Tarihçi değilim, Türk Vatandaşı bir Türk olarak bakıyorum olaylara…
1299-1923…Osmanlının 624 yıl süren, inişli-çıkışlı saltanatı söz konusu. Türk Selçuklu Devletinin yıkılışının ardından, birleşemedikleri için, Selçukluyu yıkan BEYLİKLERİN bir tanesi, devamında Karesi Beyliğinin katılması ile TÜRK DEVLET geleneğini devam ettirdik ve Osmanlı Devletini, Ertuğrul Gazi-Osman Gazi ile kurduk.
Halep’te bulunan türbesini koruyamadığımız için, Osman Gazinin dedesi olduğu ileri sürülen Süleyman Şah Türbesini, şimdi… Anadoluya naklettik. Osman Gazi’nin dedesi Gündüz Alp ‘tir ve onun da dedesi Kaya Alp oğlu Süleyman Alp’tir. 1.Tutuş tarafından 4 Haziran 1086 tarihinde Halep’te öldürülen, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile, türbesini taşıdığımız Süleyman ALP karıştırılmaktadır. Osmanlıyı yüceltmek kaygısını taşıyan Cumhuriyet Dönemindeki Osmanlı sevdalıları, bu karışıklığı belki de, bile bile yapmaktadırlar, bilemem !
1299 da kurulan ; Osman Bey ve yakın arkadaşları ve Ahiler (esnaf grubu), Gaziyan-ı Rum (Anadolu Gazileri), Fakiyan_ı Rum (Bilim insanları), Abdalan-ı Rum (Dervişler-Ozanlar), Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları), Alperenler (savaşlara gidenler) ile birlikte Bilecik’teki Osmanlı Beyliğidir. (Kadın Haklarını savunanlar, öncelikle bütün Türk Devletlerinin ve Osmanlının ve dahi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki kadınları örneksemelidir.)
1326 Yılında,-tarih yazıcılarına göre- Osman ve Orhan Bey ile, Bursa’yı fetheden Osmanlı Beyliği, burayı payitaht (Başkent) yaparak, Osmanlı Devletini kurmuşlardır. 1345 te de Balıkesir havalisindeki Karesi Beyliği Osmanlıya katılmıştır. Yani 56. Türk Devleti Osmanlının kuruluş tarihinin, 1326 olarak belirlenmesinde bile, bir mahsur yoktur ve isabetlidir.
Osmanlıda saltanat, ‘tek başkan-tek meclis’ geleneği olarak Osmanoğulları ailesinin egemenliğine bırakılmış ve babadan-oğula geçen yönetimlerle, yıkılışa kadar 600 sene sürdürülmüştür.
TÜRK Devlet geleneklerini (57 Devlet) incelediğimiz zaman, komşularımızla ve diğer dünya devletleri ile pek te iyi geçinemediğimiz ve diğerleri dediğimiz devletlerin, Türkler üzerinde binlerce yıldır YOK ETME güdüsü taşıdıklarını biliyoruz. Bugün “DIŞ GÜÇLER ,DIŞ GÜÇLER” diye bağıranların unutmaması gerekir ki, geçmişteki bütün Türk Devletleri dış güçlerle sürekli mücadele ve savaş içerisinde olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. Eşyanın tabiatı budur.
Osmanlının yükselmesi, hamaseten söylediğimiz 3 kıtada hüküm sürmek şeklinde, Kanuni Sultan Süleyman dönemine devam etmiş, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, strateji olarak, zaman kazanmak adına ya da 7 Milyon metrekarelik İmparatorluk coğrafyasından alınan haraçların konforunda gerek görülmediği için Avrupallılara, ecnebilere ve yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklar olan Kapitülasyonların en büyüğü ve genişi 1535 te Fransızlara imtiyaz olarak verildi. Ve bu imtiyazların devamı neticesinde Balıkesir/Susurluk/Sultançayır Köyündeki, dünyanın en büyük rezervi BOR-BORAKS Madenleri, Kaz Dağlarındaki madenler ve limanlarımız Fransız işletmesine girdi,biz beceremedik siz yiyin dendi.
