Üç çeşit insan var
Yukardakiler
Aşağıdakiler
Ve Aşağıya düşenler..Film bu anekdotla başlıyor..
Çok zengin bir mutfak. Son derece titiz bir şef denetiminde 333 katın her birine gidecek yemekleri üreten onlarca kişi. Ve Yukardan aşağıya doğru katlaın her birinde 2 şer insan.
Galder Gaztelu-Urrutia’nın yönettiği ispanya yapımı gerilim filmi *Platform dasınız. Yani dünyadasınız.
**
Platform gelecekte tasarlanmış ütopik bir hapishane. Bugün için de olabilir.. . Gökdelen veya kule tarzı bir hapishanenin, her katında sadece 2 mahkum kalmakta. Mahkümların yemekleri üst kattan itibaren platformla aşağıya gönderiliyor. Son derece lüks kaliteli ve zengin yiyeceklerle dolu sofra önce en üst kattakilere verilir, – hatta aşçıbaşı en küçük bir aykırılığa izin vermez titizliktedir- onlar yedikten sonra, sofra sırayla daha alt kattakilere iner ve onlar kalanları yerler ve aşağılara daha aşağılara indikçe sofrada yiyecek kalmadığı gibi platform üsttekilerin bıraktığı pisliklerle doludur böyle ilerler film.
Genelde önbilgi almadan film izlemeyi tercih ettiğim için ,ilerledikçe bir şeyler anlamaya başladım.. Düpedüz sert bir yüzleşme ve kapitalizm eleştirisi. 333 kat, her katta 2 kişi ve her ay rastgele bir şekilde insanlar farklı bir katta uyanıyor.. İçinde yemek olan asansör platform her katta 2 dakika kalıyor. Herkes bir aylık süreden sonraki ay her katta olabilir . Hayatta kalma mücadelesi ama kalınabilirse tabi. Çünkü insan eti bile yeniyor. Bir aydan sonra 5. Katta uyanabilirsiniz mükemmel yemeklerden dilediğinizce yiyebilirsiniz. Ve filmin ana teması burada başlıyor. Üst katta olan insanın alttakilere özellikle nasıl haince kasti bir davranış içine girdiğini çok çarpıcı sorguluyor. Kapitalizmi değil onun biçimlendirdiği insanla hesaplaşma apaçık.. Açlıkla imtihanda hayatta kalmak ya da ölmek tek seçenekse hümanist değerlerinizin anlamı kalır mı? Ve üsttekilerden kalan artıkları yiyenler daha alttakileri düşünür mü ? İsa mesih pozunda hümanist düşüncelerle hapishaneye gönüllü giren Goreng başaracak mı? 60 dan sonra kalan sadece üsttekilerin kasten bıraktığı pislik ve boş tabakları doldurabilecek mi? Deniyor!
**
Goreng bağırdı. “Hey”
Kimse Bir şey Yapmayacak Mı !
**
İkna ederek sorunların çözüleceğine odaklanmış kahramanımız Goreng’in gönüllü olarak girdiği bir tür cezaevi. Genelde her çeşit mahküm var burda .
İşin ilginç yanı sistem eleştirisine meraklı ama çözüm önermeyen yönetmenleri pek seviyorum. Daha geçenlerde patronu iflas etmiş bir gemide mahsur kalan 6 kişi üzerinden süper bir Türkiye panoraması ve tahlili izlettiren Yönetmen Tolga Karaçelik’in 2015 yılında çektiği Sarmaşık adlı ödüllü filmi sevdim . Mütevazi olmayan bir önerisi vardı sizde seveceksiniz belki ,bari karantina günlerinde izleyin.
Filmdekiler ve gemi yaşadığımız ülke idi, burada ise platform Dünya.
**
Dünya ve insanlar. Sembolik metaforlarla anlatım. Evrende mikro bir nokta. Dünya. Bize her türlü zenginliği sunduğu halde, yukarılarda yaşayanların aşağıdakilere isteyerek kırıntı bırakmak istemediği için insanların birbirini boğazladığı Lanet bir dünya.
Üzerinde yaşayan EN ZEKİ CANLI insanlığın açgözlülüğünün bencillliğinin; ne kadar eğitim alsa da içinde yok edemediği vahşi içgüdünün darmadağın ettiği bir dünya. Çırılçııplak gerçek insan bu mu?Şartların getirdiği yer mi bu?. Evet gelişmiş bir ülke de yaşadığınız için şanslısınız ama mutlumusunuz?. Yazlığınız kışlığınız iyi kötü ayağınız yerden kesen aracınızla özgürmüsünüz ?Ama biliyorun ki senden hep daha iyi yaşayanlar var ve sürekli oraya çıkmak istiyorsun, Aşağıya dönüp bakmak dahi istemiyorsun. En altta ki insanların nasıl yaşadığını biliyorsun. Toplumsal sınıf farkını da biliyorsun. Üst sınıfların alttakilere olan bakış açısını da biliyorsun.. Aşağıdayken yukarlara gıptayla bakıp yukarı çıktığında geldiğin yere dönüp bakmayıp hatta tükürenlerdenmisin?
**
“Aşağıdakiler aşağıdadır Goreng” dedi yaşlı ve bunak ve katil ve filozof ve sonra devam etti.
**
Arada belirteyim filmi izleyecekler öyle çok muazzam film beklentisi içinde olmasın. Metaforlar çok sonuca bağlamayı kıvıramayan bir film olduğunu belirteyim bu nedenle yazılar çıkmaya başlayınca çözemediğiniz sorularınız devam ediyor.. Çözümü söylemiyor ama sorgulatıyor sizi işte ya, belki amaç bu ordasınız . İnsanların dayanışmayla belki çözecekleri sorunu, vahşi içgüdüleriyle darmadağın ederken, hiyerarşinin getirdiği kibir ve bencilliğin ortak çözüm arayışlarını da nasıl berbat ettiğimize zaten gelmiş geçmiş tarih tanıktır. Ancak metaforla da olsa sınıf mücadelesi ve kaynak yetersizligi tüm bunlarin yaninda insan ırkının açlıkla imtihanı ve vicdansiz ve bencil yaratığa dönüşmesini yadırgamamak olanaksız. Demek oluyor ki başka yeni bir insan gerekli.
Ve çevrende ve komşunda ve mahallende ve kentinde ve ülkende ve dünyada yaşananları sorgulamaya başladığında aynı suçlama her yerde!.
Komunist misin!
**
Peki sonunda ne yapılacağına dair yakılan bir meşale var mı yok. Verilmemiş.
Soruyu yanıtsız bırakmaya hiç gerek yoktu.
Bir kılçık soru da araya sıkıştırılmış
Herkese eşit dağıtsanız bile dünya hepimize yetecek mi , yetmeyecek mi? Yok canım daha neler.
19-05-2020/BANDIRMA