Memleket Hareketi adı altında CHP içinde kurduğu grupla Anadolu’yu gezen Muharrem İnce; CHP’den istifa etti. Ve parti kuracağını açıkladı. Bandırma yerel basınında sıcağı sıcağına yerel gazetelerimizden sadece BANSES’de konuyla ilgili bir değerlendirme yapıldı. Gazeteci yazar Tufan Dalgıç ‘ın köşe yazısında Muharrem İnce ve Memleket Hareketi’ni yerel siyasi isimler üzerinden değerlendirmesini erken buldum. Bandırma CHP’de yıllardır verdikleri emekle kitlede karşılıkları olan ancak genel merkezce üstü “çizilen” isimler olarak Dursun Mirza, Mehmet Tüm ‘ün hatta Namık Havutça’nın bu süreçte nasıl duruş gösterecekleri esen rüzgarın şiddetine bağlı olacaktır. Nitekim bu isimlerin İnce’ye destek vermeyerek genel merkeze kendilerini şirin göstermenin fırsatı olarak ta gösterecekleri siyasetin tabiatında olan bir durumdur. Daha dakka bir ne yapacaksın diye bir soru sorup gerçekçi bir yanıt almak yersizdir. Ayrıca statüko gereği ifade edilecek düşüncelerin zamanla değişeceğine inancımı koruyorum. Siyasette dostluklar düşmanlıklar gelip geçicidir pragmatiktir ve kitlede karşılığı olan isimlerin bir anda yok olacağını düşünmek siyasetin tabiatına aykırıdır.
En azından toplumun en umutsuz, en çaresiz anında , ana muhalefetin pasifliğinden yılgınlığın başladığı anda BİRİSİ CESURCA ÇIKMIŞ!.ise sayın Dalgıç’ın buna duyarsız kalacağına da inanmak istemem. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçim gecesinde genel merkezin iktidarın sandık verilerini manipüle etme kozunu bildiği halde, ya kasten yada beceriksizlikten tedbir almayan ve yenilgiyi Muharrem İnce üzerine yıkıp hem parti içi konumlarını kurtardıklarını ,hemde en güçlü rakiplerini itibarsızlaştırıp siyaset dışına atma projesine yattıklarını Tufan Dalgıç’ın kaçırdığını sanmıyorum.
Muharrem İnce güzellemesi falan da yapmayacağım. CHP’de parti sözcüsü olarak kalmış olsaydı bile yeterdi diyorum. Ama hepimiz izledik olmadı. Ülkemizde her alanda bir tıkanma söz konusu olduğu üzerine partili partisiz herkes hemfikir. Bunda ilk defa yaşanan kısıtlamalarla pandeminin katkısı da var. Şimdi Muharrem İnce çıkmış ömrünü verdiği partisinin pasifliğine rıza göstermemiş KRAL ÇIPLAK demiş.
YETER ARTIK KANDIRMAYIN UYUTMAYIN HALKI DİYOR ADAM.
Sürekli izliyorum kamuoyu araştırmaları anketler ,iktidar partisinin oyları nispeten düşerken, CHP’nin oyları neden artmıyor?
Muharrem İnce’nin son yıllarda görülmemiş coşkulu kalabalık mitinglerinin rüzgarıyla kazanılan metropol belediye başkanlıklarına rağmen anket grafiklerinde CHP neden bir adım ileri gidemiyor?
Hepsi mi dümen. Aklımızla oynamayın üyeler bunu sorguluyor.
Çünkü çok güçlü,organize ,eğitimli dinamik bir örgüte rağmen tepede yer alanların pasifliğinden rahatsızlık var, halkın taleplerine sessiz kalınıyor, verilemiyor.
Çünkü korona salgını fırsatçılığıyla proleterya üzerinde kontrollü baskıyla kıpırdayamaz durumda ,kısaca sistemden payını alamayan büyük bir yüzde kitlenin değişime ikna edilmesi için elinden tutan yok.
Çünkü maalesef ki maalesef partisini sandıkta şaha kaldırmış bir insanı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ıslak imza verilerini vermeyip ortada bırakan , bu yüzden manipüle edilen oylarla kaybedilen seçimin günahını da ; aklımızla oynayıp son derece haklı sözünü çarpıtarak , sonraki ilk kongrede tuvaletlerin yanına oturtma ahlaksızlığını göstermiş “gizli ajandalı” güçlü bir ekibin varlığı çok sayıda araştırmacı gazetecinin kitaplarına konu oldu.
Araştırmacı gazeteci yazar Celal Eren Çelik ‘in “İÇERİDEN FETHEDİLEN KALE” kitabında ki iddialar yenilir değil yutulur hiç değil. Ama satış rekorları kıran bir kitabın iddialarına yanıt veren kimse çıkmadı. Bu doğrulandı anlamına gelir..
