdır. Lütfen, halkın aldatılmasına izin vermeyiniz !
11/04/2024 – RAMAZAN NARİN /NOGAYTÜRK