Geçen haftanın en bomba iddiasını okumuş olmalısınız;
Başbakan Navaz Şerif,
Pakistan’daki nükleer denemeleri durdurması için
ABD başkanlarından birinin kendisine 5 milyar dolar teklif ettiğini,
Başkanın ısrarla ve defalarca kendisini aradığını, ancak:
Pakistan’ın ulusal çıkarları nedeniyle teklifi ret ettiğini açıklamıştı.
Merak bu ya:
Kabul etse, nükleer çalışmaların durdurulduğunu halka nasıl açıklardı?
ABD Başkanı ödemeyi nasıl yapar,
İsviçre’de birkaç bankaya hesap mı açardı?
Evinde nakit mi teslim ederdi?
Bilemeyiz de:
‘Minareyi çalanın kılıfını bulduğunu’ duymuşluğumuz vardır…
Pakistan yurttaşları değerlendirsin…
Biz kendi acı gündemimize bakalım.
**
Kürt realitesi,
Kürt sorunu,
Kürt açılımı,
Demokratik açılım,
Açılım,
Çözüm süreci, veya
Süreç adı altında yapılanlar aynı şeyin farklı isimleri.
Sonucu ise:
Pusular, baskınlar, bombalamalar, suikastlar!..
Şehit olan askerler, polisler, öğretmenler, doktorlar, ölen insanlarımız!..
Toplumsal protestolara orantısız müdahale!..
Gazete ve dergi basmalar, basın yayın organlarında baskı!..
**
“Devlet, tolerans gösterdi.’ açıklamalarını,
“Çözüm sürecinde valilerimiz talimatımızla, operasyonlara girmiyordu.
PKK kendine çeki düzen verirler dedik,
Onlar hazırlık safhasına girdiler.” haberini okuduk.
Sadece 3 soru soralım, sizce:
1)Yollara konmuş tonlarca patlayıcının nedeni bu açıklamalarda olabilir mi?
2)Tolerans gösterirken ve kendisine çeki düzen vermesini beklerken,
PKK başıboş bırakılır mı?
3)Devletin istihbaratı yok mu?
**
‘Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,’
Korumak üzere ettiğiniz “yemin” ne oldu?
Yemin böyle edilmez diyorsanız,
Milletin önünde:
‘Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,’
Korumak üzerine verdiğiniz “söz” ne oldu?
Kandırılmak ve yanıltılmak bir mazeret olmamalı.
İnsanlar duygusal olabilir; yanılabilir, aldatılabilir.
Devlet aklı duygusal değildir, bu duruma düşmez.
‘Milli İrade’, zaman alsa da:
Ettiği yemine, verdiği söze uymayanları…
Anayasa’yı takmayanları…
Hukuk bana gerekmez düşüncesinde olanları…
Bu gün söylediğini yarın değiştirenleri…
Kendisini yanıltanları, öğrenir, bilir.
Yapacağı tek şey:
“Saldım çayıra, Mevla’m kayıra” demek olur.