Park et, devam et!

Park et, devam et!

TBMM’nde, Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdiği için yerel mahkemenin “kesim hüküm” olmayan Can Atalay kararı okutulamazdı.

Zaten okutmadılar…

Yargıtay 3. Ceza Mahkemesinin “kararı” okutarak Can Atalay’ın milletvekilliği düştü dediler. Yazışma kurallarına uymuyordu, başkan vekili “uysa da okuturum, uymasa da…” muamelesi yaptı!

Gündeme damga vuruldu, akaryakıt zamları gölgede kaldı…

**

Ekonomide işlerin iyi gitmediği sır değil.

Emanet paralar (swaplar) çıkınca Merkez Bankası kasasının “tamtakır kuru bakır” olduğu biliniyor, hatta otuz yedi milyar dolar eksi bakiye veriyor.

Yüksek faize razı olmak bile yurt dışından para bulmaya yetmiyor. Borç verecek fon yöneticileri:

“Hukuk yoksa para da yok” diyor, bürokratlara “raf ömrünü” soruyorlar.

Belki, Anayasa’ya neden uyulmadığını da dillendirmiş:

“Kendi Anayasa’sına uymayan bir anlayış, bizimle yapacağı ticari anlaşmaları takar mı? Yatırımımız (paramız) güvende olur mu?” diye de sormuşlardır.

Kim bilir?

**

Yargıtay kararının, mecliste ekonomik nedenlerle okutulduğunu; yargı krizin daha da derinleşmesinin AKP’ye bir fayda sağlamayacağını, seçmenin: “Anayasaya uymadığın için oyum sana” demeyeceğini düşünenlerdenim.

Bilinir ki,

Atalay’ın avukatları, “vekilliğin düşürülme” hamlesinden sonraki yedi gün içinde Anayasa Mahkemesine başvuracaktır.

Anayasa Mahkemesi, 15 gün içinde yeni bir karar verecek ve hak ihlali kararında ısrar edecektir.

Vekillik düşürme işlemi ekonomik nedenlerle yapılmışsa: Yerel mahkeme, önceki kararlarının aksine AYM’nin bu kararına uyacağını ve yeniden yargılama yapılacağını usulüne uygun yollarla TBMM’ne bildirecektir. Çünkü: Yerel mahkemenin hak ihlali kararını bir kere daha Yargıtaya götürmesi, yurt dışından gelecek sıcak paraya engel oluyor. Çünkü: “Hukuk yoksa, para yok!” diyenlere karşı: “Yüksek mahkemeler arasındaki anlaşmazlık (!) hukuk yoluyla aşılmıştır. Biz hukuk devletiyiz.” denecek bir eyleme ihtiyaç var.

Sonuçta ve en azından:

1)Zamanlaması ve uygulanış biçimi planlanmış milletvekilliği düşürme öyküsü köpürtüldükçe enflasyon daha az konuşulacak;

2)Emekli maaşlarında yapılması olası minik artışın açıklaması da iyi planlanırsa vatandaşın “hukuk darbesine” ilgisi iyice azalacak,

3)Anayasa’nın 153. Maddesine uyularak hem siyaseten hem ekonomik olarak “kazan kazan” formülü devreye sokulacak “Yeni anayasa yapalım” denecek, AYM’ne bireysel başvuru yolunu tıkamak için adımlar atılabilecektir.

**

Yerel mahkemenin, AYM’nin hak ihlaline “uyma” kararı Atalay’a yemin etme yolunu açar; ama emeklinin yüreğini soğutmaz, HİSSEDİLEN enflasyonu düşürmez.

Seçmen, tartışmaların şehvetiyle, “Park et, devam et!” sloganına gülümseyerek uyar; bisikletine atlar veya yaya olarak sandık başına gider…

Sonra mı?

“Çorbamızda ne varsa kaşığımızda o olacak.”

02-02-2024/SÜHA ORAL/