Metin Feyzioğlu dönemi bitti, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına Ankara Barosu Başkanı Ramiz Erinç Sağkan seçildi.
Genel kurul öncesi gelişmeleri üzüntüyle izlemiştik.
Hukuksuzluklara karşı ,hiç bir itiraza tahammülü kalmayan iktidarın dayatması ile “çoklu baro” adında bir ucube yaratıldı.
TBB delege yapısı bozuldu. İstanbul, Ankara, Izmir gibi binlerce avukatlı baroların genel kurul seçimlerine katılacak “delege sayıları” azaltılarak, buna karşılık örnekle gösterirsek Gümüşhane, Çorum gibi çok az avukatlı baroların delege sayıları arttırılarak bazı hesaplar yapıldı. Ötesinde bütün bu kurnazlıklar için pandemi bahane edilerek baro genel kurulları aylarca yaptırılmadı ama bütün bu dolaplar yetmedi.
Öncesinde TBB’nin toplam 477 delegesinin 137’si 3 büyük kentten İstanbul, 53’ü Ankara, 30’u İzmir’den seçilerek geliyordu ve toplam delege sayısı 348’e düşürüldü. Böylece, yaklaşik 50 bin avukatlı İstanbul Barosu’nun temsil edecek delege sayısı 13 ki,şye düştü. 20 binlik Ankara Barosu’nun 7, 11 binlik İzmir Barosu’nun 5, Antalya Barosu’nun ise 4 delege ye düşürüldü .Anadolu barolarının delege sayısı arttırıldı, örneğin 103 avukatlı Gümüşhane, 250 avukatlı Yozgat gibi diğer küçük barolara i 3’er delege seçme hakkı tanındı. Yetmedi ayrıca 82 baronun başkanı da doğal delege yapıldı.
Halkın ve kamunun yanında olanların itibarsızlaştırılması, kötülenmesi değil sahiplenilmesi, savunulması gerekir diye düşünüyorum. Halkın çoğunluğunun da benzer düşündüğünü sanıyorum veya umuyorum.
Bu arada Barolar/Siyaset ilişkisini de tersyüz ve istismar eden yalanlar üzerine siyaset..
Hukukun üstünlüğünü ve avukatlık mesleğinin bağımsızlığını ödünsüz savunacak Baro’lar neden önemli?
Barolara dünyada ilk kez M.Ö. 500-600 yıllarında Atina ve Roma’da rastlanmaktadır.
Barolar İngiltere’de 700, Fransa’da 600 yıllık bir geçmişe sahipken Osmanlı’da baro, 20 Mart 1878 tarihinde kurulmuştur. Baroların, hatta ve hatta, Tabipler Odası, Orman Mühendisleri, Mimarlar , Şehir Plancıları vb. tüm meslek örgütleri ve Üniversitelerinin, STK’nın öneri ve raporları dikkate alınsaydı, bu gün çok daha güzel bir ülkede yaşıyor olacaktık. Beton yığınına dönmüş, sokakları caddeleri meydanlarıyla trafiği karmakarışık kirli şehirler, zehirli ve pahalı tarım- hayvancılık ürünleri, güvenilmez ve gecikmiş adalet, sağlık, eğitim vb. hizmetleri…
Barolar, siyasi parti rolü oynayamazlar elbette, ancak yukarıda anlatmaya çalıştığım üzere, hukuk devleti gereği kamusal görevleri vardır.Yanısıra, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki çalışmalarını kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin standartına uygun olarak gelişmesini sağlamak, birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde düzenlemek, meslek disiplini ve onurunu korumak amacı ile kurulmuştur.Barolar ve aslında tüm kamusal kurumların siyasi parti rolü oynamasına elbette hepimiz karşı olmalıyız.Aksi halde, çoklu baro ile ocu, şucu, bucu diye ayrılmış siyasi partileşmiş, bölünmüş bir savunma ve giderek siyasi yargı tehlikesi belirecektir. Bu konuda Anayasa mahkemesi üyeliğini CHP üyesi olduğu için tarafsız kalamayabilirim gerekçesiyle reddeden, 1989 dönemi Barolar Birliği Başkanı saygıdeğer hukukçu TEOMAN EVREN’İ, hatırlamak ve hatırlatmak zorundayım. Yaşadığımız ve geldiğimiz süreçte artık hepimizin hatırlaması ve hatırlatması gereken bir ONURLU davranış örneğiydi.
Bilemiyorum bu kez umarım biraz da olsa anlatabilmişimdir. Selamlar sevgiler saygılarımla.
(NOT. Av.Güven Subaşı’nın paylaşım notlarından derlenmiştir)
07-12-2021/ Av.GÜVEN SUBAŞI/ BANDIRMA
Av.Güven Subaşı 12/08/2021 – 00:01