Kimsenin sevmediği aydın!.. Ahmet Altan ve Özgürlük

Ahmet Altan’ın ağırlaştırılmış müebbet cezası aldığını biliyormusunuz? Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük entellektüellerinden biri çağımızın Türk Filozofu rahmetli Çetin Altan’ın oğludur. Yazardır ve sonra da gazetecidir. Akademisyen ve yazar Mehmet Altan da onun kardeşidir. Osmanlı paşalarından gelen bir aile. Yakın geçmişte televizyonlarda her akşam bir kanalda düşüncelerini dinlediğimiz zaman zaman çok kızdığımız,bazen hak verdiğimiz bence de Türkiye nin değerli bu aydınlarını sadece yazdılar diye doğru bildiklerini konuştular diye taraf tuttular diye böylesine acımasız bir cezayla hapsedilmesi insafa sığmayan bir durum. Dosyasında ne var bilmiyorum ama afişe edilen anlamda düşünce ve ifade dışında somut bir bilgi yok, bilen de yok. Ama ağırlaştırılmış müebbet bir gerçek. Benzer suçlarla mahküm edilen Akademisyen kardeşi Prof.Mehmet Altan Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest ama Ahmet Altan’ın hapisliği sürüyor.Dava da sürüyormuş.

Burası İran değil, Arabistan hiç değil böyle bir cezaya neden olan nedir?

Anadolu’nun ücra bir ilçesi Bandırma’da Ahmet Altan’ı savunmak sana mı kaldı diyecekler çok olacaktır muhtemelen ama bu değil!

Ben değil sadece herkes merak ediyor ama hemen her kesimden tanıdık tanımadıkta bakıyorum ,sadece “oh olsun” diyor, yok sayıyor!

Ne hale geldik!. Bizdensen adalet değilsen katlin vaciptir!.

Muhtemelen belli bir süreçten sonra serbest kalacak. Kanımca bir dönem devlet politikası olan açılım süreci ve Güneyoğu sorunu ile ilgili sansürsüz görüşleri ve düşünceleri bugünün konjonktürüne uymuyor ve bu yüzden susturuluyor. Olabilir ama kimsenin sevmediği bir insan devleti nasıl yıkar. Hınçlar lince dönüşmüş durumda. Yazdıklarından düşündüklerinden düşüncelerini cesurca ifade etmelerinden başka bir şey bizler bilmiyoruz. Davaların içeriğinde ne olabilir diye beynimizi zorlasak da; en adi insanlık suçu işleyen psikopat ruhlara bile verilmeyen bu ceza bir düşün insanına reva değil diye düşünüyorum.

Medyada sosyal ortamlarda Ahmet Altan ismi adeta bir tabu olmuş durumda. Düşüncesini duruşunu beğenmemiz ile ilgili bir konu değil. Müthiş romanlar yazmıştır içeriğinde değeri sonra anlaşılacak paradigmalarımıza aykırı tarihi bilgiler iddia etmiştir. Toplumsal travmalarımızı deşifre etmiştir. Gazeteciliğinde klasik ortodoks Türkiye medyasını yerle bir etmiş tabuları yıkmıştır. Yanlışta yapmış olabilir haksızlıkta yapmış olabilir ama bilmediğimiz başka bir şeyler yoksa bu ağır ceza haksızdır ve toplumsal vicdanı da yaralayan bir durumdur.şimdi adı Ergenekon komploları olan dönemin parlak günlerinde yönetici yazar olduğu gazetede zamanın ruhuna uygun yazıları FETÖ/PYD ye destek anlamı yüklenmiş olsa da ve pek çok insanın haksızca hapishanelerde kalmasına neden olan düşüncelerini yazdığını varsaysak bile yargı makamı değildi ki!. Ben izlediğim kadarıyla kendi yaşadığı gözlemlediği dünyasında kendi doğru bildiğini söylemiş ve yazmıştır. Mağduriyetlere katkısı vardır. Bu sizin de benimde doğrularımla kesişmeyebilir. Bana göre Fetö da umurunda değildir diğer tarikatlarda. Seksen yıllık Türkiye’nin geçmişindeki sıkıntıların sebebi olarak gördüğü tarafı yıpratmak için kalemini kullanması Türkiye yi yaşadığı nefes aldığı coğrafya da yaşayan insanları sevmiyor anlamına gelmez. Hukuk sadece sevdiklerinize olsun değildir. Sevmediğiniz insanların hakkını hukukunu da savunmanız insanlık borcunuzdur..

Bugün iktidardan nefret edenlerin paylaşımlarını yazılarını konuşmalarını görüyor izliyoruz. Müdahaleleri de. Dün başka nefretler vardı manşetlerde bugün başka yarında başka olacaktır. Ahmet Altan ı iktidar yanlıları da sevmiyor, muhalefet yanlıları da sevmiyor, sosyalist çevreler desen hiç sevmiyor !. Bu başlıbaşına ilginç değil mi?Kimsenin düşüncelerini sevmediği bir insan!. Düşünce özgürlüğü ;sevmediğini eleştirme özgürlüğünü de içermelidir. İşte burada Yargılayan güç konumunda olanların hassasiyeti Hukuk ve adil yargının bağımsız adam gibi duruşunu sağlamak olmalıdır. Yarın sana da lazım olacak olan gerçeklik sadece budur. Yani hukukun evrensel ilkeleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de geçerli olmalı. Atatürk’ün hedeflediği Türkiye de budur.

Ahmet Altan’a özgürlüğü iade edilmeli. İnsan yanlışlarıyla insandır. Bize aynanın arka yüzünü anlatacak insanlara herkesin ihtiyacı var. Adı konulmamış günlere dair düşünsel bir sorumluluğu varsa onu zaten biliyordur ve vicdanında çekiyordur.

MEHMET LEVENTOĞLU- BANDIRMA -22-12-2018

12
A+
A-
REKLAM ALANI