Kısa Karadeniz Tarihi - Pontos

Makale Yazarı/  Dr. Öğretim Üyesi Mesut KINACI, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat FakültesiTarih Bölümü. Isparta mesutkinaci@sdu.edu.tr 
  Doç. Dr. Hülya BOYANA, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü. Ankara boyana@humanity.ankara.edu.tr 

 
 Karadeniz’in güney doğu kıyıları olarak tanımlayabileceğimiz Pontos Bölgesi antikçağda bolluk ve bereketiyle ön plana çıkmıştır. Farklı iklimselözelliklerinden dolayı bölgede birçok endemik, aromatik ve şifalı bitki yetişmiştir. Bölgenin zenginliklerini fark eden Hellenler bu zenginlikleri ana yurtlarına taşımakiçin bölgeye koloni kentleri kurmuşlar dolayısıyla yeni ticaret rotaları oluşmasını sağlamışlardır. Bu durum madencilik, tarım ve hayvancılık, balıkçılık gibi sektörlerinbölgede gelişmesini ve üretilen malların ticaretinin yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bölgede yetişen ya da üretilen malların tümü ya bölgede işlenmiş ya da ham haliyledış pazarlarda satışa sunulmuştur. Zamanla Pontos Bölgesi’nin malları antikdünyanın ticaret merkezlerinin aranan ürünleri haline gelmiş, birçok ürün bölgeninadıyla anılır olmuştur. Bu durum bölgenin ticari anlamda öneminin artmasını sağlamıştır. Bu çalışmada Pontos Bölgesi’nin tarihi coğrafyası retrospektif bakışaçısıyla açıklanarak, bölgede üretilen ve ticareti yapılan ürünler hakkında detaylıbilgi verilmeye çalışılmıştır. Bunun yanında Pontos Bölgesi’nin antik dünyaticaretinin içerisindeki konumu antik yazarlar, arkeolojik materyaller ve numismatik buluntular ışığında ele alınmıştır.

Tarihsel Coğrafya.

Küçük Asya’nın kuzeydoğu kesiminde bulunan ve antikçağda Pontos/Karadeniz (= πόντος) Bölgesi olarak adlandırılan coğrafyanınkuzeyinde Pontos Eukseinos (Karadeniz); güneyinde Galatia ve Kappadokia bölgeleri yer alırken, bölgenin batısı Halys Nehri (Kızılırmak;doğusu ise Apsarros Nehri (Çoruh) ile sınırlanmaktadır 
.Bölgenin coğrafi yapısına veiklimsel koşullarına dair bilgilerimizin büyük bir kısmı, bu bölgede yaşamışAmaseialı (Amasyalı) ünlü coğrafyacı Strabon’a dayanmaktadır. Genel olarakkendine has coğrafi özelliklerinden dolayı Pontos Bölgesi dört kısmaayrılmıştır. Buna göre: Halys’ün kuzeyinde kalan yüksek bölge; Iris(Yeşilırmak) ve Lykos (Kelkit) Nehri vadileri
; Halys ve Iris vadileriyle
 bölünmüş Kuzey Anadolu Dağlık Bölgesi ve kıyı kesimler sözü edilen bölgeyioluşturmaktadır Iris ve Lykos Nehri vadisinin etrafında son derece veriml iolan Phazemon (Vezirköprü), Khliokomon (Binköy Ovası) gibi araziler vekorunaklı Amaseia (Amasya) Kenti bulunmaktaydı. Halys’ün kuzeyindekalan yüksek bölgede ise Zela (Zile) ve Komana (Gümenek ) kentleri  bulunmaktaydı

. Pontos Bölgesi’nindiğer bir coğrafi kesimini Kuzey Anadolu Dağlık Bölgesi oluşturmaktaydı. Burası Themiskyra’dan (ÇarşambaOvası) başlayarak Küçük Armenia’ya kadar uzanan Paryadres Dağlarını veonun bir uzantısı olarak görülen Moskhika Dağlarını kapsamaktaydı. Kıyıkesimler ise Halys Ne
hri’nden başlayarak Apsarros Nehri’ne kadar uzanan bölgede Amisos (Samsun), Kotyora(Ordu), Kerasos (Giresun) ve Trapezos Klasik ve Hellenistik Dönemde Pontos Bölgesi’nde Üretim ve Ticaret(Trabzon)gibi önemli liman kentleri bulunmaktaydı.
Bunun yanı sıraThemiskyra ve Gazelonitis (Bafra Ovası) gibi ovaların da bu kesimde bulunması buraya ayrı bir önem kazandırmaktaydı.
Doğal zenginlikleri, çarpıcı coğrafi yapısı ve iklimsel koşulları nedeniyle bölgeye farklı anlamlar yüklenmiş hem etimolojik hem de semantik açıdanPontos Bölgesi olarak anılması uzunca bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir .Doğal zenginlikleri ve verimli toprakları yerleşim ve üretim bakımından bölgeyi cazip kılmış, nitekim tarih boyunca birçok halk bu bölgeyeyerleşmiştir. Benzer şekilde Hellenlerin de bölgeye MÖ. binyılın ilkyarısında ya da daha erken dönemde keşif seferleri düzenledikleridüşünülmektedir . Bu bölgenin zenginlikleri,
 üretim kapasitesi ve ticari potansiyeli göz önünde bulundurularak Büyük Kolonizasyon olarakadlandırılan süreçte (MÖca.750-550) Hellas ve Küçük Asya’da yaşayan
Hellenlertarafından zenginliklerinden faydalanmak amacıyla bölgeyekoloniler kurulmuştur .Özellikle Miletosluların Pontos Eukseinos’un güneykesimlerinde son derece etkin oldukları ve buradaki üretim ve ticareti kontroledebilmek için birçok koloni kurdukları görülmektedir .
MÖ 547/6 yılından itibaren Perslerin Küçük Asya’ya hâkim olmasıyla birlikte bölge kendi içdinamikleriyle varlığını sürdürmüş fakat Perslerin 19. satraplığına tabi olarak300 talanta vergi ve asker temin etmiştir .
Büyük İskender Persler’e karşıçıktığı seferde Küçük Asya’nın çeşitli bölgelerini ele geçirmiş olsa da onunPontos Bölgesi’ne geldiği ya da bölgeyi boyunduruk altına aldığına dair bir
 bilgi yoktur. Nitekim neBüyük İskender’in ne de onun haleflerinin (diadokhoi) bölgede etkin bir şekilde hakimiyet sağladıkları söylenemez. Sözüedilen dönemde bölge hem stratejik hem de ekonomik açıdan giderek önemkazanmaya başlamıştır.
 Öyle ki bu süreçteki otorite boşluğundan faydalanarak bölgede hakimiyet kuran Mithradates Hanedanlığı yöneticileri bölgeninkaynaklarını kullanarak giderek güçlenmiş ve dönemin en büyük güçlerinden biri olan Roma ile kıyasıya mücadele edebilecek duruma erişmiştir 

