MİLLET(Çİ)LİĞİN GEREĞİ..!__

MİLLET(Çİ)LİĞİN GEREĞİ..!__
RAMAZAN NARİN·

Bandırma Belediye Başkanı (CHP) sayın Dursun MİRZA’nın, 30.03.2016 tarihindeki HALKA HESAP VERME Bilgilendirme toplantısı hakkında ;   Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söylermiş...sözünün doğrulandığını görmek için bu toplantıya gitmişim ! diyerek, BANDIRMA ŞEHR-ÜL HESAPLAŞMASI başlıklı yazımı Bandırma GERÇEK GAZETESİ ndeki köşemde yazmıştım ve sosyal medyada da bu yazım yer almıştı yaaa, sayın Belediyemizin basın işlerini yürüten GAZETE 10 un sahibi sayın Nurgül YEŞİLBAĞ da (benim şahsi kanaatimce benim yazıma cevap) HALKÇILIĞIN GEREĞİ Başlıklı bir yazı kaleme almış. Kendisine sordum, benim yazıma cevap olmadığını söyledi !   
Takdir sizin ; iki yazıyı da yanyana koyun ve birinin diğerine cevap mahiyeti taşıyıp taşımadığını siz görün. Takdir, okuyanların olsun. Çünkü, bu toplantının aleyhine, eksi yazan benden başka biri yok.   
Ayrıca ben yazımda GAZETE ON Gazetesi ve dergisini çıkaranların, Belediyeden Basın Danışmanı olarak maaş aldıklarını veya Belediyenin Basın işlerini yürüttüklerini biliyordum ve bu yüzden de, toplantı salonunun BOŞ olmasında yeterli duyuruyu yapmayan burayı, ismen eleştirmiştim. (Ama Bandırma Belediyesinin ve Başkan Dursun MİRZA’nın basın danışmanlığını yürüten GAZETE 10 başta, CHP Bandırma İlçe Örgütü, yandaş STK lar ve Belediyenin Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünün, çok çok eksik çalışıp, hatta hiç çalışmayıp... bu önemli toplantıyı halka, seçmenlerine duyurmadıkları ve alt tarafı 300 kişilik salonu doldur(a)madıkları için kınıyorum. O salon, tıklım tıklım olmalıydı beyler…! )   
Şimdi benim eleştirisel yazıma cevap verme hakkı en başta GAZETE 10 yazar ve çizerlerinindir elbette. Hatta cevap vermezlerse, yine eksik görev ifasıyla, onları tekrar da suçlarım…  Ki ; ben eleştirilerimi zımnen yerine, genelde direkt ve ismen yaparım, kıvırma payı bırakmam ve kıvırmak zorunda da kalmam böylece…    
Benim yazım ; http://www.gercekbandirma.com/ramaz...   
Nurgül YEŞİLBAĞ yazısı ; http://www.ongazetesi.com/nurgul-ye...     
HALKÇILIĞIN GEREĞİ….diye başlıkla yazılmış bu yazı ;  HALK-ÇI iseniz o günkü toplantıda anlatılanları ancak alkışlayabilirsiniz manasında kaleme alınmış. Yani ben aksi görüş belirttiğim için, eksiklikleri belirttiğim için, sanırım HALK-ÇI kategorisinde değilim. Amenna ve sadakna !   
HALK(ÇI)LIK ;     Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan ; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı din, dil, ırk, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz. Halkçılık ilkesi, ulusal egemenliği ön planda tutar ve demokrasiyi benimser. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden, eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar.   
Atatürk’ün sunumuna veya CHP nin kabul ettiğine göre ;  HALKÇILIK=EŞİTLİK gibi bir mana çıkmaktadır ki ; Bir Başkanın, halkçılığın gereği diyerek, 2 yıl sonra yaptıkları hakkında bir toplantı yapması değilmiş !  Bu toplantı olsa olsa, siyasetin ve temsil edilen makamın gerekliliğidir sadece. Ve bu anlamda o toplantı çok yerinde ve güzel de olmuştur. Ben toplantının yapılmasından duyduğum memnuniyeti, zaten yazımda belirtmiştim. Darısı bütün siyasilerin başına…   
Milletvekilleri ve Bakanlar da, buna benzer HESAP VERME GÜNLERİ tertip edebilirler yani… Hatta TÜRK MİLLETİ adına diye karar veren HAKİMLER de bu hesaplaşmayı düşünmelidir, sözde milli iradenin adına yetki kullananlarca, oralara atanmış vali ve kaymakamlar da, buna benzer halkla buluşma ve hesaplaşma günleri tertip etmelilerdir…    