Muharrem İnce CHP’nin içi boşaltıldı diyor. İktidar olma niyetleri yok diyor. Bunu ben Bandırma sosyal medyasında yapılan eleştirilerden de anlıyorum. CHP devletin kurucusu .CHP kurumsal olarak dimdik ayakta. İçi boşaltıldı sözünü tecrübli değerli donanımlı kişilerin partiden zorla ,dayatmayla, kongre taktikleriyle küstürüldüğünü uzaklaştırıldığını demek istiyor net. Ama bakıyoruz . Sürekli İnce’nin kişiliğine saldırı hakaret. Söylediklerine, iddialarına, öne sürdüğü kırmızı çizgilerine karşı , ad hominen hakaretten öte somut bir fikri düşüncenin kırıntısı yok.
Bakın benim gibi düşünen milyonlar var.
Bu ekip görülüyor ki; parti içi demokrasiyi rafa kaldırıp “bağımlı” delegelerle parti içi iktidarı sürdürmekten başka bir niyeti yok.
Tufan yazısında kongrelerdeki gözlemlerinde gördüğü aksaklıkları delegelerin güçlü olanın lehine nasıl dizayn edildiğini yazmış. Tümü doğrudur. Bunlar hep yaşanıyor ama parti myk isterse örgütlere danışılır, çalışılır aksaklıklar tüzükle düzeltilir. Batıda düzgün örnekler var. Kopyala getir.
Ben, Proleteryanın hiç bir derdini dert etmeden sözde muhalefetle kendi küçük iktidarını korumaktan başka derdi olmayan bir tepe yapı görüyorum.. Nedir Proleterya? Paylaşımdan payını alamayan üreten ama sömürülen her kesimden emekçiler. Bir ülkede bir pasta yapılıyorsa o pastayı sadece zenginler güçlüler yiyorsa , payını alamayanların hakkını birisi aramalı? Fox tv de HALK TV,TELE 1’de sızlanarak değil. CHP meydana çıkıp aramalı ? Meydan yasaksa kısıtlıysa dijital iletişimle mutlaka yasal zeminlerle aramalı. Arıyor mu sizce? Arayamıyor. Çünkü pasta hemde kremalı pasta kendilerine tahsis edilmiş sanıyorlar. Partiyi kendi mülkleri sanıyorlar. Aç kalmış işsiz kalmış üyeler çırpınıyor kimin umurunda? Devletin verdiği hazine yardımının yanına örgütlerden gelen parayı düşünün. Böyle bir beleş bekleyen çiftliğin ağalığını bırakmamak için tüm enerjini ver. Muhalefet istemiyorsan sandığı kaldırırsın tabandan gelen talepleri atama görevden alma baskısıyla ezip susturarak, kendin yazdığın delegelerle düzenlediğin kongrede istediğini seçtirip partiyi dikensiz gül bahçesi yaparsın iç iktidarını sürdürürsün. Parti kaynaklarını metropol belediye olanaklarını eşe dosta dağıtırsın. iktidarın yandaş medyasından daha antidemokratik daha ahlaksız olduğu ortaya çıkan ekstra yandaş medya ve kukla tv leri paranın cazibesiyle yönlendirip muhaliflerini susturup saltanatını sürersin.
Muharrem İnce Ecevit’ten sonra partiye en çok oyu kazandıran kendisinin dışlanmasına rağmen düşen oy oranlarına bakıp yola çıkmışsa karşı durmak vicdani değildir. Bir şey yapılmalıydı. CHP ‘de Tüzük tabana rağmen değiştirildi , anti demokratikleştirildi atama esası getirildi ama dizayn edilmiş onca örgüt ten ses gelmedi. Bu mudur diyene haksızsın mı diyeceğim. Her seçim dönemi dolu çantalarla Ankara yollarına düşüp vekil sıralaması ihalesine girildiği efsanelerinin CHP’yede yakıştırılması mide bulandırıcı değil mi ? Sandık kaldırılırsa olacağı budur elbette.
Ben İnce’nin avukatlığına soyunma derdim yok. Kalemin vicdanı olmalı. Türkiye’nin kısıtlanan yaşam alanlarının önünü açabileceğine, yapay zeka ile yeniden şekillenen yeni dünya düzenine sosyalist değerlerle yaklaştığına inanırsam ben de desteklerim. Herkesin kendi kriterleri olabilir. Ama Türkiye yıllarca iktidarda kalmak için görünen görünmeyen darbe teşebbüsleriyle ihanetlerle yıpranan yorulan bir lider yerine ülkeyi kurucu ayarlarına çevirecek yeni heyecanlı bir lider arıyor. Futbol takımı tutmak değil ki bu? Partin tüzüğü üyelere sorulmayıp değiştirilip seçim sandığı kaldırılırsa bu sana uymuyorsa zincirli değilsin. Ben solcu değil sosyalistim. CHP’nin yıllar içinde sosyal demokrasiden sosyalizme diyalektik süreçte geçiş yapılabileceğini düşündüm. Genel Başkan Altan Öymen’le başlayan bilimsel değişim engellenme sürecini içimiz yanarak izledik.. Bu olmadı. Atatürk’ün ardından yarım bırakılan engellenen süreç yeniden başlatılabilirdi. Belli bir etnik kimlik veya tarikatların kontrolünden çıkamayan gizli ajandalı marjinal sosyalist partileri de kitlesel anlamda en azından yatay düzlemlerde değişebilecekleri ,proleterya ile birleşecekleri umuduyla sürekli izlerim. Bir somun ekmeğin adil paylaşıldığı dönemlerde geçen çocukluğumun alışkanlığı bencil olamadım paylaşmayı severim. Adil paylaşacağız diyenleri de severim. İnsanları zaafıyla,eksiğiyle,severim çünkü insandır. Halk liderinin de robot değil insan olmasını isterim. Halk kendiyle içselleştirdiğini seçiyor . işte CHP de halkın içinden gelen biri çıkmışsa, seviliyorsa, iktidar olmak istiyorsa sahip çıkacaksın! . Atatürkçü, Aydın,devrimci – ne yazık ki komünist anlamda değil – laik, İlerici ve fizikçi, hitabet iyi,pozitif enerji .Olması gereken bir vitrin. Ama iktidara gelmek umurunda olmayan STATÜKOCULAR – ELİTLER – PARTİ OLİGARKLARI içine sindiremiyor kabul edemiyor, tepeden yönetmek kötü bir alışkanlık.