MÖ 63yılında oğlu II. Pharnakes’in ihanetiyle intihar eden Mithradates VI  Eupator’un ölümüyle birlikte Pontos Bölgesi Romalıların hakimiyetine girmişve zamanla yapılan düzenlemelerle birlikte Pontus et Bithynia eyaleti olarak Roma’ya tabi kalmıştır ÖnemliLiman Kentleri Pontos Bölgesi’ndeki kentleşmeyi şekillendiren  temel unsurlardan biridenize paralel olarak doğu-batı istikametinde uzanan dağlardır. Buna göre bölgedeki kentler iç kesimlerdekiler ve kıyı bölgesindekiler olarak ayrılmıştır.

Özellikle büyük kolonizasyondan itibaren bölgenin ticari potansiyeli veulaşım imkanları göz önünde bulundurularak kıyı kesimine Hellenlertarafından kentler kurulduğu ya da halihazırdaki otokton kentlere yerleşimcigönderildiği düşünülmüştür  Pontos Eukseinos’un güney kıyılarına kurulan kentler arasında en önemlilerinden biri  Paphlagonia  olarak adlandırılan bölgede kurulmuş olan Sinope (Sinop) kentidir. Antik yazarlar Miletoslular tarafından kolonize edilerek kurulan hem doğa hem de insanlar tarafındangüzelce süslenen bu kenti dünyanın o tarafındaki kentlerinin en önemlisiolarak tanımlamışlardır. Bir yarımada üzerine kurulmuş olan kent, gemilerindemirlemesine elverişli iç ve dış limanlara sahiptir 

Söz konusu limanlarısayesinde Pontos Bölgesi’nin deniz ve kara trafiğinin merkezi halinegelmiştir. Karada Paphlagonia, Pontos ve Kappadokia üzerinden Kilikia’yakadar uzanan bir yol ağıyla Asia’nın iç bölgelerine bağlıydı.Bu özelliğiylePaphlagonia, Pontos’un bazı yöreleri ve özellikle Kappadokia ürünleri Sinopekentine getirilir ve bu kentin limanlarından dünyaya pazarlanırdı.

Bölgenin önemli kentlerinden biri olan Amisos’un doğusunda Iris batısında ise Halys nehirleri bulunmaktadır. Sözü edilen nehirlerin taşımışolduğu alüvyonlarla oluşan verimli iki ovanın arasında kurulmuş olan liman kenti,Sinope’den yaklaşık olarak 900 stadia uzaklıktadır. Amisos Liman  eterince büyük olmamasına rağmen Pontos Bölgesi’nin ve PontosEukseinos’un ürünlerinin dış pazarlara açılmasını sağlamaktaydı. Sahip olduğu verimli ovalarla ve işlek limanıyla zamanlagelişen kent Pontos Bölgesi’nin dış dünyaya açılan önemli limanlarından biri haline gelmiştir. Amisos kentinin doğusunda Sinope Kolonisi olarak kurulan Kotyora bulunmaktadır.
 
MÖ 183 yılında Sinope kentini ele geçir  en I. PharnakesKotyora kentini de işgal etmiştir . Kotyora sakinlerini bu kentin doğusundayer alan Sinopeliler tarafından kurulan KerasosKenti’ne
 yerleştirerek  kendi adına izafeten Pharnakeia Kenti’ni kurmuştur . Pharnakeia Kenti’nin doğusunda ise Sinopeliler tarafından son derece stratejik bir noktada kurulan Trapezos  kenti yer almaktadır .
Üst kesimleri sıra dağlarla çevrili olan kent,önemli bir limana sahipti. Söz konusu limanın, kuzeybatı istikametinden esensert rüzgârlara karşı korunaksız olması nedeniyle genellikle yaz aylarındakullanıldığı zannedilmektedir. Kentin, sarp dağ kütleleri arasında yer alan dargeçitler sayesinde iç bölgelerle ticari bir yol
 ağı bulunmaktaydı. Böyleliklekentten ve hinterlandından elde edilen ürünlerin yanı sıra iç bölgelerden gelenmalların dış pazarlara gönderilmesi Trapezos Limanı sayesindegerçekleşmekteydi.