Ben ise ;  sol ve CHP siyasi kültüründen gelen, o siyasetin içinde olan biri olmadığım için, HALK’ı ; milletin şu anda yaşayan bireyleri olarak düşünüyorum sadece ve soyut kalan halkçılıktan daha derine inip, kendimi somut MİLLET-Çİ veya MİLLİYETÇİ olarak algılıyorum sadece. Başında TÜRK olmadıkça da HALK kelimesini, halkların hangisi diyerek meçhul buluyorum. Halkçılığın gereği diyerek yazı kaleme almış arkadaşımıza da, bu yüzden bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ gözlüğümle, ama BANDIRMALI olarak cevap verme gereği hissettim…   
Sayın GAZETE 10 ve sayın NURGÜL YEŞİLBAĞ ; Ben sayın Dursun MİRZA’yı eski deyimle (Şehr-ül Emin) Bandırma’lıların sözüne güvenilir, en emin kişisi, Bandırma’nın her şeyinden sorumlu kişisi sıfatıyla değerlendirerek, o toplantıya gittim.  O toplantının gündemi hiç olamayacak bir ajitasyonla (DUA EDEN KADINLARIN ELİNİ TUTTU…GÖZÜNE BAKTI, ÇOCUKLARINI KUCAKLADI, BAŞLARINI OKŞADI…),  başladığın giriş, tarafsız olmadığının delili olmuş. Çünkü ben Bandırma Halkının bir bireyi olarak, sayın başkanımızın, gittiği bir köyde çocukların başını okşadı mı, okşamadı mı ? diye bir merak içinde değildim. O toplantıya dair de bu nitelemelerin yakışmadığını, yerinde olmadığını, öncelikle belirteyim.   
Başkanın sözeline, görselleri katmasını muhteşemleştirmişsin de, orada ANLAMAK İSTEMEYENLER için yaptığın tespit te, yakışmamış ! Bir de yakışmayan ne biliyor musun Nurgül Hanım ; AKP siyasetinden bir hayli etkilenmiş olmalısınız ki, hizmeti ve Belediye Başkanlığını, sadece YOL ile özdeşleştirebiliyorsunuz !  Köyünüzün yoluna ayırdığın bir sayfaya, hayret ettim. AKP liler diyordu yaaaa, ‘çalıyorlar ama YOL da yapıyorlar !’ Başkan Dursun MİRZA’nın hizmetini, YOL ile, asfaltlama km si ile yüceltmeye çalışman gereksizdi. Çünkü, o yolları da yapması gereken bizzat Belediyeydi ve Belediyeler bunları yapmak için vardır. Yoksa, YOL yapmayacaksa, kaldırım yapmayacaksa, biz halk olarak onları oraya çay kahve içsinler, uçurtma uçurtsunlar, konser ve tiyatro yapsınlar, film oynatsınlar diye göndermiyoruz efendim !   
Bir de Belediye mülkünün ( Bandırmalılara ait bir mülkün, veya birkaç mülkün) satılıp elde edilen gelirle yollara asfalt dökülmesi, kutsanacak, kutlanacak bir hadise maalesef değildir. Keşke sen, sayın başkan ve yönetiminle konuşup, kasasında para bulunan belediye olmak niye eleştiriliyor diye… onlara bir sorsaydın ! Öyle ya, otel sat, arazi sat, bir köyün yoluna asfalt dök, ordaki kadınların hayır duasını al ve ŞEHR-ÜL EMİN ol öyle mi ? Belediye Başkanlığı, bu kadar basit bir makam değil efendim…   
Bence ; sayın Başkan GAZETE 10 u derhal basın danışmanlığı veya basından sorumlu olmaktan hemen uzaklaştırmalı…:)))))  Çünkü, siz o toplantı salonunu da dolduramadınız, çünkü siz şimdi ona yöneltilen eleştirilere de, gereği gibi cevap veremiyorsunuz efendim ! Hatta, benim yazımdaki eleştiri ve tespitlerimin hiçbirine, hiçbir cevap veremiyorsunuz !   
O zaman, kendiniz içinde sol jargondan (solcu olmayı becerdiğinizi de söyleyemem aslında)  olmak üzere ‘Biz çocukluğumuzdan itibaren, azarlanan, hor görülerek, sınıflandırılarak, ezilen bir toplum olduğumuz için…..’ diyerek, kendinize acındırmayı bırakın da, daha önce Bandırma Belediye Başkanları sanki size sövmüş… Sizi dövmüş gibi konuşmayın da... o görevinizden istifa edin !  GAZETE-Cİ olmayı deneyin efendim…   
Daha önce, Belediyenin parasıyla ROTTERDAM a götürdüğünüz gazeteci, eski komünist-solcu-devrimciydi ama bugün, oradan geldiği gibi AKP B.Şehir Belediye Başkanının 3,5 maaşlı basın danışmanı AK BÜLBÜL oluverdi değil mi ? Onu kaptırdınız AKP ye, kendinize bence başka gazeteci bulun sayın başkan…Sayın Dursun MİRZA…. GEREĞİNİ arz ve talep ederim !  

04.04.2016  RAMAZAN NARİN