Ölmek hem kolay, hem zor. Kime ne denk gelirse artık! iNSANLAR taşıdıkları cep telefonuna gelen mesajla öldürüldüler. Trafik terörü hergün yüzlerce can alıyor. Virüsler mutasyon geçirip geçirip saldırıyorlar. Böyle de devam edeceği söyleniyor. Kıyı da köşede kalmış ölümü beklenen ileri yaşlılar ve ağır hastalar ölmüyor. Vücudu iflas etmiş, bütün fonksiyonlar durmuş. Ölmesi gerek ama ölmüyor.
GALİBA ÖLÜM KADER KISMET İŞİ !
Evimizin tabanına döşediğimiz laminantlar, mobilyelerde kullanılan suntalar, duvarlarımızı boyadığımız birçok malzeme ve hayatımıza kök salan plastikler, sentetikler ölümcül. Gıdaların genetiğiyle oynanmış, paketli gıdalara tehlikeli koruyucu maddeler eklenmiş. Fabrikalar, egzoslar zehir saçıyor. Yaşamak için yaptırdığımız aşılar şaibeli. İlaçların bir faydası, yüz zararı var. Soğuk ve sıcak savaşlar devam ediyor. Ya cinayetlere ne demeli? Katiller aileyi içerden vuruyor. Aha! Bir de idam cesası çıksın diyenler var. Çıksın da ; önce birkaç caniye, sonra aykırı düşünenlere, siyasilere, herşeye karışanlara, çok yazan çok konuşanlara uygulansın diye.
Kaldırımda yürürken başına saksı veya tabela düşüp veya yoldan geçen bir taşıtın tekerleği fırlayıp bizi her an hayattan koparabilir. Su içerken , yemek yerken genzimize yiyecek kaçabilir… Delinin biri çıkar, gözünün üstünde kaşın var diye makinalı tüfekle önüne çıkanı tarar. Acemi sürücü benzinliğe ,dükkanında oturanların yoldan, geçenlerin üstüne direksiyonu kırabilir. Deprem, sel, yangın, göçük, toprak kayması gibi doğal afetleri saymıyorum bile. Kısacası ölüm böyle kol gezerken biz ayaktaysak, yaşıyorsak şerbetliyiz demektir.
Bütün bunları bir şekilde savuşturuyoruz da; çıkan zamlar, açıklanan enflasyon rakamları, siyasilerin talihsiz açıklamaları , yeni ekonomistlerin çıkması, din adamlarından gelen uyarılar …Vallahi ben birilerinin( hık!)diye gitmesinden korkuyorum. Yoksa; şerbetliyiz şerbetli…
19-09-2024 / ULVİYE KARA AKCOŞ