Tarım ve Orman Ürünleri
 
Pontos Bölgesi’nin dar kıyı şeridi, dağlarla çevrelenmiş ve iç bölgelerlefarklı iklimsel koşulların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kıyı şeridinde yıl boyu bolca yağış alan ılıman iklim hakimdir. Bölgede yer alan nehirler vedereler de tarım arazilerinin sulanabilmesini sağlamış, böylece verimli ovalarda birçok bitki ve tarım
  ürünü yetiştirilmesini olanaklı kılmış veotlakların birçok hayvan türünü besleyebilmesini sağlamıştır. Iris ve Lykosvadisinde yer alan Phanaroia’da zeytin ve üzüm yetiştirilmiştir . Phanaroia yöresi ve Komana Kenti’nde neredeyse her yerde üzüm bağları bulunurken, bu kentin yakınlarında bulunan Naspercene’de de üzüm yetiştirilmekte veşarap endüstrisinde kullanılmaktaydı.
Bölgede üretilen şarabın niceliğihakkında pek bilgimiz yoktur zira Pontos Bölgesi genelde şarap ithal ediyor olarak anılmaktadır fakat çeşitli türlerde ve aromatik karakteristiğe sahipşaraplar bölgeye ün kazandırmıştır.
 
 Absinthiumun (pelin otu) kaynatılması yada bitki filizlerinin şarabın içine atılmasıyla üretilen pelin otu şarabı ve bölgede yetişen aromatik bitkilerin şaraba katılmasıyla üretilen aromatik şaraplar hem Pontos Bölgesi’nde tüketiliyor hem de dış pazarlarasatılıyordu. MÖ III. yüzyılın başlarında fizikçi Apollodoros Mısır kralı I.Ptolemaios’a Naspercene şarabını övmüştür . Bu durum şarap üretimi az olsada üretilen kaliteli ve aromatik şarapların ün kazanıp dış pazarlarda rağbetgördüğünü ifade etmektedir.
 
Themiskyra yöresiyse son derece verimliydi ve burada ayçiçeği, akdarı, ceviz, fındık , elma, armut ayva gibi meyveler vesebzeler üretilmekteydi. Sahip olduğu verimli topraklarda
 kiraz (ceresia) yetişen Kerasos kentinde bu meyvenin ithalatı yapılmaktaydı ve kirazın buradan yayıldığı düşünülmekteydi.
Pontos yöresinin adıyla anılan veyörenin en çok aranan ürünlerinden biri de fındıktı. Hellas ve Küçük Asyafındığın tadını Pontos Bölgesi sayesinde öğrenmiş, burada yetişen fındık daPontos fındığı (καρύα ποντικά) olarak adlandırılmıştır . Athenaios bunun meşe palamudu olabileceğini ileri sürerken hazmının zor olduğundan, benzerşekilde Dioskorides de (I. 125)
mide için son derece zararlı olduğundan bahsetmiştir. Her ne kadar tıbbi açıdan zararlı görülse de diğer kabukluyemişler gibi meze olarak kullanılmış olması olasıdır zira İskenderiyeLimanı’nda bulunan ve Mısır’a ithal edilen ürünlerin listelendiği papirüste Pontos fındığı da bulunmaktadır .
Pontos Bölgesi bol yağış alan nemli iklimi sayesinde orman yönünden dezengindi. Dağlık alanlar ve kıyı bölgelerde birçok ağaç türünü ihtiva edenormanlar bulunmaktaydı. Karaağaç, köknar, dişbudak, meşe, kayın, akçam,kestane, ıhlamur, çam gibi ağaç türleri bölgenin iklimine uyum sağlayarak yaygın bir şekilde yetişmekteydi.
Bu ağaçlardan elde edilen kereste bazen işlenerek bazen de ham haliyle Akdeniz’in ağaçtan yoksun ya da hammaddeihtiyacı olan bölgelerine ihraç edilmiştir. Sinope ve Amisos kentlerinden
temin edilen kereste gemi yapımında kullanılmaktaydı. Bu kerestenin bu yörelerde yetiştiği belirtilse de sözü edilen kentlerin ticaret merkezlerioldukları düşünülünce diğer yörelerden buralara getirilip satıldığıdüşünülebilir.
 
Tıbbi ve Aromatik Bitkiler
 
Pontos Bölgesi’nin dağlık kesimlerinde, ovalarında ve vadilerinde birçok bitki türü ve endemik bitki yetişmiştir. Bunlardan biri tıp alanında kullanılan acorustur (sazlık/Hint ya da şekerkamışı).
 Licuorice(meyankökü) adlı bitkinin kökleri tıbbi alanda kullanılmaktaydı. Sağlık ve gastronomialanında kullanılanabsinthium(pelinotu, panzehir olarak kullanılan armoracia (bayırturpu),  psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan melampodion (siyah çöpleme) ve rhecoma (çoban değneği bölgedeyetişen/yetiştirilen bitkilerden bazılarıydı.
 Bunların yanında sağlık vekozmetik alanında kullanılan Scordotis/scordion (yerpalamudu/meşecik),Asarum (yabani zencefil, aristolochia (lohusa otu) ve amomum/kardamum
(? bir tür baharat bitkisi)de bölgede yetişirdi. Cilthastalıklarından, panzehir yapımına ve parfüm karışımlarına kadar çeşitli alanlarda kullanılan  amomum/kardamumun bir destesi kalitesinegöre 3 ile 60 denarii arasında satılmaktaydı. Mithradates VI Eupator(MÖ.ca. 120/119-MÖ. 63)
 
