KADIN! (siyaset zor zanaat onu siyasilere bırakıyorum)

ÜLKEMİZDE SADECE KADININ ADI VAR! Fikret Çağın

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder ATATÜRK’ün devrimlerinde, dünya Ülkelerine örnek teşkil eden, Kadın’a seçme ve seçilme hakkının tanınması sonucu TÜRK Kadını hemen her konuda (İlimde bilimde, siyasette ticarette, sanatta sanayide, tıpta eğitimde) Ülke yönetiminde ve kalkınmasında, Rol almış, her türlü makam ve mevkide üstün başarılar göstermiştir.

Ancak kadınların bu başarılarını hazmedemeyen bazı yetersiz benciller, Erkek hegemonyasından ve kaprislerinden kurtulamamış, Beyinlerinde uygarlığı ve demokrasiyi geliştirecekleri yerde egolarını tatmin için, kadını geri plana, ya da eskiden olduğu gibi kafes arkasına çekmeye çalışmaktadırlar.

Günümüzde, Çocuk tecavüzlerine ve kadına yönelik şiddete karşı yeterli caydırıcılığı olmayan cezai yaptırımların sonucu, olur olmaz nedenlerle neredeyse her gün birkaç kadın öldürülüyor.

Öldürülme korkusuyla Devletten koruma isteyen kadınların bile korunamadığına bakılırsa, Ülkemizde son zamanlarda "Kadın’ın adı var, kendisi yok" durumundadır Kadın.

Bir zihniyete göre kadının şöyle adı var," Kadın kaşık düşmanı," Eksik etek," Avrat," Saçı uzun aklı kısa," vs, gibi "Kadın kadınlığını bilmeli," sokakta yolda erkeğin dört adım arkasından gelmeli," Kadının karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik etmemeli", "Kadın elinin hamuruyla Erkek işine karışmamalı" denildiği ve böyle düşünenlerin kendilerinin de birer kadından dünyaya geldiklerini düşünemedikleri sürece her gün daha fazla kadın öldürülecek ve bunların vebali öldürenlerden çok bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri yapmayanların olacaktır.

Sebebi vücudumuz olan bu kutsal varlıkların güvenli bir şekilde yaşamalarını sağlamak çok mu zor?

Koca(!)sından gördüğü şiddete daha fazla dayanamayan Kadın Baba evine sığınır, (eğer gidecek bir yeri yoksa mekanı sokaktır ve sonunu düşünmek bile acı verici) birkaç zaman sonra sorumsuz koca gelir barışma teklif eder, Barışırsa aynı şiddetin devam edeceğini iyi bilen kadın barışmak istemez.

Evinin geçimini yeterince sağlayamayan İskele babasının cebinde parası yoktur ama belinde silahı vardır çeker o silahı ve sen misin barışmak istemeyen, Önce eşine, eşinin anasına, babasına, kardeşine , artık kime denk gelirse dan, dan, dan.

Sonra Basından okuyoruz, Barışma teklifini kabul etmeyen eşini ve aile fertlerini öldürdü, hepsi bu, ötesini Basında hiç soran sorgulayan yok, olur olmaz kişilerde bu denli sık rastlanan ateşli silahlar ne arıyor?, diyen yok, silah taşımanın yeterli gerekçesi olmalı, herkes silah taşıyamaz, bulunduramaz diye ilgili ve yetkililere karşı tepkiler dile getirilmeli.

Bakınız, Peygamberimiz (s.a.v) bir Hadis’inde *CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR* diyor. “Kadın’ın kutsiyetini vurguluyor”.

Her biriniz birer anadan doğan Parlamenterlerimiz, Peygamberimizin (s.a.v) Kadınla ilgili sözüne ne diyorsunuz? Ayrıca taşıma yetkisine ve vasfına haiz olmayan sıradan insanlarda, pardon Magandalardaki bu silah bolluğu hakkında ne düşünüyor neler yapıyorsunuz?.

Bilindiği gibi Ülkemiz silah cenneti oldu, yan baktın DAN, omuz attın DAN, Trafikte yol vermedin DAN, DAN, Hanım barışmadı DAN, DAN, DAN, nedir bu Allah aşkına?.

Ey yetkililer, Günümüzde Kadına verilen değerle(!) Sadece 8 Mart Kadınlar gününü kutlamak yeterli görülüyorsa eğer, 8 Mart’a az kaldı, buyurun kutlayın, sadece yılda bir gün Kadın Kutlansa ne yazar kutlanmasa ne yazar, Kadını tüm yaşam boyu İnsan ve Eşit görmedikçe. Esen Kalınız...