Ne olmak istersin?

Her insan ayrı bir dünyadır. Onları anlamadığımızda insafsızca yargılamamızın sebebi beynimizin sadece birkaç konu üzerinde kilitli kalmış olmasıdır.

Etrafınıza şöyle bir bakın. Gerçekten ne görüyorsunuz? Herkes nefret saçmıyor mu? Sanki biri diğerinin tadını kaçırmak enerjisini düşürmek için çabalıyor. Mutsuz insan dolu etrafımız. Mutsuz ve öfkeli. Onlar da vebalı gibi kendi mutsuzluğunu diğerlerine bulaştırmak için üstümüze öfke kusuyorlar. Sadece bunun için açılmış sosyal hesaplar bile var, 'Seni öfkelendireceğim' gibi. 

İçinde bulunduğumuz ekonomik buhran, işsizlik, bunlar maddi yönü bir de manevi tarafı var. Hakaret ve şiddetle geçmiş çocukluk, etnik kökeninden dolayı ötelenmek, sosyal adaletsizlik... Biliyorum zor ama sen değiş ki dünyan değşsin, dünyamız değişsin. Bu böyle olmamalı. Tek bir kez yaşama hakkın var böyle gitmemeli, ömrün böyle bitmemeli. Hepimiz ayrı bir dünyayız. Zaten zor olan hayatımızı daha da zorlaştırmamalı, algılarımızı açıp etrafa ve kendimize karşı daha da duyarlı olmalıyız. 

Geçen gün bir arkadaşımla konuştum verdiği örneği çok beğendim. Dedi ki ;uçaklarda bile ne tembih ederler, olası bir kaza anında önce kendi hava maskenizi sonra çocuğunuzun ve sevdiklerinizinkini takınız. Sen kendini kurtaramazsan kimseyi kurtaramazsın, kendine yardımın dokunmuyorsa kimseye edemezsin.

Bir de namus bekçileri var. İlla ki her sokakta her mahallede birer tane. 21. yüzyıldayız hala kim kiminle ne yapmış onun çetelesini tutuyorsun. Tabi bu zihniyetinizle taş devrine dönebilirsiniz ama ne olur bizi de çekmeyin. Ve siz siz olun birilerinin namusuna şerefine laf etmeden önce kendinizinkini sorgulayın. Siz sınıfı geçebiliyorsanız açın ağzını yılan gibi sokmak için diğerlerini ama geçemezsin. Siz kendine vicdan aynanızdan asla geçemezsin. Vicdanın kapkara olmuş yüzünün yansımasını bile görmek istemezsin. Çünkü sen temiz olsaydın karşındakinde kirin zerresini bulamazdın.

Kim ne hata yapmış, derdin bu mu? O da yapsın sen de yap. Hata yapmadan doğruyu nasıl öğreneceksin? İnsan olmanın gereğidir hata yapmak. 
Herkes karşıdakinin yaptıklarını en büyüğü sanır.  Kendikilerininkini göremez hiç. Aslında görmek istemez. Kabullenmek çok zordur onlara. Halbuki onlar da bizim parçalarımızdır. Parmaklarımız gibi. Bizde hatalarımızla varız. Onları yapmasaydık başka hatalar yapacaktık. Sadece onlardan ders almaya bilelim aynı  kuyulara bir daha düşmeyelim.

Bir silkelen kendine gel. Yediğin, içtiğin, konuştuğun, okuduğun, dinlediğin, giydiğin sensin. Şimdi düşün ne olmak istersin?

Selma Soybaşı - Bandırma - 12-10-2019