Pontos Bölgesi’ni hakimiyeti altına aldıktan sonra bölgeye bilginleridavet etmiştir. Bölgeye gelen bilginler de özellikle burada yetişen ve sağlık yada gastronomi gibi alanlarda faydalanılan
mithridatiaya da mithridation (köpekdişi),eupatorium/eupatoria (sıtma otu) gibi bitkilere krala atıfta bulunan isimler vermişlerdir . Bunlara ek olarak hint sümbülü yağı, balsam ve mastix
(türlü sakızlar) da bölgede yetişen/yetiştirilen ve ticaretiyapılan ürünler arasındaydı.
 Antik dünyanın en iyi aşı boyası kabul edilen ve Sinopeli (= Sinōpis [Σινωπίς / Σινωπική]) olarak adlandırılan boya Kappadokia’da imal edilmesine rağmen Sinope limanlarından diğer 
 ticaretmerkezlerine ve pazarlara taşınması nedeniyle bu isimle anılmıştır.
Hayvancılık ve Balıkçılık Halys Nehri’nin denize döküldüğü yerin doğusunda bulunan Gazelonitisyöresinde ceylanlar yaşamaktaydı, bunun yanı sıra burada yaygın bir şekildekoyun beslenmekteydi ve koyunyünü endüstrisi gelişmişti. Themiskyra yöresi ise sığır ve at yetiştiriciliğinin yanısıra buraya beslenmeye gelen avhayvanlarıyla da ön plana çıkmaktaydı Trapezos Kenti’nde de küçükbaşhayvancılığın yanı sıra domuz da yetiştirilmekteydi.Pontos Bölgesi’nde üretilen ve ticareti yapılan en önemli ürünler arasında bal ve balmumu dasayılmalıdır. Antik
yazarlarThermodon Nehri kıyısında, dağlarınyamaçlarında ve özellikle Moskhika Dağlarının yamaçlarında üretilen baldan -özellikle de deli baldan- bahsetmişler dir .
Deli balın insanlar üzerindeki kusma, ishal ve bilinç kaybı gibi olumsuz etkilerinden dolayı pek rağbetgörmediği anlaşılsa da bölgede üretilen normal bal ve balmumu fazlaca talep görmüştür.
 Antik dünyanın pazarlarında en çok beğenilen balmumunun Kar  taca’da üretilen olduğu bilinse de Pontos’ta üretilen sarı renkli ve bal gibikokan balmumunun ikinci sırada olduğu anlaşılmaktadır 

.Antik yazarlar Pontos Eukseinos’un (Karadeniz) suyunun diğer denizleregöre daha tatlı olduğunu,bunu sağlayan etkenin birçok akarsuyun bu denizedökülmesi olduğunu ifade etmişlerdir 
. Sularının tuz oranının düşük olmasıPontos Eukseinos’ta birçok balık türünün ve deniz canlısının yaşamasınaolanak sağlamıştır.
 Genel olarak tırsi, mersin, sardalya, kalkan, dilbalığı,mürekkep balığı, torik, lapina (çırçır balığı) kaya balığı, fok , palamut, orkinos (tonbalığı), yunus ve tekir gibi türler Pontos Eukseinos’ta yaşamıştır 

.Antikçağda sözü edilen denizde yaşayan balık türlerinden en popüler olanlarıyunus, orkinos, palamut ve tekir olarak görülmektedir.Tekir, daha çoksalamura için kullanılmış, Pontos’un tekir salamurası da pazarlarda oldukçarağbet görmüştür 

. Dioskorides(II. 5) ise sözü edilen denizden çıkarılanmidyelerin tıbbi alanda kullanıldığından bahsetmektedir. Trapezos ve Pharnakeia kentlerinin kıyılarında ise palamut ve yunus kolaylıklayakalanmaktaydı, yunus balığının eti gibi yağı da yenilmekte ve çeşitli mecralarda kullanılmak üzere amphoralara doldurulmaktaydı
. Ksenophon( Anab. V. 4. 28) yunus etlerinin dilimlenerek salamura yapıldığını, PontosBölgesi’nin yerel halklarının yunus yağını Hellenler’in zeytin yağınıkullanıldığı gibi kullandıklarını belirtmiştir. Genel olarak Pontos Eukseinos’tayakalanan balıklar kimi zaman taze olarak, kimi zaman salamura yapılarakkimi zaman da kurutularak satılmıştır. Bu durum bölgede bir balık endüstrisinin oluşmasını sağlamıştır, Pontos Bölgesi’nde yakalanan ve işlenen balıklar antik dünya pazarlarının aranan ürünleri haline gelmiştir . Öyle kSicilyalı Diodoros Pontos balığı salamurasının bir kavanozunun Roma’da bazen 300 drahmai bazen de 400 drahmai civarında bir fiyata alıcı bulduğunu ifade etmiştir.
 
