İstanbul'a Tepeden Baktık

İSTANBULA TEPEDEN BAKTIK

Dün akşam, Aziz İstanbul'a bambaşka bir tepeden baktık ulus olarak. Görmediklerimizi gördük, duymadıklarımızı duyduk, bilmediklerimizi öğrendik, bildiklerimizin üzerinden bir kez daha geçtik.

Dünyanın en büyük metrepollerinden birine sahip olmanın gururunu içimiz acıyarak hissettik. Oysa bu gurur bizi ihya etmeliydi, biz bu gururla çok daha fazla mutlu olmalıydık. Ne yazık ki olmadık olamadık. İhanete uğramış bu koca şehrin utancıyla başımızı önümüze eğmek zorunda kaldık. Yaramızın ne kadar derin olduğu gözler önüne serildi. Yağmalanan, hırpalanan, peşkeş çekilen, doğası değiştirilip dokusu bozulan bir metrepolün göz göre rant uğruna nasıl harcandığını cümle cümle dinledik yaşadık. Her cümle ayrı bir sorunu dile getirirken bazı cümleler belleğimizde apayrı bir noktaya yerleşti. Bunlardan birkaç tanesinin altını çiziyorum. (Ya İstanbul, ya kanal! ), (İstanbul kimin ? ) , ( Kamu yozlaşması yaşıyoruz.) , (Benimle çalışan hiçbir arkadaşım vatandaşı red edemez!) , ( Seçim ekonomisiyle bir şehrin nerelere getirildiğini görüyoruz.) , ( Onlarca durmuş proje.) , (Akıl tutulması.) , (Altı milyar cari borç.) , (Otur, işine bak, devri bitti.) , ( Çılgın proje!) , ( Toplum açısından bilinmemesi facia! ) , ( Bu mesele Türkiye'nin meselesidir.) , ( Çünkü siz; coğrafyaları, tabiatı, doğayı öyle istediğiniz gibi yok edemezsiniz.), ( Bu ülkenin gençliği var, enerjisi var. ) , ( Çıkan hafriyatla adalar yapılacakmış. ) , ( Melen projesi ne oldu? ) , ( Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı ne durumda? ) , ( Ben hakkımı helal etmem!) , ( İstanbul 1922 de işgalden kurtuldu!) , ( Sulukule gitti!) ,( İstanbul Otogarı bir meseledir!) , ( 11 Belediye başkanımız da başarılı olsun! )

Bu cümleler ve bu cümleleri tamamlayan içerik oluşturan özet anlatım.

Bir belediye başkanı ve bir duayen gazetecinin casur açıklamaları, şeffaf çalışmalar sadece bir başlangıç. İstanbul' u koruyup kalkındıracak olan konuya sahip çıkması gereken 16 milyon istanbullu ve seksen iki milyon nüfuslu bu ülkedir. YüceTanrı'nın bu büyük lütfuna karşı; din, dil , cins, ırk ayırımı olmaksızın her vatandaş sorumluluk almalı üzerimize düşen görevi yapmalıyız.

ULVİYE KARA AKCOŞ