Pandemi Hakların Kısıtlanmasına Bahane Edilemez

Komünist İnisiyatif: Pandemi bahanesiyle hakların kısıtlanması kabul edilemez

Avrupa Komünist İnisiyatifi, yayımladığı bildiride sağlık hizmetlerinin, siyasal ve kültürel hakların pandemi bahane gösterilerek yasaklanamayacağını belirtti.
Birçok komünist ve işçi partisinin bir araya gelmesinden oluşan Avrupa Komünist İnisiyatifi (AKİ), sömürü her düzeyde devam ederken, pandemi bahane edilerek eğitimin, haklar için mücadelenin, siyasi ve kültürel yaşamın temelde sınırlandırılmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan bir bildiri yayımladı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Avrupa genelinde yeni pandemi dalgası, hiç de yoktan var olmuş bir şey değildir. Burjuva hükümetlerin, pandeminin ilk dalgasından sonra “önlem aldıkları” ve “halk sağlığı sistemlerini korudukları” iddialarının yanı sıra “salgın sırasında AB'nin akıllanıp halklarla dayanışma içinde olduğu” iddiaları masaldan ibarettir.

Pandeminin yeni dalgasının ardından düzenin tüm bu iddiaları gün geçtikçe ifşa oluyor ve çöküyor. Ölümler, vakalar ve entübe hastalardaki artışla birlikte zaman içinde AB'nin ve hükümetlerin kararları, halk sağlığı sistemlerini personel, altyapı, yoğun bakım üniteleri ve testlerden yoksun bırakmaktadır.

Bu büyük eksiklikler, kâr elde etmek için insanların endişelerinden ve hastalıklarından yararlanmak için fırsat kollayan özel sağlık şirketlerinin önünü açıyor. Çünkü onlar, kamu kurumlarıyla olan altın ortaklıklarından kazanç sağlayanlar, aynı zamanda pandemiden bağımsız olarak "tek bir hastalığa" bakan kamu hastanelerinin yapmadığı muayene, tedavi ve ameliyat gerektiren virüs veya diğer hastalıkların test ve tedavileri için işçilerden ücret alanlar.

Hükümetler ve büyük patronlar, büyük sermayenin önceliklerini gözeterek uyguladıkları eksik protokoller, işyerlerindeki işçiler için temel koruma önlemlerinin olmaması, yaşlı bakım merkezlerinde sorunların devam etmesi, mültecilerin sefil koşullarda bulunmaları, toplu taşımadaki uygun olmayan durum vb. durumlardan sorumlu olanlardır.

Sömürü her düzeyde sürerken; pandemi adına eğitimin, hak mücadelesinin, siyasi ve kültürel yaşamın kısıtlanması kabul edilemez.

Pandeminin patlak vermesinin üzerinden 7 ay geçti ve hâlâ halk sağlığı sisteminin önemli ölçüde güçlendirilmesi ile hükümetlerin ticarileştirme, yetersiz finansman ve yetersiz personel politikasının oluşturduğu büyük eksikliklerin gerçek olarak ele alınması konusunda hiçbir şey yapılmadı. Aynı kritere, yani maliyet kârına dayanarak, okulları da korumasız bıraktılar. Halk karşıtı politikalarını ve muazzam sorumsuzluklarını haklı çıkarmak için kışkırtıcı bir şekilde bireysel sorumluluk adı altında suçu halka atmaya çalıştılar.

Komplo teorileri, halk düşmanı politikaya faydalı bir tamamlayıcıdır. Burjuva devlete ve çalışanlarına olan güvensizliğin haklı olarak arttığı ve salgının tüm kapitalist devletlerdeki sağlık sistemlerinin yetersizliğini ortaya çıkardığı bir zamanda, insanları maske karşıtlığı veya virüsün varlığını hakkında komplo teorilerine ikna etmek düzene büyük bir fayda sağlar. 

Bu politika karşısında, tamamen kamuya ait, bedava sağlık sistemleri için mücadelesini ve yaşamlarını korumak için gerekli tüm önlemleri daha da güçlendirme ihtiyacı doğrulanmaktadır.

Halk sağlığı sisteminin tam finansmanla güçlendirilmesi, çok sayıda daimi doktor ve hemşire alımı, çağdaş ekipman ve özel sağlık yapılarının alınması gereklidir. İşyerlerinde, okullarda, ulaşım araçlarında, genellikle her yerde acil önlemler için bu şarttır!

Doktorları kimin yaşayıp kimin öleceğini seçmeye zorlayan çürüme, hemşirelerin kendilerini korumaları için plastik poşet giymelerine neden oluyor ve halkların sağlığını ve yaşamını etkileyen genel durum, gerçek virüsün ve görünür düşmanın, kapitalizmin kendisi olduğunu ortaya koyuyor.

Küba örneğinin yanı sıra militan doktorlarının değerli ve cömert katkısı, içinde yaşadığımız kapitalist barbarlığa sosyalizmin üstünlüğünün göstergesidir ve sosyalizmin teşvikinin tam zamanıdır ve gereklidir, çünkü sağlık alanındaki başarıları, eğitim, çalışma ve halk hakları kapitalist ormandan ışık yılları boyu uzakta. İnsanların çağdaş ihtiyaçlarını karşılaması için savaşmaya değer dünya.

"Komünist ve İşçi Partileri İnisiyatifi (İngilizce: The Initiative of Communist and Workers' Parties) (ya da kısaca İnisiyatif) Avrupa Birliği üye ülkeleri, aday ülkeler ya da Avrupa kıtasında bulunan diğer iş birliği içerisindeki ülkelerde faaliyet gösteren komünist partilerin oluşturduğu bir ülkelerarası siyasal organizasyondur.

İnisiyatif Yunanistan Komünist Partisi öncülüğünde 1 Ekim 2013 tarihinde Avrupa Parlamentosunda gerçekleşen toplantının ardından kurulmuştur. Genel merkezi Atina'da bulunmaktadır. İnisiyatif içerisinde Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 29 parti yer almaktadır. Türkiye'den Komünist Parti ortak birliktelik temsilcisi olarak inisiyatifte yer almaktadır.

Yayınlanan Kuruluş Deklarasyonu ile İnisiyatifin amaçları ve ilkeleri açıklanmıştır. Buna göre oluşumun bilimsel sosyalizmin ilkelerini benimsediği, insanın insan tarafından sömürüsünün ortadan kalktığı,sosyal adaletsizliklerin,yoksulluğun ve emperyalist savaşların olmadığı bir toplum vizyonun partileri bir araya getirdiği belirtilmiştir.[

Kurulan oluşumun birleşik bir parti ya da bir Avrupa partisi olmadığı, İnisiyatif içerisinde yer alan bütün partilerin aynı haklara ve yükümlüklere sahip oldukları, ve kararların oybirliği ile alınacağı belirtilmiştir."

25-10-2020/KAYNAK:  SOL ORG