Madencilik

Pontos Bölgesi’nin çeşitli yörelerinde farklı ve bol miktarda maden rezervi bulunmaktaydı. Burada yaşayan bazı halklar bu madenlerin çıkarılmasında veişlenmesinde uzmanlaşmıştır. Bu durum bölgede madencilik sektörününgelişmesine, çıkarılan madenlerin ise kimi zaman ham olarak kimi zaman daişlenerek hem yerel hem de dış pazarlarda satılmasına olanak sağlamıştır.
 Özellikle Tauros ve Kaukasos sıradağlarının bir uzantısı olan ve PontosBölgesi’nin Küçük Armenia ile olan sınırını çizen Paryadres Sıradağları çok zengin maden rezervlerine sahiptir .
Paryadres dağ silsilesinin güneyyamaçları gümüş, Dazimonitis (Kaz Ova)civarında kalan yöreleriyse demir ve bakır kaynakları yönünden son derece zengindi. Paryadres dağlarının Trapezos kenti ve territoryumunu içine alan kısmından başlayarakThemiskyra ovasına kadar uzanan yamaçlarında ise gümüş, bakır , demir ve şap yatakları bulunurdu.
Sözü edilen coğrafyada yaşayan Khalybes kavmi, demir madeninin kâşifi olarak ve demir işçiliğindeki üstün meziyetleriyle ün kazanmıştı
Bu kavmin işlediği demir antik dünyanın pazarlarında oldukça rağbet görmüş hatta sertleştirilmiş demir/çelik Khalybeskavminin adına izafeten khalyps (χάλυψ) olarak adlandırılmıştı. Tripolis(Tirebolu) ve Argyria (Halkaova) da gümüş yatakları vardı. Bunlarınyanında alüminyum, gümüş ve kalay gibi madenler , mavi ve yeşil akik , beryll, khryselektron ve panzehir taşı
gibi değerli taşlar da bulunurdu. Köle Ticareti .Antikçağ topumlarında yaygın olarak görülen uygulamalardan biri olankölelik, Polybios (IV. 38. 1-6) tarafından Hellen toplumu için bir lüks d 
eğilaksine gereklilik/temel ihtiyaç olarak tanımlanmıştır.
 Üretim için insangücüne olan gereksinim neticesinde Hellenler çeşitli bölgelerden köle teminetmeye çalışmıştır. Büyük Kolonizasyondan itibaren Pontos ve Hellasarasında yapılan ticarette Hellas’a gönderilen ürünlerin yanında kölelerin deticaretinin yapılmış olması olasıdır 
Ksenophon, Pontos Bölgesi’nde bulunduğu sırada ordusundan bir askerin, sözü edilen bölgede bulunanotokton halklardan Makronların konuştuğu dilden anlaması ve Atina’ya köleolarak götürülmesi Pontos ve Hellas arasındaki köle ticaretinin erken dönemkanıtları arasında gösterilebilir 
. Polybios (IV. 38. 1-6) Hellas ve Pontos arasındaki ticaretten bahsederken, bölgeden getirilenler arasında kölelerdende bahsetmektedir.
Benzer şekilde Strabon (XI. 2. 3) da Pontos Eukseinos’unkuzey kıyılarından da köle temin edildiğini ifade etmektedir.
 PontosEuksei nos’un kıyısında yaşayan halkların, köle olarak kullanılmak üzereHellas’a daha sonraki süreçte ise Roma’ya götürüldüğü ve köle ticareti için önemli kaynak oluşturduğu söylenebilir . Bu süreçte bölge köle ticaretindehatırı sayılır bir paya sahip görünmektedir 

Sonuç
 
 Nemli ve yer yer subtropikal iklimi, nehir kenarlarındaki ve sulakalanlardaki verimli topraklarıyla Pontos Bölgesi türlü bitkilerin ve çeşitlihayvanların yetişmesine olanak sağlamıştır. Bölgede bulunan zengin madenrezervleri ve bunları çıkartıp, işleyebilecek insan gücünün varlığı bölgenin zamanla önem kazanmasını sağlamıştır. Ayrıca tuz oranının düşük olmasınedeniyle Pontos Eukseinos birçok balık türüne ve deniz canlısına ev sahipliğiyapmıştır. Bu zengin kaynaklar ve onları işleyebilecek iş gücünün bölgede bulunması sözü edilen kaynaklarla ilgili üretim ve işleme sektörleriningelişmesini sağlamıştır. Pontos Eukseinos’tan ve onun güneydoğu kıyılarınıkapsayan Pontos Bölgesi’den elde edilen bu ürünlerin dış pazarlaraaçılabilmesinin Büyük Kolonizasyonla birlikte başladığı-ya da halihazırdaki alış verişin büyük bir önem kazandığı düşünülmektedir.
 
 Özellikle kıyıkesimine kurulmuş olan Sinope, Amisos, Kotyora, Kerasos ve Trapezos gibi kentlerin neredeyse her mevsim kullanılabilen limanlarının olması bölgenin doğal zenginliklerinin ya da işlenmiş ürünlerinin antik dünyanın ticarimerkezlerine pazarlanmasını sağlamıştır. Bunun yanı sıra PontosEukseinos’un kuzey kıyılarından alınan ürünlerin  taşınması sırasında
gemilerinin en fazla seyredebilecekleri mesafe nedeniyle bu kentlere uğrayarak, buralarda ikmal yapmak zorunda kalması bölgedeki ticarifaaliyetleri artırırken, alınan vergiler nedeniyle de bölgeye para girdisi olmuştur 

Klasik dönemde Karadeniz ticareti Hellenler için son derece önemligörünmektedir, bu ticaret akışının sağlanabilmesi için Hellenler hem Hellespontos’un
 (Çanakkale Boğazı) hem de Bosphoros’un(İstanbul Boğazı)güvenliğini sağlamak için birçok savaşımda bulunmuşlardır Hellenistik bdönemde ise zamanının belki de en önemli ticaret merkezi olan Rhodos ileyapılan alışveriş hem Pontos hem de Rhodos açısından hayati öneme sahipgörünmektedir. Zira coğrafi konumu nedeniyle Bosphoros’a hâkim konumda olan Byzantionluların Bosphoros’tan geçen ticari gemilerden geçiş ücreti almaya başlaması ve bu durumun Karadeniz ticaretini kısmen sekteyeuğratması
 
Rhodos ve Byzationlular arasında savaş (MÖ 220) çıkmasına nedenolmuştur. Aynı yıl Mithradates Hanedanlığı’na mensup kralII. Mithradates’in Pontos Bölgesi’nin ticari ürünlerinin pazarlandığı en önemli merkezlerden biri olan  Sinope Kenti’ni kuşatmasına karşılık bölgedeki ticari çıkarlarınıkorumak amacıyla Rhodosluların kente yardım ettiği ve kuşatmanın başarısızolduğu görülmektedir.
Söz konusu örnekler Pontos Bölgesi’nin ve bölgedeüretilen malların dönemin ticaret merkezleri için değerini ve önemini gözlerönüne sermektedir.
 Sonuç olarak Karadeniz’in Pontos olarak adlandırılan güney kıyılarıKlasik ve Hellenistik dönemler de
tarımsal ve hayvansal üretimin yanında busektörlere bağlı işleme tesisleriyle hem iç hem de dış pazarlara hitap etmişgözükmektedir. Genellikle iç pazarın ihtiyaçlarının bölgedeki tarım vehayvancılık faaliyetleriyle karşılandığı düşünülebilir. Bölgede yakalanan ve işlenen balıkların ise dış pazarların aranan ürünlerinin başında geldiğigörülmektedir. Üretilen aromatik şarapların ve bölgeden elde edilen endemik bitkilerin ise zamanın ticaret merkezlerinde lüks tüketim maddesi olarakticareti yapılmıştır. Bu durum genel itibariyle Pontos Bölgesi’nde üretilen veticareti yapılan ürünlerin neredeyse her zaman dış pazarlarda talep gören ,Klasik ve Hellenistik dünyanın ticaret merkezlerinde bölgenin adıyla anılanürünler olduğunu ve bölgenin, ticari işleyişin içindeki zamanla değişmeyen önemli konumunu gözler önüne sermektedir.

