KAÇIŞ YOK
Deprem oluyor…
Binalar yıkılıyor, molozların altındaki insanlar, evcil hayvanlar kurtarılmaya çalışılıyor.
Yetkililer: Merkez üssünün koordinatlarını, derinliğini, şiddetini; depremzedelerin yanında olduklarını anlatıyor.
Görevliler canla başla çalışıyor.
*
Sel oluyor…
Sular evleri, işyerlerini basıyor, ortalık çamur deryasına dönüyor, canlar yitip gidiyor…
Televizyonlarda sele kapılan insanlar, hayvanlar, arabalar hatta evler gösteriliyor.
Yetkililer: Metrekareye düşen yağış miktarını açıklıyor, iklim değişikliğinden bahsediyor; selzedelerin yanında olduklarını açıklıyor.
Görevliler canla başla çalışıyor.
*
Yangın oluyor…
Ağaçlar yanıyor, köyler, mahalleler boşaltılıyor… Evler, damlar kül oluyor, canlar yitip gidiyor.
Yetkililer: Yangının nerelerde başladığını, hava şartlarını, soğutma-söndürme çalışmalarını, yangını kontrol altına almak için kullanılan uçak, helikopter, arazöz, görevli sayılarını veriyor; olaydaki terör şüphesini araştırdıklarını; mağdur olanların yanında olduklarını, yanan ormanların yeniden oluşturulacağını anlatıyor.
Görevliler canla başla çalışıyor.
**
Olanlar “fıtrat”, olaylar “doğal afet” olarak değerlendiriliyor.
İhmaller gizleniyor!
Önceden alınması gerekli önlemlerin alınmamış olduğu net biçimde görünürken, yarı kapasite ile bile olsa THK’nun ve Silahlı Kuvvetlere ait yangın söndürme uçaklarının devreye sokulmama, başka ülkelerden yeteri kadar ve zamanında kiralanmama sebebi merak ediliyor.
Dere yataklarına iskân verilmesi yetmiyormuş gibi fay hatları yakınında hatta üzerinde yapılaşmaya devam ediliyor, binalar deprem gerçeğine uygun inşa edilmiyor!
Bu ülkeye yazık değil mi?
Yöremizden örnekleyelim: Marmara’nın yok olmaması için atıkların ileri arıtma ile temizlenmesi, sanayi atıklarının derelere verilmemesi gerekiyor.
Öğrenmek için soralım:
-Çözüme yönelik bir çalışma yapılıyor mu?
-Deniz salyasından bu yana ne yapıldı?
**
Önümüzdeki yıllarda ülkemizin kuraklık belası ile karşı karşıya kalacağı sır değil.
Buğday, sebze, meyve yetiştiremez; hayvancılık yapamaz durumuna düşmeden yurtsever uzmanların hazırladığı raporların okunması, gerekli planlamanın yapılması, önlemlerin alınması, sulak alanların korunması gerekmiyor mu?
**
Ey! İnsanlarımızı kör ve algısız zanneden, çıkarından başka bir şey düşünmeyenler, bir gün:
Hukuk ve adalet seline kapılacak,
Dünden bugüne vatan uğruna şehit olanların kanlarında boğulacak,
Seçim depremi ile sarsılacak,
Har vurup, yok edilen kamu kaynaklarının ateşinde yanacak,
Biriktirdiğiniz paraları harcayamayacaksınız!
Bu dünyada olmazsa, öte dünyada; almadığınız önlemlerin, küçülttüğünüz ihmallerin hesabını mutlaka ama mutlaka vereceksiniz.
Kaçış yok!
31-07-2021-SÜHA ORAL - BANDIRMA