1569, 1581, 1597, 1614, 1673 ve 1740 yıllarında da ecnebilere Osmanlılar tarafından yeni yeni kapitülasyonlar verilmiştir. Verilen tüm “Kapitülasyonlar”imtiyazlar, SEVR ile eşdeğerdedir. Kapitülasyonlar, ekonomisi güçlü olanların, ekonomisi zayıfları (Osmanlı gb) sömürmesi şeklinde devam etmiş, 1740 kapitülasyonlarıyla, Fransa’ya tanınan haklar daha da genişletilmiş, diğer batılı ülkelere de aynı hakların tanınması kabul edilmiştir. 1740 kapitülasyonlarından sonra Osmanlı sınırları içerisindeki yabancı devletlere, çok geniş ticaret yapma olanakları sağlanmış, hatta bu haklar sayesinde İstanbul’da yabancı postaneler bile açılmıştı.Bkz. 1920 lerdeki İstanbul ve Anadoluya… Bandırma Limanı dahi, 1535 ten itibaren, 1926 Kabotaj Kanununa kadar Fransızlar ve Yunanlılar tarafından işletilmiştir. İşbu sömürüler devam ederken, Osmanlı saltanatı saraylarda zevk-ü safa içinde maalesef devam ettirilmiş, en sonunda Anadolu’nun ve İstanbulun işgali ile SEVR, tarafımıza dayatılmıştır.
Şimdi, bu sömürülere ve işgallere rağmen, Osmanlıyı sadece atamız diye, MUHTEŞEM PADİŞAH lar ile idare edilen, dünyanın 1 numaralı devleti olarak kabul etmemiz, herhalde mümkün değildir. Madenleri, ticareti, limanları sömürülen… MUHTEŞEM olamaz !
OSMANLININ YIKILIŞ NEDENLERİ…
Osmanlıyı yıkan Fransızlar mıdır, imtiyaz verdiğimiz Venedikliler midir ?, Cenevizliler midir ? İngilizler midir?v.d midir ? Hepsidir ama önce kendimize bakalım. Kapitülasyonları imzalayan mandacı Osmanoğulları ve aileden gelen muhteşem padişahları mesul saymadan mı, 36 padişahın 35 inin hanımlarının ecnebi sırp hırvat olduğuna, veliahtların yabancı hatun çocuklarından seçildiğine bakmadan mı, halifeliği alışımızı irdelemeden, emperyalist Fransızları mı suçlayacağız bilemem…
Osmanoğullarının, bu işgallerden ve sömürülerden haberi yok mudur yoksa ? İstanbul un işgalinde bile Osmanoğulları, hanedan ve hanedan fertleri… işgale karşı hangi savaşı vermişlerdir ? Bazen merak ediyorum…7 Düvelin işgaline uğradığımız dönemde, emperyalistlere karşı savaşan ve şehit düşmüş hanedan var mıdır ? Tamam, İstanbul u fetheden de Osmanlıydı… ama işgalinde sus pus kalıp, gemilere binip imtiyaz verdikleri ecnebi ülkelere kaçanlar da ( Padişah Vahdettin gb) Osmanlı hanedanı ve ailesi değil miydi ?
Osmanlı’yı yıkan unsurlar…Dediğim gibi tarihçi değilim, lakin yıkılışın sorumluluğunu sadece dış güçlere bağlamak da benim için yanlış…Osmanoğulları saltanatında bir Balıkesirli olarak dikkatimi çeken diğer bir hadise ; özbe öz Türk olan Karesi Beyliğinden sarayda görev alan kimler olmuştur mesela ? Öyle ya ; koskoca TÜRK UNSURU bir beylik, Osmanlıya iltihak etmiş ama idarede, özellikle Fatih’ten sonra bir tane Karesi Beyi yok ? Bu eksiklik,YA DA BU TERCİH yıkılışın nedeni değil midir ?
Şimdi siz gelin, Başbuğ ATATÜRK’ü Osmanlıyı yıkan olarak, dinsiz-imansız olarak görün emi ! Ama sakın, arap ihanetlerini Talkan-Curcan Türk katliamlarını, Seydibeşirde asit kuyularına atılan halife ordusu Türkleri ve Lavrensi. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş tarihi ve ilkelerini, hatırlamayın mesela ! Kabotaj Kanunu da hatırlamayın, kapitülasyonların kaldırılışını, LOZAN Anlaşmasını da, İstiklal Savaşlarımızı da hatırlamayın. Sakarya yı, Dumlupınarı da hatırlamayın…! 5 Eylül’de SUSURLUK ta neler olmuş, 6 Eylül de BALIKESİR de neler olmuş, 17 Eylül de Bandırma da neler olmuş..o kahpe işgallerde neler olmuş .sakın hatırlamayın ! Hatırladığınız tek nida, PADİŞAHIM ÇOK YAŞA ! olsun.
Halen arap seviciliği yaparken, İngiliz Amerikan mandacılığını savunan gafillerimiz yüzünden, BAŞBUĞ ATATÜRK e uzanan diller ve eller! Hatırlatırım. TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR! Ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet devam edecektir. Emperyalizme karşı, dünyadaki ilk ve en iyi örnek, bağımsız T.C. Devletidir. TTK.
28/11/2021 /RAMAZAN NARİN/