İtibar Suikastı Yapmıyorum..Bu Cümleler Çok Tanıdık!

İTİBAR SUİKASTİ YAPMIYORUM...BU CÜMLELER ÇOK TANIDIK
Bandırma Kent Konseyi Başkanı dün “Basına ve Kamuoyuna” adıyla “sözde kendisine yapılan ağır eleştirilere bir yanıt vermiş.
Yazık ya. Çok üzüldüm. Meğer ne kadar mağdur olmuşlar. Ne kadar hakarete uğramışlar. İçim acıdı.
Başkanın kullandığı üslup çok tanıdık geldi. “Benim başörtülü bacıma”… diye başlayıp, “camide içki içtiler” den tutun da “şiir okuduğum için bu kardeşinizi hapse attılar” diyen bir mağdur edebiyatına çok benzer.
Böyle olması normal. Hayatta her şey birbirine bağlı ve etkileşim içerisindedir. Hele ki dünyaya bakışınız farklı görünse de kentsel uygulamalar ve gücü arkanıza alma noktasında benzer adımları atıyorsanız söylemlerin de benzeşmesi çok doğal.
Neyse ben açıklamayla devam edeyim.
1." Bandırma Kent Konseyi olarak göreve geldiğimizden bu yana yaptığımız tüm çalışmaları kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaştık” biye başlayan cümlede bir yanlış var. Bu yanlış “göreve geldiğimiz” ifadesidir. Siz göreve gelmediniz Sayın Başkan. Göreve getirildiniz. Nasıl mı? Kent Konseyi seçimlerinde bir belediye başkanı bütün işini gücünü bırakıp seçim sonuçlanıncaya kadar orada bulunmasını nasıl anlatacaksınız? Sakın ola seçmenler kendi özgür iradeleriyle oy kullandı demeyin. Bir zamanlar Saddam ve Esad rejimlerinde de seçmen oy kullanıyordu.
2. “Süreç içerisinde birçok çalışma gurubu ve meclisimiz çalışmalarına başladı, Bandırma için üretiyorlar. Birçok kursumuz faaliyetine devam ediyor.”
Türk Halk Müziği, Sanat Müziği ve diğer kültürel kurslarınızı ve etkinliklerinizi yakından takip ediyorum. Kutlarım. Ancak Kent Konseyi yönetmeliğinin amaç kısmında aynen şöyle yazar. “…kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim….”
Sayın Başkan Bandırma’da “mutlak tarım arazileri üzerinde” AĞIR METAL OSB kuruluyor, bilmem haberiniz var mı? Bu konu ile ilgili neden bir tek cümle duyamıyoruz? Bu sizin konunuz değil mi? Yoksa Kent Konseyinin bütçesine pay ayıran Belediyeye, dolayısıyla Belediye Başkanının uygulamalarına, eleştirmemek için mi susuyorsunuz? Karides çiftliğinin çevre konusunda olumsuzluk yaratacağını düşünüp en önde bayrak sallarken 48 bin dönüm alana kurulacak ve her türlü ağır metal atığının suya, toprağa ve havaya karışacağı ve tüm ekolojiyi bozacak bir talan projesine karşı ne yaptınız?
Sayın Başkan, çevre duyarlılığı Ziraat Bahçesinde çöp toplamak, dünya çevre gününde kitap okumak gibi tabanda hiçbir karşılığı olmayan traji komik tavırlarla olmuyor.
Sanırım Kent Konseyi yönetmeliğini okumadınız. Yönetmeliğin Kent Konseyi’nin görevleri bölümünün d,e,f maddeleri aynen şöyle;
d) kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkmak ve geliştirmek, e) Kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunmak, f) Sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayalı kentin yaşam kalitesini geliştiren, çevreye duyarlı ve yoksulluğu giderici programları desteklemek,
“Yapıcı eleştiriye de sonuna kadar açığız.” Bayılıyorum bu cümleye. Tabandan kopuk, anti demokratik her türlü uygulamaları bir anda unutturan bir cümle. Söyleyene direk demokrat özelliği kazandırır. Bu cümleyi kullandın mı bütün yaptıkların bir anda unutulur. 20 yıldır bu cümleyi duymadığım konu, uygulama ve eylem kalmadı. Cümleyi “Yapıcı ve samimi eleştiriye açığız, fikir özgürlüğünü her ortamda destekliyoruz. Bizlerin dünya görüşü bu iki konuda nettir.” Diye tamamladın mı ne “Alo Mehmet” hatırlanır, nede yerel gazetelerin üstünde estirilen nüfuz sansürü.
“Doğru bildiğimiz yoldan asla taviz vermeden çalışmaya devam edeceğiz." Cümlesi de “biz bu yola kefenimizi giydik te çıktık, Allah’tan başka kimseye verecek hesabımız yok” ile ne kadar benzer..
Sayın Başkan “Kent Konseyi Başkanı” olarak atandıktan sonra unutmuş olabilirsiniz. Siz ADD Şube Başkanısınız. Size haddim değil ama basın açıklamasında kullanılan fotoğrafta arkanızda Muammer Aksoy’un resmi var. Muammer Aksoy bu ülkede Petrol şirketlerinin sömürgesinin yolunu açan Petrol Yasasına karşı en büyük mücadeleyi veren ve aydınlık Türkiye mücadelesinin bedelinin canıyla ödemiş bir aydındır. O yüzden eylemleriniz, düşünceleriniz ve söylemleriniz ADD’nin kuruluş ideolojisine hiç uymuyor.
Son olarak mağduriyetten bahsediyorsunuz ya, size kimlerin mağdur kimlerin muktedir olduğunu söyleyeyim.
1.-Demirciler OSB’ye karşı mücadele eden “ bir avuç baldırı çıplak ve çapulcu” mağdur.
2.-Sistematik olarak Tarımın zarar ettirilmesi sonucu köylü borç batağındadır. Gelecekten ümidini kesmiştir. Yaratılan bu düzen sonucu üç kuruş paraya her türlü bürokratik ve siyasi telkinle tarlalarını satmak zorunda kalan köylü mağdur.
3. -İş umuduyla sınavlar için uzak yoldan gelip kapalı kapılar arkasında “adama göre iş”e alınıp mülakata giremeyen gençler mağdur.
4. -Bu coğrafyanın kurdu, kuşu otu çöpü mağdur.
Kimler muktedir? Geleceğini siyasal ve ekonomik çıkarlar uğruna şekillendirip bu coğrafyaya kötülük eden kim varsa hepsi muktedir. Adı, sanı siyasal tercihi ne olursa olsun. Hiç fark etmiyor.
Yok, aslında birbirinizden farkınız.

Ama siz sözde sosyal demokrat ve Atatürkçüsünüz.

19-11-2021