Seçim sonuçlarına bakıldığında pek çok yorum yapılabilir, ama kesin olan:
Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı yapan ittifaklarının beklediği sonuçlara ulaşamadığıdır.
Zedeler ve zadeler iktidardan yana oy kullansa da seçmen, iktidarı tekraren ‘tam iktidar’ yapmamış; muhalefeti ‘tam iktidar’ için yeterli görmemiştir.
İsteyen istediği yorumu yapıp istediği dersi çıkarabilir, lakin seçmenin:
“Meclis birinizin, yönetim erki veya ‘hükümet’ diğerinizin elinde olsun, bize öyle hizmet edin,” deme olasılığı doğmuştur.
**
Soracaksınız şimdi,
Kimler bu zedeler?
Kimler bu zadeler?
Biliyorsunuz:
-zede, sonuna geldiği kelimeye ‘zarara uğramış’ anlamı katarken; -zade, sonuna geldiği kelimeye “faydalanmış veya fırsatçı” anlamı yükler.
(paşazade, şehzade kelimelerinde olduğu gibi oğul anlamı da verir, ama yazımızın konusu o değil.)
Birkaç örnek:
Deprem-zede, deprem nedeniyle zarar görmüş olansa;
Deprem-zade, deprem bölgesinde ihale almış, çadır satmış olandır.
İmar-zede, yarım dönüm arsasının ortasından yol geçtiğinde mini mini iki parsel sahibi olansa;
İmar-zade, kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki tarlası çok katlı konut alanı olarak imara açılandır.
Yangın-zede, yanmadan önce ormanda yaşayan veya çalışansa;
Yangın-zade, yanan orman alanına otel inşaatı başlayandır.
Başka örneklerde verilebilir…
Felaket-zede varsa felaket-zade illaki oralardadır.
Etiket-zede varsa etiket-zade mutlaka olur.
Özelleştirme-zede varsa özelleştirme-zade olmazsa olmaz.
Kaza-zede varsa kaza-zade,
Mülakat-zede varsa mülakat-zade,
Eyt-zede varsa eyt-zade,
Kira-zede varsa kira-zade, hayatın bir gerçeğidir.
**
‘-zedeler’ ile ‘-zadeler’ akla kara gibidirler, ama biri olmadan diğeri olmaz!
Ancak:
Zedeler ve zadelerin aynı yolu, aynı yöne doğru yürümeleri insana,
“Olacak iş mi?” dedirtiyor.
Konumuz seçimler ya, sormadan edemeyeceğim:
“Seçim-zede, onca emeğe rağmen milletvekilli seçilemeyenler olarak düşünülse; seçim-zade, başka partinin listelerinden milletvekili olanlar mıdır?”
Ne dersiniz?
16-05-2023/SÜHA ORAL