Yaklaşık beş yıldır hiç bir maç izlemedim. Avrupa şampiyonası, şampiyonlar ligi, süper lig ve diğer ligler. En fazla bir kaç dakika göz gezdirip sıkılıyor ve oyundan uzaklaşıyorum. 55- 60 yılını futbol denilen bu saçmalıkla geçirmiş bir insan içinde davranışım son derece doğal. İnsanın geçmişte çok kafa yorduğu bir oyundan bu derece uzaklaşması pek normal gözükmesede durumum bu. Sadece açık kanallarda özet görünlerde göz gezdirip başka kanallara geçiyorum.
Ben bundan dört bin yıl önce Çin’de bulunan duvar resimlerindeki ayak topunu günümüze kadar geliş ve gelişme evrimini satırı satırına ezberlemiş biriyim. Bunun bana verebileceği hiç bir şey kalmadığı gibi 30 yıl önce yazdıklarımı günümüzde konuşulmasını da şaşkınlıkla karşılıyorum. 1800 lü yılların başında ortaya çıkan bugün modern futbol olarak adlandırılan ayak topunu tarihinden sosyolojisine ekonomisinden psikolojisine okumadığım ve incelemediğim hiç bir şey kalmadı.
Menchaster ve Liverpool kentlerinde işçi sınıfının istirahat saatlerinde bir mahalleden topu öbür mahalleye geçirme eğlencesi kapitalizmin para uyuşturucu yeryüzünde ne kadar gayrimeşru araca dömüşmüş durumda. Bugün futbol aslında geçmişte de olduğu gibi halkların afyonundan öte hiç bir şey ifade etmiyor. Bense bu oyunda yıllarımı boşa geçirdiğim için yoğun bir pişmanlık içindeyim.
Şimdi size oturup üç gün üç gece ( daha fazla da olabilir ) futbol dersi verebilirim. Ama kime faydası ne!. Benim 4000 bin yıllık futbol tarihini çok iyi bilmememin bana faydası ne. Neyse ana konumuza geçelim. Yani son günlerde sürekli karşılaştığımız ve salakça moda halini almış kaleciden oyun başlatma manyaklığını.
Hiç olmazsa bunu okuyun ki Türkiye’de bir sürü salağın uygulamaya çalıştığı maskaralığı öğrenmiş olun.
**
Daha önce kısaca yazdım. Bir kez daha anlatmak ta fayda var. Pep Guardiola Roma’ da ki son yılında takım arkadaşı Batistuta ‘ ya teknik adam olmak istediğini söyler. Oda Guardiola’ yı dünyanın en büyük taktisyeni ve futbol estetikçisi Arjantin’ li MARCELLO BİELSA ‘ ya gönderir. Guardiola iki gün Bielsa’ yı dinledikten sonra İspanya’ ya döner Barselona alt yapısının başına geçer. Ardından da A takımın başına geçer.
O gün Bielsa’ nın öğretilerini futbola sokmaya başlar. İlk ve temel madde şudur. Oyun kaleciden başlayacak üçüncü bölgeye kadar tamamen pas yapılarak gidilecektir. Bununda tek şartı savunma oyuncularının topu çok iyi kullanma yeteneğine sahip olmasıdır.
Guardiola’ nın ilk işi o gün Barselona’ da orta saha oynayan Arjantin milli takım kaptanı Mascerano’ yu savunmaya çekmek olur. Sorun çözülmüştür artık oyun kaleciden başlar. Ardından Barselona yeryüzünde ki tüm kupaları rakipleriyle dalga geçerek kazanır. Genç yaşında Barselona’ da yapacağı bir şey kalmamıştır. Ardından bir ekol ve yeni bir anlayış bırakarak önce Bayern’ e ardından da Manchester City ‘ e gider. Aynı oyun anlayışını her iki takımda da sürdürürken yine sayısız kupa kaldırır.
Ancak Manchester City ‘ de topu kaleciden oyuna sokmakta sıkıntı yaşamaktadır. Bunun üzerine Portekiz milli takımının büyük yeteneği orta saha RUBEN DİAZ’ ı 60 milyon dolara City ‘ e alır ve savunmanın göbeğine yerleştirir. RUBEN Diaz savunmaya geçtikten sonra topun ikinci ve üçüncü bölgeye geçme sorunuda halledilmiştir. Hiç bir rakibinde böylesine yüksek tempolu pas oyununu karşı koyacak bir önlem almasıda söz konusu değildir. Kaptırılan topun geri alınmasını dahi üç saniye ye dönüştürür. City premier ligte de tüm şampiyonlukları uzak ara kazanır. Bielsa adlı dahinin Guardiolaya basit önerisi onu futbolun zirvesine taşırken kırılmayacak rekorlara ulaştırır.
Sonuç takımınızda ayakları bir kuyumcu ustası gibi düzgün ve estetik olmayan savunma oyuncularınız olmadan kaleden bizim Türkiye’deki gerizekalı hocalar gibi oyunu başlatamazsınız. Çünkü Çağlar Söyüncü yada diğer takımdaki savunmacılarla bu işi yaptığınızda kalenizde oluk oluk gol görürsünüz.
Şimdi bana şu soruyu da sorabilirsiniz. Madem futbolla ilgilenmiyorsun bunları neden yazdın. Futbolu çok iyi bildiğini sanan özürlü tipler için.
05-10-2024 / SÜLEYMAN TAKUNYACIOĞLU