 

PONTUS TARİHİ ANTİK DÖNEM , SEZAR VE VENİ VİDİ,VİCİ

Daha sonraları Roma kayıtlarında Pontos olarak geçecek olan bölgeyi idare edenler kendilerine PONTOS olarak kayda geçirmemişlerdir  bu tanım ROMA'ya aitdir. MİTRİDAT KRALLIĞI olarak anılması gerektiği halde PONTOS olarak literatüre geçen efsanevi karadeniz krallığının temeli yönetici hanedan açısından,  Mitridat ( Mytridates) adında Pers soylusu olarak kabul edilen kişiden gelmektedir.

Büyük İskender sonrasındaki Helenistik dönemde, Güney Marmara ve Bergama bölgesinin yöneticisi olan Mitridat'in ölümüyle aynı isimdeki oğlu I. Mitridat Ktistes, babası gibi öldürülmemek için Kuzeydoğu Paflagonya'ya (günümüz Türkiye'sinin Orta Karadeniz Bölgesi) kaçtı. Önceleri Paflagonya ve Kapadokya coğrafyasında, daha sonra Orta ve Doğu Karadeniz havzasında bağımsız kalmayı başaran birlik kurdu.

Kuruluşu

I. Mitridat Kitistes MÖ-302-266 bölge kabilelerini hükmü altına alarak birliği sağlayan ilk kraldır önce Paflagonya'daki Cimiata'ya ardından Kapadokya'ya geçerek Amasya'ya gitti. I. Selevkos ile mücadeleye girişti ve MÖ 281 (veya 280) yılında kendini Kuzey Kapadokya ve Doğu Paflagonya'nın kralı ilan etti. Yerine oğlu Ariobarzanes'e tacını devretmiştir.
Ariobarzanes 266-250 yılları arasında hüküm sürmüş tahtını 2.Mitridates'e bırakmıştır.M.Ö.250-220.

2.Mitridates çocuk olduğu için Galatlar o dönemde ülkesini işgal etmiş daha sonra işgalcilerden geri almış Selevkos kralı Kalinikus'un kızkardeşiyle evlenmiş ancak bazı nednelerden dolayı savaştığı Selevkosları Ankara'da 20 bin kişilik ordusunu yenerek topraklarını korumuştur. Tahtını oğlu 3. Mitridates'e bırakmıştır.
3.Mitridates MÖ.220 188.tarihleri arasında geçen kısa hükümdarlığında ilk kez Pontus sikkesi bastırılmış bu sikkede yer alan AY -YILDIZ figürü daha sonraları bastırılan tüm paralarda yer almıştır ve   oğlu Farnekes tarafından öldürülmüştür.

1.Farnekes M.Ö 188- 160 yılları arasında hüküm süren orta ve doğu karadeniz kıyılarının tamamını ve orta anadoluyu krallığına bağlayarak Roma İmparatorluğuna elçi yollayan ilk kral olmuştur. Selevkos prensesi Nysa ile evlenerek gücünü Yunan kentleri Rodos ve Girit'e kadar sürdürmüş Karadeniticaretini vergiye bağlamıştır. 
MÖ 220'den beri alınmak istenen Sinop, I. Farnekes zamanında (MÖ 189-159) MÖ 182'de alınabildi. Onun zamanında Cotyora (Ordu), Pharnacia (Giresun) ve Trapezus (Trabzon) gibi  kıyı karadeniz kentleri ele geçirildi ve hakimiyet Pontus Krallığı'na geçti. Rodosluların durumu Roma'ya şikâyet etmeleri sonuç vermedi. Pergamon’a ve Kapadokya Kralı IV. Ariarathes'e de savaş açan I. Farnekes, önceleri başarılı olduysa da sonunda olumsuz bir antlaşma imzalamaya zorlandı. I. Farnekes, Galatya ve Paflagonya'daki tüm topraklarını bıraktı, yalnız Tium şehrini alıp, Sinop'u elinde tutabildi. Farnekes krallığını kardeşi 4. Mitridates'e bırakmıştır.

4. Mitridates Filapatör Filadelpus MÖ 160-150 yılları arasında süren krallığında karısı Leodika nın tasviri yer alan 4 çeşit sikke bastırmış döneminde Roma ile barış süreci devam etmiş ve yerini yeğeni 5. Mitridates'e bırakmıştır.

