bandırmaspor vergi enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık bandırma balıkesir

Pirinç Boğa Heykeli İçinde

Pirinç Boğa Heykeli İçinde

2024 yılı: İşçilerin, memurların, çiftçilerin, esnafların, öğrencilerin ve tüm emeklilerin kendini Perillos’un yaptığı pirinç boğa heykeli (1) içinde hissettikleri yıl oldu.

Ballı ihalelere konan müteahhitlerin, gücün yanında konumlanmayı seven sözde aydınların, yandaşların ve çok maaşlıların 2024 yılı, 2023’ten daha iyi geçti ve refah seviyeleri arttı.

Neler olduğunu kabaca hatırlayalım:

Ekmekten elbiseye, buzdolabından otomobile kadar her malın; temizlikten eğitime, berberlikten bankacılığa kadar her hizmetin fiyatı arttı…

Askıda ekmek, boş poğaça, ekmek arası patates kızartması icat edildi.

Elektrik, doğal gaz faturaları insanları battaniyeye sarınmaya iterken benzin, mazot fiyatları vatandaşın bayramda bile memleketine gitmesine engel oldu.

Yandaşların borçları silindi, vergileri affedildi…

Vatandaşa yok, “bizimkilere” bol keseden krediler verildi…

Alacağımız olan ülkelerin borcu silindi, cömert bağışlar gönderildi…

Asgari ücret belirlendi ancak emeğin değeri düştü…

‘Çalışanlar enflasyona ezdirilmeyecek’ denmiş ve ‘Bu yıl emekliler yılı olacak’ müjdesi verilmişti, lakin tam tersi oldu…

**

2025’te ne olabilir diyorsanız:

Emekli maaşlarına yapılacak zam, emekliler için açlık, sefalet kısaca felaket olacak…

Kent lokantalarında ve halk ekmek büfeleri önünde kuyruklar artacak…

Üniversitede kayıt donduran öğrenci sayısı çoğalacak…

Trafik cezaları can yakacak…

Sigorta poliçelerine para yetmeyecek…

Araç muayene bedeli alıp başını gidecek…

Sabit gelirliler dolaylı vergilerden bunalırken ‘birilerine’ yine vergi afları gelecek…

Makam otomobilleri lükse doymayacak…

İsraf, ‘İtibardan tasarruf olmaz!’ söylemiyle örtbas edilecek…

‘İğneden ipliğe’ yapılacak zamlar, internet gezintinizde karşınıza çıkan reklamların sayısından fazla olacak…

2022 yılında istenen ‘yetkinin’ etkileri daha belirgin görünecek ve yetki verenler pişmanlık duyacak…

“Ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü…” özdeyişi çok konuşulacak…

Ve bu yazıyı okuyanların çoğu:

“Perillos’un boğası şöyle dursun… Geçim yoksa seçim olsun!” diyecek.

**

‘Fakirlikle sağlıklı olmak’ zorunda kalmayacağınız bir yıl dilerim.

Not-1) Pirinç boğa heykelinin hikayesi:

Atinalı pirinç dökümcüsü Perillos, içi bir adamın sığacağı kadar boş, uygun bir düzenekle içerdeki adamın sesinin böğürme gibi duyulacağı pirinç döküm kocaman bir boğa bir heykeli tasarlamıştı. Ancak parası olmadığı için gerçekleştiremiyordu.

Sicilya tiranı Falaris, bu işin gerçekleşmesi için:

“Yap!” dedi, “Para benden…”

Bir süre sonra pirinç boğa Falaris’in huzuruna çıkarıldı. Tiran, boğanın yapımcısı Perillos’a:

“İçine gir de deneyelim,” dedi.

Zavallı adam, deneme sonunda ödül olduğunu düşünüp gülerek emri yerine getirdi; ancak girer girmez Falaris’in buyruğuyla boğanın giriş kapağı kapatılarak daha çok ses çıkarması için altında ateş yakıldı.

Isı arttıkça Perillos’un attığı çığlıklar boğa böğürtüsü gibi her yeri sardı. Duyduğu seslerden tatmin olan Falaris, yanarak ölmek üzere olan Perillos’u heykelin içinden çıkardı ve bilinmez bir nedenle uçurumdan atılarak öldürülmesini emretti.

Not-2) Perillos, kendi icadının kurbanı olmuştu. Bu, bazen insanın kendi yaptıklarıyla yüzleşmek zorunda olduğunu ve Falaris gibilerin kendisine hizmet edenleri bile gözden çıkarmaktan çekinmediğini gösteriyordu.

SÜHA ORAL/BANDIRMA / 31-12-2024

173
A+
A-
REKLAM ALANI