“Zenginin parası, züğürdün çenesini yorar.” lafını boşa etmemişler.
Gazete haberlerinden öğreniyoruz ki;
Bodrum’da bir lüks mekânın; lüks locasına bir ayda üç milyon lira (176 asgari ücretlinin maaşları toplamı kadar), denizden çıkıp kurulandıktan sonra yenen ufak tefek atıştırmalıklar ve serinletici içecekler karşılığında bir ayda bir milyon iki yüz bin lira daha (70 asgari ücretlinin maaşları toplamı kadar) ödeme yapanlar varmış…
Yine Bodrum’un lüks otellerinin birinde kumpir gibi fırında pişirilen patatesin üzerine havyar koyarak sunulan BİR porsiyon yiyeceğe 40 bin lira (2 asgari ücretlinin maaşlarının toplamından daha fazla) ödeyenler oluyormuş…
Önce, “Aman, nazar değmesin.” diyelim, sonra:
“Dinlenceleri keyifli, yedikleri içtikleri bal şeker olsun.” dileklerimizi iletelim.
Tabii ki; kazançlarının vergisini ödemiş iseler…
**
Ecevit’in Başbakan, Zekeriya Temizel’in Maliye Bakanı olduğu günlerde; vergi yerine borç alınması, üstelik bu borcu vergi alamadıkları kesimden alarak büyük faizler ödenmesi engellenmek istendi.
Halk arasında nereden buldun denen yasa çıkarıldı.
Yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren:
“Kazancın kaynağı nedir ve bu kazancın vergisi ödenmiş midir?” diye sorulması mümkün olacaktı.
Lüks harcamalara rağmen düşük vergi ödeyenlerin harcadığı paranın kaynağı sorulacaktı.
“Mali milat” denilen bir tarih belirlenmiş, bu tarihten sonraki gelirler yasa kapsamına alınmış, belirlenen tarihten önce edinilen varlıklar ‘nereden buldun’ sorusu dışına çıkarılmıştı.
**
AKP iktidara geldi, “nereden buldun yasasının” uygulamasını erteledi, erteleme süresi bitmek üzereydi tamamen kaldırdı.
Vergiler affedilmeye,
Vergi cenneti ülkeler listesi saklanmaya,
“Varlık Barışı” adı altında kaynağı sorulmayan paralar gelmeye başladı.
Kara para aklanıyor iddiaları aldı yürüdü,
Devletin kasasına “kaynağı belli olmayan” döviz akmaya, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası hesaplarının “Net Hata Noksan” kalemine milyarlarca dolar yazılmaya başlandı.
TÜİK, enflasyon hesabını olduğundan az gösterir oldu.
Güzellik salonları ‘işleterek’ zengin olan, yaşadıkları lüks ve şatafatı gözümüze gözümüze sokanlar çoğaldı.
Uluslararası polisin aradığı kimselere vatandaşlık verilmeye, uyuşturucu çeteleri artmaya başladı.
Emekli, yaşam standartlarının çok ama çok gerisine düştü!
Asgari ücretli, kira ödeyemez; öğrenci, üniversiteye kayıt yaptırmaz oldu…
Halkın “kahır ekseriyeti” açlık sınırı altında yaşamaya başladı.
Anketlerde: Ülkenin en önemli sorunu; açık ara ekonomi ve hayat pahalığı çıktı.
Tek adam rejiminin ülkeyi yönetemediği anlaşıldı.
**
Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bu düzenden çıkış için parlamenter sisteme geri dönülmeli.
İvedilikle bütün gelişmiş ülkelerde uygulanan “NEREDEN BULDUN” yasası çıkarılmalı! Bu yasaya; uyuşturucu, rüşvet, kara para aklama, görevi kötüye kullanma gibi suç gelirleri dahil edilmemeli,
“Nereden buldumsa buldum, sana ne?” diyenler hak ettikleri cezayı almalı…
31-07-2024/SÜHA ORAL / ERDEK-TATLISU