5. Mitridat Euergetes  MÖ.150-120 yılları arasında geçen krallığı döneminde Roma ile dost kaldı, hatta MÖ 149 yılındaki 3. Punic savaşında gemilerle yardım bile gönderdi ve bu yardımın ödülü olarak Frigya'yı aldı, oysa Frigya'nın Pontus ile sınırı yoktu. Kralı öldüğünde Paflagonya üzerinde hak iddia eden V. Mitridat, kızını Kapadokya kralıyla evlendirdi, sonra da Kapadokya'yı işgal etti. Bu dönemde yunan kültürü yaygınlaşırken aynı zamanda  Asya'da Yunan misyonerliğini yaygınlaştıran ilk Pontus kralı oldu. Kapadokya kralı Aryarathes ile evlenerek gücünü artırsa da MÖ 121 (veya) 120 yılında aile bireylerinin karıştığı  bir suikast sonucunda 5. Mitridat erken yaşta öldürülünce yerine en güçlü Pontus hükümdarı olacak olan ünlü 6.Mitridates geçmiştir.
5 Mitridat öldüğünde, oğulları Krestus ve daha sonra Büyük Mitridat olarak adlandırılacak olan 6. Mitridat henüz çocuktular. Eşi ve aynı zamanda kızkardeşi olan  Laodice, veliaht olarak Krestus'u tercih için tüm diğer çocuklarını zehirleyerek öldürünce henüz çocuk olan 6. Mitridat'panzehir içirerek kurtardılar ve sonra dağlara kaçtı. Zehirlenme şüphesi nedeniyle, o dönemin bilinen zehirlerine karşı panzehir yapımını öğrendi. Zehir biliminde o dönem için ileri bilgilere ulaştı. Zehirlenme olasılığını önlemek için benzer zehirlerden az miktarlarda alarak kendini zehirlere bağışık kıldığı da iddia edilir. MÖ 113'de geri döndü, kardeşini öldürüp annesini hapse attırdı.

6. Mitridat Eupatör Dionysius MÖ.113-63 Pontus kralı olarak Anadolu'da MÖ 113-63 yılları arasında hüküm sürdü ve Pers Kralı Dairus ve Büyük İskender'in tek mirasçısı olduğunu ilan ederek topraklarını Kapadokya, Bitinya, Aşağı Ermenistan, Kolhis ve Tauric Chersonesus şehirlerini fethederek genişletti Krallık  6.. Mitridat zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
 Anadolunun güneyine kadar genişleterek kafa tuttuğu Roma İmparatorluğu'nun en başarılı ve zeki düşmanı kabul edildi. Roma Cumhuriyeti'nin en başarılı komutanlarından Sulla, Lucullus ve Pompey'u uzun süre  yenmeyi başardı ancak tüm hayatını savaşa hazırlık oyunları ve savaşlarla geçirdikten sonra komutanları Kırım sahillerinide vergiye bağlayınca kendisine Dionysios ünvanı verilmiştir ancak sonunda Roma'ya yenildi.Roma Cumhuriyeti'nin önemli generali ve politik lideri Pompey uzun mücadelenin sonunda MÖ 63 yılında 6 Mitridat'ı yenebildi.Bunun üzerine Pontus'un batısı Roma topraklarına katıldı, doğu kıyıları ise MÖ 63 yılından tamamen ortadan kaldırıldığı MS 64 yılına kadar Roma'ya yarı bağımlı olarak kaldı.Yunanca sahil kesimlerinde  VI. Mitridat Eupator zamanında krallığın resmi dili olur, ama Anadolu kadim dilleri özellikle iç bölgelerde konuşulmaya devam eder.

VENİ VİDİ VİCİ

6. Mitridates'in oğlu 2. Farnekes,  MÖ 48'de ünlü Roma İmparatoru Sezar ve Pompey arasındaki iç çekişmeden kaynaklanan savaştan yararlanarak Pontus'u yeniden canlandırmak istedi.MÖ 65'te ordusuyla Roma'ya isyan eder. Kafkasya kıyıları Kolchis, Aşağı Ermenistan ve Kapadokya'yı alıp Nicopolis'te Roma ordusunu yendiyse de sonuçta başarılı olamadı. Zela'da Sezar'a yenildi. Sezar en ünlü deyişi olan "'Veni, Vidi, Vici' "(geldim, gördüm, yendim) sözünü bu vesileyle söylemiştir.Daha sonra intihar etmeye zorlanır veya öldürülür. Roma'ya bağlandıktan sonra Pontus. (MÖ 50) yıllarından 4. ve 7. yüzyıllar arasında Roma'nın bir eyaleti olarak MS 400 YILINA KADAR bölge valileriyle yönetilir  

KAYNAKÇA
Klasik ve Hellenistik Dönemde Pontos Bölgesi’nde Üretimve TicaretKsen. Anab. Ksenophon, Anabasis, Ksenophon,Onbinlerin Dönüşü
, Çev. T. Gökçöl,İstanbul 1998

