Nato Kafa Nato Mermer, Nato Taş Kafa..

Kimi insanlar leb demeden leblebiyi anlarlar. Böyleleriyle söyleşmek, birlikte çalışmak, tartışmak ne güzeldir. Sizi anlamak için bütün dikkatleriyle dinlerler söylediklerinizi; anlayamadıkları şeyler olursa sade, açıkça anlaşılır sözlerle sorular sorarlar size. Sorularınızı yanıtlar ya da düşüncelerini açıklarken de gereksiz hiç bir sözcük kullanmaz; aptalca hiç bir örnek vermez; saygısızca hiç bir davranışta bulunmazlar. Böyle insanlarla yapılan söyleşiler iki tarafın da, dinleyicilerin de huzur ve doygunluklarıyla sonuçlanır.

Kimileri de var ki deyim yerinde ise tam anlamıyla “Nato kafa, nato mermer,” hatta “nato kafa, nato taşkafa”dırlar. Mankafadırlar. Bu terimleri okumanız için önünüze koymuş olmaktan dolayı sizlerden elbet özür dilerim; ama maksadımı anlatabilmek için bazen daha uygun sözler bulamıyorum.

Sözünü ettiğim kişiler doğuştan böyle zeka sorunlu canlılar değildir. Onlar derin devlet eliiyle çok özel, çok titiz, çok kişilik bozucu bir eğitimden geçirilmişlerdir; kişiliklerinin şekillendirildigi çok özel okullar diplomalarında yazılı olanlar değildir.

Onların insanlara bulaştıkları ortam söyleşi ortamıdır. Kendilerini muhatap almanız bulunmaz fırsattır bu taş kafalar için: Konuşma fırsatı geçmeyegörsün ağızlarına; Sizin rastgele seçtikleri bir sözünüzden hareketle konuyu kendi ezberlerine, efendilerinin yerli yersiz sloganlarına ya da mesajlarına çekerler, sizi ve dinleyenleri düpedüz saçmalıklarla boğarlar. Siz dilediğiniz kadar hatırlatsanız da konuyu, onlar hiç oraya yanaşmazlar. Sorularınızı birkaç cümleyle, hatta tek cümleyle yanıtlanacak kadar basitleştirip kısaltsanız da yanıtlamaktan ısrarla kaçarlar. Dedikleri dedik, çaldıkları düdüktür.

Böyle insanlar öyle sıradan mamuller değillerdir. Gerçekten Nato’nun ürettiği özel görevlilerdir. Nato ülkemize post serdiğinde ilk işi derin devleti kurmak ve halkın beynine el koymak oldu. Bir yandan örgün eğitimi sözümona çok bilen, ama ekmeğini üretemeyen kalabalıkların eline diplomalar sıkıştırırken bir yandan da baştan sona saçmalıklar, zırvalar ezberlettiği sözümona mütedeyyin münevverleri sokağa sürerek halkı kontrol altına almak, yönetmek, yönlendirmek için hasır altından örgütlenmeler yaptı. Fetö’nün kurup geliştiridiği Komünizmle Mücadele Dernekleri ve paralelleri ile cemiyetleri bu “nato kafa nato mermer, nato taşkafaları” en başarılı biçimde işleyen, şekillendiren yeraltı medrese alanlarıydı.

Bu alanlarda üretilen nato kafalar, insanlar arasında bir şekilde başlayan sohbetleri ne yapıp edip toplumsal sorunlardan uzak tutmak, kurulu düzenin halkın zararına işleyen çarklarını teşhir etmek gibi egemen sınıf için zararlı etkilerini etkisizleştirmek için yapabilecekleri hiç bir çirkinlikten geri durmazlar. Elleri kalem tutabiliyorsa eğer, ülkemizdeki demokrasi yanlılarına karşı her türlü çamuru, her türlü iftirayı atmaktan, halktan yana aydınlara karşı her çeşit saldırıyı planlayıp uygulamaktan, desteklemekten geri kalmazlar.

Bu tür kafalara, nato kafa nato mermerlere, nato taşkafalara yani, muhatap olmamak bana öyle geliyor ki onlarla boş yere tartışmaktan çok daha iyidir. Çünkü onlar bizi dinlemezler; bizi anlamak, varsa yanlışlarımızı bulup göstererek bize doğruyu öğretmek gibi bir niyetleri yoktur onların. Bütün çabaları bizim vaktimizi boşa harcatmak, muhataplarımızla etkileşmemizi engellemektir. Onların bu tür tuzaklarını görelim, dolanıp geçelim.

Nato kafa nato mermerlerin, nato taşkafaların, daha doğrusu nato mankafaların kitlelere karşı “Allahuekber!” diye tekbirler attıklarına, bir zamanlar “Kanlı Pazar” cinayetlerini örgütleyip işlettiklerine arından da ellerindeki yurtsever kanı kurumadan da Boğaz’da demirlemiş Amerikan savaş gemilerinin karşısında saf tutup tekbir getirdiklerini, namaz kıldıklarını unutmayalım. Bunlar, gençler için eski hikayeler gibi görünse de merak edenler için internet aygıtlarınızda bir tuş kadar yakındır.

Nato taşkafaların, mankafaların, benzerlerinin ve paralellerinin halkımız için zararları noronavirüsten az diğildir; çünkü kimisi koronaviris mikrobu için muska yazarak, kimisi de imanının (!) arkasına sığınarak virüs bulaşısına karşı meydan okumakta, kimileri de bu iman kuvvetini alkışlayarak nato kültürünü (!) ayakta tutmağa çalışmakta, bu amaçlarına ulaşabilmek için de “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” diyerek ulusumuza ve insanlığa bilimin ve aklın yolunu gösteren Atatürk’ü hafızalardan silmeğe gayret etmektedirler

23-04-2020/GÖNEN -KOCAPINAR

53
A+
A-
MOBİL REKLAM ALANI