“Değerli okurlar, bu yazıyı yıllaaar önce Bandırma kuş cenneti festivalinin bir çevre panelinde sunmuş, daha sonra da yerel basınımızda yayımlamıştım, ancak Ülkemizin geldiği bu noktada görülüyor ki bu yazı hala güncelliğini korumaktadır, o nedenle bir kez daha affınıza sığınarak hatırlatmak istedim”.
Bu KISSADAN HİSSE, Sahillerde bina dikmek için orman sökenlere, Tarla açmak için orman yakanlara, 1. Sınıf tarım arazilerine beton dökenlere, Her yıl yüz binlerce ton verimli topraklarımız, erozyon nedeniyle nehir ve denizlere akarken kayıtsız bakanlara, Toprağa, suya tarım ve sanayi zehir’i katanlara, Ulusal değerleri kişisel Rant’a çevirip tahrip ve yok edenlere İnsan ve çevre sağlığını hiçe sayanlara ithaf olunur……
Gafletle yattığımız kış uykusundan,
Bir sabah uyandığımızda baktık ki,
Karnımız acıkmıştı dünden,
Dünya başımızda zindan,
Bir ekmek ediverdik bin batman undan,
Gölleri, denizleri hoşaf ettik,
Koca koca çamları kaşık ettik,
Hak etmeden ne bulduysak yedik içtik,
Doyamadık, ince bir kahvaltı geçtik,
Çocuklarımızın geleceğine ömür biçtik,
Yöneticilerin büyüklerini tavladık,
Sahilleri, ormanları avladık,
Yeni avlar için yollara düştük,
Az gittik uz gittik,
Çarpık yapılaşmayla biz gittik,
Eksik sanayileşmeyle düz gittik,
Kirlettik çevremizi kızarcasına,
Doğal dengeleri bozarcasına,
Nice yaz, nice güz gittik!. Fakat önümüz kararmaya, yolumuz daralmaya başladı, ne yapacağımızı bilemez bir halde ve şaşırmış durumdayken. Bu yolda bir Bilge’ye rastladık,
Onu selamladık, hoşladık,
Geldik bir yol ayrımına,
Yolu sorduk hayrına,
Ey bilge, derman olur musun bu derde,?
Söyler misin bize sahil nerde, orman nerde, doğru yol nerde?
Böyle deyince bilge durdu bize baktı,
Gözlerinden birkaç damla yaş aktı,
Sahil şu gözyaşlarımın aktığı yerdir,
Orman, vatan hainlerinin yaktığı yerdir,
Bana böyle sorular sormayın,
Beni bundan gayrı yormayın,
Derken biraz öfkelenmişti,
Ama, bizler çok çaresizdik, soracaktık,
Elbet bir çıkar yol bulacaktık,
Ve sorduk.
Ey duygu seline kapılmış ağlayan bilge
Şu halinle yüreğimizi dağlayan bilge,
Merhamet eyle, göster bize bir yol,?
Göster ki, iki cihanda aziz ol,?
Deyince bilge daha da öfkelendi,
Hem ağladı hem söylendi
Size yol göstersem uyacak’mısınız?.
Yıllarca daldığınız gaflet uykunuzdan uyanacak’mısınız?
Görmüyor’musunuz?,
Kafalar kirlenmiş, görüşler hasta,
Ülkem harap olmuş, insanım yasta,
Ne siyasette hayır kalmış ne ticarette
Ülke değerleri tarumar vaziyette,
Yaktınız söktünüz ormanları,
Yığdınız kat kat betonları,
Yağmaladınız sahilleri,
Bakın dağların toprağı eridi kaya kaldı,
El aya çıktı ülkem yaya kaldı,
Ormana ateş düştü kül oldu,
Toprağa su düştü denize doldu,
Hala sorarsınız sahili, ormanı,
Varsa elinizde padişah fermanı,
Bulursunuz orman sorumlularını şehirde,
Verimli toprakları nehirde,
Söz dinlemediniz boş verdiniz,
Bana ne, Neme lazım dediniz,
Nokta kadar çıkara virgül gibi eğildiniz,
Sizi sokmayan yılan bin yaşadı,
Ama artık o da sizi boşadı,
Burada sahil de yok, dağ da yok,
Üzüm de yok bağ da yok,
Su isterseniz, işte zehirli dere,
Ekmek isterseniz, haydi Allah vere,
Yurt isterseniz geldiğiniz yere,
Usülsüzlük olmuş sizce hak,
Aleyke ma yeste hak,
Budur size müstehak,
Dedi ve kayboldu bilge kişi,
Acaba çok mu yanlış tutmuştuk işi,
Bizler şaşkın düşündük taşındık,
Tırnak çıkardık kaşındık,
Ne yapalım, nasıl edelim,
Orta Asya’ya mı gidelim,
Ormana, Suya, Çevreye bakan yok,
Ama buradan gayri bize vatan yok.
Anlayana sivri sinek saz olmuş,
Anlamayana davul zurna az olmuş.
Doğa, Kuraklık, Müsilaj, Anormal yağışlar, Dolu ve Hortumlar gibi afetlerle daha fazla intikamını almadan ve de çok geç olmadan,
SAHİP ÇIKILAN BİR TÜRKİYE, KORUNAN BİR DOĞA, YEŞİL ve TEMİZ BİR ÇEVRE,
Tüm yurttaşlarıma ve insanlığa…
Esen kalınız…..
28-02-2022/FİKRET ÇAĞIN / BANDIRMA