. Ksenophon, Anabasis,Çev. C. L. Brownson, vols. I-VII.Cambridge, Massachusetts - London 1968.Lund, J.Gabrielsen, V., “A Fishy Business. Transport Amphorae of the Black SeaRegion as a Source for the Trade in Fish and Fish Products in the Classical andHellenistic Periods”,The Black Sea in Antiquity. Regional and Interregional Economic Exchanges, Eds. J. Lund
 V. Gabrielsen, Aarhus University Press,Aarhus 2007, s. 161-169.Magie, D.,Roman Rule in Asia Minor to the End of the Third Century after Christ .Volumes I-II, Princeton University Press, Princeton 1950.Maria, A.,The Mycenaean Presence in the Black Sea Region, International HellenicUniversity, Unpublished Master Thesis, Thessaloniki 2015.Olshausen, E., “Pontos (2)”,
 RE Suppl.XV, München 1978, s. 396-442.Olshausen, E., “Pontos: A Profile of a Landscape”,Space, Place and Identity in Northern Anatolia, Ed. T. Bekker-Nielsen, Franz Steiner, Stuttgart 2014, s. 39-48.Olshausen, E., “Zum Hellenisierungsprozess am Pontischen Königshof”, AncientSociety,Sayı 5, Leuven 1974, s. 153-170.Opait, A., “A Weighty Matter: Pontic Fish Amphorae”,
The Black Sea in Antiquity. Regional and Interregional Economic Exchanges, Eds. J. Lund –  V. Gabrielsen,Aerhus University Press, Aarhus 2007, s.101-122.Opp.hal. Oppianos, Halieutika
, Oppian,Collothus, Tryphiodorus, Çev. A. W. Mair –  D. Litt, London - New York 1928.P.Cair. Zen. Cairo Zenon Papyri,Şurada: http://ipap.csad.ox.ac.uk/Cairo-Zenon.1.html.Papanghelis, T.D., “A Note on Catullus 68, 156
Quaderni Urbinati di CulturaClassica, Sayı 11, Roma 1982, s. 139-149.Peake, H., “The Origin and Early Spread of Ironworking”,Geographical Review,SayıXXIII/4, New York 1933, s. 639-652.Peev, P., “Prehistoric Trade Routes In the Black Sea”,SOMA 2005. Proceedings ofthe IX Symposium on Mediterranean Archaeology,Eds. O. Menozzi - M. L. DiMarzio - D. Fossataro, BAR International Series, Italy 2005, s.217-222.Philostr.de Imag.Philostratus “Yaşlı”, Imagines, Philostratus, Imagines,Çev. A.Fairbanks, London - New York 1931.Plin.nat.
 G. Plinius Secundus “Yaşlı”, Naturalis Historia, Pliny, Natural History,Çev. H. R. Rackham, W. H. S. Jones –  D. E. Eichholz, vols. I-X. Cambridge,Massachusetts - London 1938 - 1971.

 
 Mesut KINACI-Hülya BOYANAPlut. Luc. Plutarkhos, Bioi Paralleloi, Lucullus, Plutarch’s Lives, Çev. B. Perrin, vols.I-XI. London - New York 1959.Polyb. Polybios, Historiai, Polybios,The Histories, Çev. W. R. Paton, vols. I-VI.Cambridge –  Massachusetts - London 1922.Prokop. Aed. Prokopios,Aedificiis, Prokopios,On Buildings, Çev. H. B. Dewing –  G. Downey, Cambridge - Massachusetts 1940.Prokop.de Bell. Prokopios,de Bellis, Prokopios, History of the Wars, Çev. H. B.Dewing, London - New York 1928.Ps.-Scymnus Pseudo-Skymnos,
Fragmenta Periegeseos Ad Nicomedem Rege,TheTradition of the Minor Greek Geographers, Ed. A. Diller, Lancaster - Oxford1952.Sub Titulo Orbis Descriptio.
Geographi Graeci MinoresI. ,Ed. C. Müller,Paris 1990

, 196-237.Rostovtzeff, M. I., “Pontus and Its Neighbours: The First Mithridatic War”,CAH. IX.,Cambridge 1932, s. 211-236.Rostovtzeff, M. I.,The Social and Economic History of the Hellenistic World , I-III,Oxford University Press, Oxford 1941.Sallust. Hist. Sallustius, Historia,Sallust, Çev. J. C. Rolfe, London- New York 1921.SkylaksPeriplousSkylaks,Periplus Scylacis, Skylax,Periplus Scylacis,GeographiGraeci MinoresI, (Ed. C. Müller), Paris 1990 15-96. Pseudo-Skylaks,Periplous
,
Çev.: M. Arslan, MJH, Sayı II/1, Antalya 2012, s. 239-257.Steph. Byz. Ethnika Stephanos Byzantios, Ethnika, Stephani Byzantii , Ethnikon
: AGeographical Lexicon on Ancient Cities,Peoples, Tribes and Toponyms, Ed. A.Meineke, Chicago 1992.Strab. Strabon,Geographika,The Geography of Strabo, Çev. H. L. Jones, vols. I
-VIII.London - New York 1917-1932. Strabon,
Coğrafya, Çev. A. Pekman, İstanbul2000.Tac.hist. Tacitus, Historia, Tacitus,The Histories, Çev. C. H. Moore –  J. Jackson,vols. I-III, Cambridge, Massachusetts - London 1962.Theophr.de lapid. Theophrastos, De Lapidibus, Ed. D. E. Eichholz, Oxford 1965.Theophr.hist. plant. Theophrastos, Historia Plantarum, Theophrastus, Enquiry intoPlants, Çev. A. Hort, vols. I-II, London - New York 1916.Val. Flac. C. Valerius Flaccus, Argonauticon, C. Valerius Flaccus, Argonautica, Çev.W. J. H. Mozley, Cambridge –  Massachusetts - London 1939.Varrorust . Marcus Terentius Varro, Rerum Rusticarum, Marcus Terentius Varro,On Agriculture, Çev. W. D. Hooper –  A. M. Litt, Cambridge - Massachusetts 1934.
 
Klasik ve Hellenistik Dönemde Pontos Bölgesi’nde Üretimve TicaretVerg. Aen. Vergilius, Aeneis, Virgil, Eclogues, Georgics, Aenid, the Minor Poems,Çev. H. Fairclough, vols. I-II. Cambridge, Massachusetts - London 1966 - 1967.Vergilius, Aeneas, Çev.: İ. Z. Eyuboğlu, Ankara 1995. Verg.Georg. Vergilius,Georgica, Virgil, Eclogues, Georgics, Aenid, the MinorPoems
, Çev. H. Fairclough, vols. I-II. Cambridge, Massachusetts - London 1966-1967.Wilkins, J., “Fish as a Source of Food in Antiquity”,Ancient Fishing and FishProcessing in the Black Sea Region,Ed. T. Bekker-Nielsen, Aarhus UniversityPress, Aarhus 2005, s. 20-30.

PONTOS PARALARI İÇİN BAKINIZ: https://inandedektor.com/u/21379-pontos-krallari-antik-paralari.html

MAKALE YAZARLARI /Mesut KINACI-Hülya BOYANA

NİSAN 2021- TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ -2019