Covit-19 salgını öncesinde belediyelerimiz, ihtiyaç sahiplerine:
Ev temizliğinden, kiraya;
Tıbbi yardımdan, ilaca;
Bebek bezinden, mamaya;
Yakacaktan, gıdaya kadar pek çok maddi ve nakdi katkılar yapıyordu.
Bu yardımları, bütçesinden ayırdığı kaynaklardan veya halktan alınan desteklerden karşılıyordu.
**
Bunlar yeterli miydi? Değil miydi?
Ayrı konu…
Yapılıyordu. Yapılıyor da…
**
Covit-19 salgını sonrasında bu yardımların genişletilmesi ve çoğaltılması zorunluluk haline geldi.
20 yaşın altında ve 65 yaşın üstünde olanlar ile işine gidemeyen:
Simitçisinden, çaycısına;
Kırmızı ışıkta mendil satandan, köşedeki ayakkabı boyacısına;
Tezgahındaki balık veya lahmacundan evinin geçimini sağlayanına;
Dükkanını kapatan esnaf ve yanında çalışanlardan;
Zorunlu ve ücretsiz izne çıkarılmış maaşlı çalışana kadar pek çok insan kendi istekleri dışında yardım edilmesi gerekenler listesine girdi.
Unutmayalım:
Onların, çalışmadan yaşama şansları yok!
**
Kimdir bunlar? Nerede yaşar, diye soruyorsanız:
Bu insanları en iyi belediyeler tanır.
Bu insanlara en iyi belediyeler ulaşabilir.
“Biz bize yeteriz Türkiye’m” kampanyası başlatıldı.
Belediyelerce bu kampanyadan önce başlatılan bazı kampanyaların yapılması engellendi.
Engellenen kampanyaları düzenleyenler suçlandı.
Neredeyse terörist sayılacaklardı…
“Siz” yapamazsınız, “Biz bize” yeteriz demeye getirildi demeye de dilim varmıyor.
**
Belediyelerce yapılmaya başlanan bazı kampanyaların engellenmesini, durdurulmasını, hesapların bloke edilmesini sizce doğru mu?
Neyse bu soruları bir kenara bırakalım.
Hem doğru veya değil, kimin umurunda…
Çünkü zaman, ihtiyaç sahiplerine ulaşma; onların yaralarına merhem olma zamanı.
Çünkü zaman, çözüm üretme zamanı.
Çünkü zaman, evde kalma; salgının yaygınlaşmasını önleme zamanı.
Biliyorsunuz, belediyelere:
Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamından pay ayrılır.
Bu pay, belediyenin:
Nüfusuna,
Yüzölçümüne,
Köy sayısına,
Kırsalda yaşayan nüfusuna ve
Gelişmişlik endeksine göre yasanın emrettiği şekilde dağıtılır.
**
“Biz bize yeteriz Türkiye’m” kampanyasına gönderilen SMS adedi ve toplam bağış AN BE AN izlenebilir hale getirilse;
Biriken paralar, hafta başlarında ve en azından “Genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılan pay” dağıtımında uygulanan veya salgın hastalığın yayılmasını önleme amacıyla özelleştirilmiş kriterlerle belediyelerimize dağıtılsa, belediyelerin hesabına yatırılan paralar o dakikada halkla paylaşılsa, şeffaflık ve hakkaniyet ön plana çıkarılsa iyi olmaz mı?
Ayrıca:
Kampanya’ya duyulan güven ve ilginin artması mümkün olabilir.
Ne dersiniz.
04-04-20207BANDIRMA