Ben Kılıçdaroğlu’nu daha öncede de yazdım yine fikrim aynı. Onu tarih sürekli yenildiği halde yine sevilen bir hümanist lider olarak yazacak.. İçinde bir kötülük, siyasi rakiperine bile hainlik düşüncesi olmayan, düşmanını da insan olduğu için seven bir kutsal ruh taşıyor. Mahatma Gandi yani. Bilemiyorum onu örnek almış ya da onun “reenkarnesi” de olabilir. Çok benziyorlar fiziken de.Yıllardır tv lerde eleştirilerinde haklı. Ama sadece tespit ,o kadar, sonrası yok.
Dolayısıyla CHP’de iktidar olmak adına bayrağını kaldıran yok.
Meclis merdivenlerinde demeç vermek yetmez.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan parti 70 yıldır iktidar yüzü göremeden zaman akıp gidiyor. Statükocu maddi durumu iyi oligarklar mutlu ama onları seçen kitle mutsuz.. İktidar olmak dertleri değil. Düşünün bu partide on sekiz yaşında üye olmuş hala iktidar yüzü görmemiş insanlarız. Takım tutar gibi parti tutanlar da var ve bu kuşak bir kez şampiyonluk göremeden dünyadan çekip gidecekler. Bizim genel merkezciler her gece FOX tv de ve diğer besleme yandaş tv lerinde gündemle ilgili BASMAKALIP sözleri evirip çevirip millete okumaya devam ediyor..
Yemiyor kardeşim.
Anadolu sözüdür ” HAYVAN TERLİ,YEMEZ”
Fikri Sağlar’ı PELİKANLARDAN ÖNCE BİZİM YANDAŞ tv tetikçileri yedi bitirdi. Ne demişti hatırlayın . Atatürk’ün kurduğu devletin Anayasasına net aykırılığı dile getirdi. Linç ettiler .
Teğmen Çelebi diye bilinen Fetö ve Silivri mağduru Mehmet Ali Çelebi en önce o istifa etti partiden. Neden? İnce’nin kuracağı partiye girecek diye. Önce TELE 1 ve HALK TV linç etti. Hani yandaşlıktan nefret ediyoruz ya..Dürüstlük böyle mi olacak!. Bir söz hakkı vermediler ya?. Karşı yayınlarda neler söylettiniz kukla konuşmacılara. Birisini itibarsızlaştırmak için rant peşine düşmek. Eleştirdiklerimiden beter olmak. Böyle mi olacağız.
Muhalefet yapmayan ,iktidar olmayı istemeyen CHP’yi ateşlemek için elinden geleni yapan, tek başına direnen,umudu kestikten sonra istifa eden Muharrem İnce’yi kişisel itibarsızlaştırıp hakaret etmek.
Şimdi bu demektir ki,
Muharrem İnce ve kuracağı partinin üyeleri çift taraflı saldırı altında mücadele edecek. Güçlü sosyal medya trolleri karşısında kendilerini anlatacaklar. Güçlü bir iktidar ve yandaşı oligarşı karşısında Silahları yetersizdir ama Bülent Ecevit örneği tertemiz parlayan cam gibi duruyor. CHPye yüzde 41 gibi oranla en yüksek oy kazandırdı. Yasaklardn sonra partisine dönemedi. Bülent Ecevit’te partide yoğun etnik ırkçı bölücü ajandaların ve tarikatçı kimliklerin örgüt yönetimlerini ele geçirip ,şablonlaştırılan Atatürk’ün gerçek ilkelerini itibarsızlaştırma dayatmalarının sıkıntısını çok çekti. 12 Eylül darbesi sonrası yasağı kalkınca istenmeyince başka parti kurdurdu. Yasağı kalkınca DSP’nin başına geçti, tekrar iktidar oldu. CHP yine dimdik ayaktaydı ama sandıktan çıkarak iktidar olmak başka bir beceri yolu.
Halkın aklıyla ila-nihayet oynayamazsınız.
MEHMET LEVENTOĞLU/12-02-2021/BANDIRMA