Bildiğiniz gibi DİSK Genel Başkanı Sayın Kani Beko geldi, kendisine bağlı Genel -İş Sendikası'nın Bandırma Belediyesi çalışanlarıyla ilgili toplu sözleşmeyi birlikte imzaladılar . Kürsüde imzalar atıldı. İşçilere verilen zamlar bugünkü genel şartlara göre - Belediyenin durumuna bakılırsa - gerçekten tatmin ediciydi, alkışlar ortam falan güzeldi. Ama konuşmaların arasına sıkıştırılan 'taşeron çalışanları' konu başlığı gelince salonda birdenbire yükselen coşkulu alkışların yerini bir süre sonra hüzün dolu burukluğa bıraktı. Çünkü o konuda yeni bir şey yoktu. Top hükümete atıldı. Yani AKP İktidarı, seçimlerde söz verdiği halde sözünden dönmüştü. Türkiye'nin her meydanına asılan reklamlara rağmen, bunca belgeli söze rağmen, Başkan Kani Beko'nun da üstüne basa basa söylediği gibi hiçbir AKP' li, ne milletvekili, ne il başkanı ne ilçe başkanı ve ne de üyeleri bu mağdur edilen kitleye yönelik verilen sözlere "Yahu ne oldu, neden sözünüzü tutmuyorsunuz , niçin?" sorusunu sormadı, sormuyor.
Başkan Dursun Mirza da, nispeten fazla mesailerle taşeron işçilere destek olacağını vaat etti ve sözünü de tutuyor. Ama işin açıkçası işçiler lehine AKP'den bir adım atılması beklentisi, hele bu OHAL şartlarında işçi direnişleri yasaklanırken boş hayaller.
Şimdi gelelim Kani Beko ağabeyimize. 1953 Makedonya doğumlu olan ve 16 yaşından beri belki daha da eskidir atıldığı işçilik hayatındaki iş hayatı İzmir de geçmiştir. Ve süreçte DİSK genel başkanı olmadan da, olduğundan beri de mücadele ediyor. Ediyor etmesine de, son yıllarda DİSK'in popülist göstermelik direniş ve eylemlerinden ötesi beklentiler, hayal kırıklığına yol açıyor. Biraz yumuşadığı ortada. 'Hak verilmez alınır'ı unutmuş gözüküyor. Yüzyıl önceki kazanımlar geri alınırken, sızlanmak değil, o haklar nasıl alındıysa, aynı yöntemlerin gerektiğini kendi de biliyor. Ama maalesef, sendikacılığımız Amerikan sendikacılığına benzediği iddialarını kanıtlarcasına asıl misyon unutulmuş gözüküyor. 'Yaşasın sosyalizm' demekle olmuyor.
Bunları neden üzülerek yazıyorum? Çünkü Lastikçi Kani ağabeyim, ESHOT'ta çalıştığı dönemlerdeki işçiliğin halini unutmuşa benziyor... Unutmamıştır kesin ama enerjisi bitti belki.
Şimdi DİSK 'E BAĞLI GENEL- İŞ SENDİKASI BANDIRMA ŞUBESİ NEDEN KAPATILDI DİYE SORABİLİRİM?
Erdek, Bandırma, Manyas gibi sosyal demokrat belediyelerin yönetimde olduğu bir yerde, Bandırma Şubesi neden kapatılır? Bunu merak ediyorum. Bir şubenin faal olabilmesi için 500 üyeye sahip olması gerekiyor, evet Bandırma'nın da 300'den biraz fazla üyesi var. Bununla birlikte 300 - 400 taşeron işçisi YOK MU ? Pasif sendikalı, yani aidat vermiyormuş. Aklınız fikriniz aidatlarda mı? Daha açık bir ifadeyle sendika çalışmadığından mı aktif hale getirilemiyor?.. Oysa biraz cesaretle bunlar toplanıp, asil üye haline getirilip, sendika güçlendirilebilirdi. Başkan Dursun Mirza'dan da beklenen bir sosyal demokrat belediyenin yapması gereken asli görevi olan bu görevi gerçekleştirmesiydi. Yüzde 10 zamla geçiştirmesi değil. Örnek var mı? Var. İzmir Belediyesi. Evet Büyükşehir; ama onlar da baskı altında ve kent büyük.
Şimdi işin başka bir yan,ı sayı yetersizliğinden dolayı iptal edilen Güney Marmara'daki tüm belediye çalışanlarının merkezi Bandırma Şubesi, Balıkesir'e bağlandı; ama oranın da sayısı 300 civarında.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Büyükşehir'e destek mi ?
Adım adım geri çekilme mi ?
Açıkçası bu sermaye lehine RİCAT'tır. Budur.
Öte yandan Balıkesir Bandırma çekişmesi ne kadar istemesek de sürmüyor mu?
Bandırma'nın hala var olan İl hayallerine bir darbe daha değil midir bu?
Çözüm Güney Marmara'yı bitirmek mi ?
Sayın İl Şube Başkanı Ovacıklı, her hafta geleceğim diyor. İyi gelsin, Belediyeye ait Sanat Kafe'de çay içerken ağlarız halimize hep birlikte.
Uzatmayayım... Belediye başkanı, kent dinamiklerine rağmen bütün samimiyetiyle bütçeyi elindeki olanakları zorlayıp zorlayıp maddi yönden mağduriyeti gideriyor.
Ama taşeronlar için İŞ GÜVENCESİ NEREDE ?
SENDİKA NEREDE ?
MEHMET LEVENTOĞLU - BANDIRMA GERÇEK