İŞİNİZE GELİR VEYA GELMEZ BU DA BENİM ANALİZİM:
Jakobendi (küçük burjuva devrimcisi) sağcı olmadı, sosyal demokrat olmadığı için solcu da değildi. Anti-komünisti ama SSCB’nin sıkı müttefikiydi. Liberaldi, muhafazakar olmadı. Deistti. İlerlemeciydi. İlerici de denebilir. Uygulamalarda (praxis) radikaldi.
Karizmatik, otoriterdi.
Sanayileşme olmadan, işçi sınıfı olmadan sendikaların olamayacağını, sosyalist düşüncenin örgütlenemeyeceğini gençliğinde Trotsky’nin think-tankı Parvus Efendi’nin yazılarını yakından takip ettiğini belli ediyordu. Kuzeninin TKP MK üyesi olması da bir dönem etkin olabilmiştir. Ölmeden önce akıl ve bilim vasiyetimdir demesi jakoben düşünce tarzını asla terk etmediğinin göstergesidir. Sadece Türkiye için değil III.Enternasyonal-Komüntern’in örnek küçük burjuva lider olarak tanımlaması, Ho Amca ve Giap’ın önemsediği bir lider olması önemlidir. Kadrosu yoktu onun için jakoben devrimci bir gençliğe vasiyet eden Bursa Nutku gibi çıkışları olmuştur. Ekonomide devlet kapitalizmini Keynesci politik iktisadı uygulamıştır. Ne ki zamanında SSCB, ABD, Almanya, Britanya, Fransa, İtalya’da hatta savaştan sonra Keynescilik zamanın favorisiydi.
Siyasette İttihatçı kadroyu alt edememiştir. Bunun için İttihatçı şovenizmi, Nazi-faşist söylemine dönüşerek devam etmiş hala da devam etmektedir. En özeti. 1939’dan itibaren Gazi Mustafa Kemal miti Atatürk kültüne dönüştürülmesi jiroden-şeriatcı ittifakın başarısıdır. Bu kült 12 Eylül 1980’de CIA operasyonu ile tavan yapmıştır. 2002’de bu sefer tepetakla edilerek CIA’nın “bize İslamcılar değil solcular lazım” globalizasyonunda tekrar misyon yükletilmektedir, yerseniz…
HALİD ÖZKUL/BURHANİYE/18-12-2019