Safları Sıklaştırın Çocuklar

“SAFLARI SIKLAŞTIRIN ÇOCUKLAR”

 

Taner Yıldız, Ahmet Türk ve Kemal Kılıçdaroğlu

Şahin Şimşek, İsmail Çelik ve Osman Sarıgün

Yıl 2010

Kayseri’de Şehit Yüzbaşının cenaze töreni. O günlerdeki şehit cenaze törenlerinde Ülkücülerin başrolü çektiği protesto gösterileri hükümet yetkililerine karşı yapılıyor. Kayseri’deki cenaze törenine dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’de katılıyor. Protestoların artması üzerine Atalay ve Özhaseki tören alanından uzaklaştırılıyor. Sıra Taner Yıldız’a gelene kadar Beden Eğitimi öğretmeni Şahin Şimşek bir yumrukla Taner Yıldız’ın burnunu kırıyor. Saldırgan hemen orada yakalanıyor. Taner Yıldız ilk tedavisinin ardından helikopterle Ankara’ya sevk ediliyor.

Saldırgan Şahin Şimşek üç ay tutuklu kalıyor. Daha sonra mahkeme 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası veriyor. Meslekten ihraç ediliyor. Hiçbir yerde iş bulamıyor. Çakmaklara gaz doldurma işi yapıyor. Kimliği ortaya çıkınca bulunduğu alanlardan uzaklaştırılıyor. Bakan Yıldız’dan özür diliyor. Olayın organize olmadığını defalarca anlatıyor.

Yine yıl 2010.

Ahmet Türk Samsun Adliyesi çıkışında İsmail Çelik tarafından yumruklanıyor. Zanlı hemen yakalanıyor. 68 gün cezaevinde kalıyor. İhmalleri olduğu gerekçesiyle İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve Şube Müdürü görevlerinden uzaklaştırılıyor.

Yıl 2019

Ankara Çubuk İlçesi Akkuzu’lu Mahalesinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir linç girişimi organize ediliyor. Tıpkı Madımak Oteli gibi. Devletin İç İşleri Bakanı, Savunma Bakanı ve daha pek çok üst düzey yetkili orada. Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk atılmakla kalmıyor sığındıkları evin ateşe verilmesini isteyen kalabalık kendinden geçiyor. Orada bulunan güvenlik güçleri yarım saat süreyle olaylara

seyirci kalıyor. Savunma Bakanı “Sevgili Arkadaşlar mesajınızı aldık. Artık dağılabilirsiniz ”diye adeta rica da bulunuyor. Cumhurbaşkanı “Gaz Sıkışması” diyor. İç işleri Bakanı “Gideceğinizi bize haber vermediniz” diyor. Saray bekçisi “Ey Kılıçdaroğlu sen o yumruğu attıracak kadar o vatandaşa ne yaptın. Hem senin orda hiç oyun yok ne işin var” diyor. Osman Sarıgün yakalanıyor. Ertesi gün salıveriliyor. Katil Ogün Samast’ta olduğu gibi resim çektirmeler, el etek öpme kuyruklarıyla Osman Sarıgün kahramanlaştırılıyor.

AKP Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan “Biz yiğitlerimizi size yedirmeyiz” derken CB’ye yakınlığıyla bilinen Metin Külünk Osman Sarıgün’ün parti üyeliğinden ihracına itiraz ediyor.

Türkiye'de, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı 2014 yılından beri Türk Ceza Kanunu'nda yer alan "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla her yıl binlerce kişi yargılanıyor. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 2017 yılında başlatılan savcılık soruşturması 20 bin 539'u bulurken, ceza mahkemelerinde ise 6 bin 33 dava açıldı.

Açılan bu davaların içinde ODTÜ’lü öğrencilerden tutun, emekli öğretmene, otobüsünün merdivenlerine serdiği gazetede CB’nin resmi olduğu için gözaltına alınan şoförden tutun 78 yaşındaki çiftçiye kadar toplumun her kesiminden yurttaş var.

Peki, kimler gözaltına alınmıyor? Kimlerin pislikleri hasıraltı ediliyor? Belediye ve bakanlıklardan yardım alan vakıf yöneticileri. Yandaş iş adamları. Sözde gazeteci provokatör gazeteciler. Her koşulda “amasız, fakatsız ve lakinsiz” düzen yanlıları.

Peki, sindirilmeye, korkutulmaya linç edilmeye çalışılan kimler?

Münferit olayların dışında kalan gerçek yurtseverler, devrimciler, Kemalistler.

31 Mart seçimleri öncesi gelecek baskının sinyalleri veriliyordu. Beklenen oldu. Yerel seçimlerde beklediğini bulamayan adı “Cumhur” gerçeği “yeni milliyetçi cephe” ittifakı bundan sonraki süreçte saldırılarını arttırarak devam edecektir. Organize bir halde ve sistematik bir şekilde. Tahminim o dur ki bundan sonra SADAT militanları piyasaya sunulacaktır. Bunun nedenleri ise;

-Ele geçirdikleri gücü kolay kolay hiçbir zaman vermek istememeleri,

- Kafalarındaki nihai hedef olan çağdaş cumhuriyet kazanımlarının tam olarak bertaraf edilememiş olması

-Nihai olarak uluslararası sermaye bekçiliği ve kişisel rantlar.

Bu henüz başlangıç. Gelecek olan baskıların öncüleri. O yüzden Nazım’ın dediği gibi;

“Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.

Safları sıklaştırın çocuklar,

bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.”

CEVDET AYAN - BANDIRMA -26-04-2019