Kılıç balığı, yırtıcı, güçlü ve büyük bir balıktır.
Genelde tek başına bazen çift olarak dolaşır.
Keskin gagası sayesinde avını bulur, kendinden büyük balıklardan bu “kılıç” ile korunur.
İnsanlara saldırdığı görülmemiştir.
Ekonomik değeri yüksektir.
Zıpkınla avlandığında:
Pruvasına bağlanmış kalasın üzerindeki adam, sessizce yaklaştıkları balığının sırtına kürek sapı gibi bir sopanın ucundaki zıpkını hiç zorlanmadan saplar.
Çünkü saatte yüz km hızla yüzebilen kılıç balığı uyumaktadır.
Sırtına saplanan zıpkınla şaşkına dönen balık, dibe yönelir; çırpınır, yorulur.
Çaresizdir, kendini sonun kucağına bırakır…
Teknenin kenarına getirildiğinde, kafasının yakınına kakıç denen çengel geçirilirken birkaç kez daha çırpınır ama faydasızdır.
Tekneye alınması kan revan bir görüntü verir.
Ancak aldıran olmaz.
Üstüne üslük, kuyruğu ile adını aldığı gagasına bağlanan iple “u” biçiminde bağladıktan sonra belki, uyuyan bir canlıyı öldürmenin utancından; belki de, çay tabağı büyüklüğündeki gözlerine bakamadıklarından kafasını bir bezle örterek güvertede bir kenara çekerler.
**
Kılıç, Marmara Denizi’nde yok denecek kadar azaldı.
Bir zamanlar orkinos da vardı… Hatta Akdeniz Foku’nun görüldüğü olurdu.
Şimdi yok!
Palamut, uskumru, kolyoz ve lüfer ne durumda?
Kırlangıç, iskorpit, lipsos, hani, barbunya, tekir, karagöz, sarıgöz, mezgit, gelincikten ne kaldı?
Levrek, izmarit, kupes, mercan, kayabalığı, gümüş, zargana, kalkan, pisi, dilbalığı…
**
Az gittik uz gittik, sonunda: Üç tarafı denizlerle çevrili cennet ülkemizin denizlerindeki kirliliğe ve denizin salyasına kadar geldik.
İsteyen istediği kadar:
-Marmara Denizi’nin su sıcaklığı normalden iki üç derece daha fazla desin…
İsteyen istediği kadar:
-Marmara Denizi’nde organizmaları besleyen azot ve fosforun bol olduğunu söylesin…
İsteyen istediği kadar:
-Marmara Denizi de iklim değişikliğinden payını alalıyor açıklaması yapsın…
FARK ETMEZ! Gerçek suçlu:
Akvaryum gibi olması gereken İÇ DENİZİMİZİ korumayanlardır!
Onu, fosseptik çukuru gibi görenlerdir!
Ona, Haliç ve Kurbağalıdere’nin balçığını, Marmaray’ın hafriyatını dökenlerdir!
Mış gibi, muş gibi yaparak, sanayi ve evsel atıkları arıtmadan akarsulara verenlerdir!
Gemlik körfezini bitirenlerdir’
Ergene’yi kirletenlerdir!
Sığırcı deresini rezil edenlerdir!
Erdek Körfezine “AĞIR KİMYA SANAYİ” kurmak isteyenlerdir!
Ama en önemlisi:
Uyuyan kılıç balığının güvertede ölümü beklerken ettiği bedduadır…
**
Marmara can çekişiyormuş…
Bekleyin, Kanal İstanbul açılsın asıl o zaman göreceğiz Vehbi’nin kerrakesini…
07-06-2021 – SÜHA ORAL- BANDIRMA