Cuma namazı için camiye gidenlere:
‘Git öte’ dendiğini duymadım, görmedim…
Duyanınız, göreniniz varsa beri gelsin.
*
Bugüne kadar:
-Kamuda Cuma namazına gidenlere engel mi olunmuş?
Yoksa,
-Cumaya gidenlere ücretsiz izin verilmiş de, maaş eksiltmesi mi yapılmış?
Sorularının cevabı: Kocaman bir HAYIR!
*
Pekâlâ, o zaman bu genelge neden yayınlandı?
*
Genelgede yazılanlar özetle:
“Anayasa ve dini inanç hürriyetinin bir gereği olarak;
Cuma namazı saatinin mesai saatine denk gelmesi halinde,
Kamuda çalışanlardan isteyenlere,
mesai kaybına neden olmaksızın izin verilir.” şeklinde olduğundan:
‘Eniştem beni neden öptü?’ yerine,
erken seçim için kolların sıvanmaya başlandığını düşünmeliyiz.
**
Çizre’de, Sur’da, Silopi’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de:
Yıkılan evler, kazılmış ve tuzaklanmış sokaklar…
Gömülememiş cenazeler, sokağa çıkma yasakları…
İç savaş görüntüleri ile devam eden operasyonlar…
*
Elbette, durum böyle devam etmeyecek, gün gelecek:
Terör örgütü oralardan atılacak.
Evler, okullar, camiler, yollar onarılacak…
Esnaf desteklenecek…
Memur görevine korkmadan gidip işini yapacak…
Eğitim başlayacak…
Hastaneler hizmet vermeye devam edecek…
Halk önce bir nefes alacak, sonra da zarar ziyanları ödenecek.
İnsanlar, doğal olarak ‘yönlenecek’, ‘yönlendirilecek’…
*
Sanki, çözüm süreci diye diye:
Kazılan ve barikatlanan yolların tuzaklanmasını;
şehir içinde terör örgütünün yayılıp yerleşmesini;
kasabaların ve şehirlerin cephane deposuna çevrilmesini;
görmezden gelmemişler…
*
Oslo’da görüşülmemiş;
Dolmabahçe’de mutabakat açıklanmamış;
Abdullah Öcalan ile ‘kanka’ olunmamış;
‘400 vekil olsaydı böyle olmayacaktı…’ denmemiş…
*
Ve bir manşet takılıyor gözümüze:
“Davutoğlu, masaya dönmek istiyor…”
Masaya dönme isteği acaba:
‘Başkanlığı ver, özerkliği al!’ demek,
ya da:
‘Oy bana, yar bana’ hesabı olabilir mi?