Sessizliğin Karanlığı

SESSİZLİĞİN KARANLIĞI

CHP Bandırma İlçe Örgütünde delege seçimleri süresinde yaşanan yoğunluk uzun bir zamandır yerini büyük bir sessizliğe bıraktı. Delege seçimi döneminde yaşanılan tartışmalar, açıklamalar yerini suskunluğa bıraktı. Bu sessizlik umarım hayra alamettir. Bu sessizliğin karanlığı beni korkutuyor. Umarım bu büyük sessizlik kopacak büyük fırtınanın veya yalancı baharın habercisi değildir. Fırtınalar yıkıcıdır. Acımasızdır, kapitalisttir. Zayıf olanı yıkar.

Yalancı bahar, kış aylarında havaların mevsim normallerinin üstündeki sıcaklık seyrine ulaştığı döneme denir. Bu dönemde havalar normal değerlerden daha sıcak olur. Adeta bir bahar havası yaşanır. Bademler, erikler bu bahara aldanıp çiçek açar. Tüm güzelliklerine bürünür. Ama aldanmışlardır. Çünkü zemheri daha geridedir. Ve zemheri kara kıştır.

Meteorolojik girişten sonra Bandırma’ya gelecek siyasal bahara bakalım. Bilindiği üzere mevcut ilçe Başkanı Hüseyin Bahar çok zor bir dönemde görevlendirildi. Doğruları ve yanlışlarıyla 31 Mart seçimlerinde iyi bir sınav verdi. Mutlaka katkı sağlamıştır ama en azından hiçbir arıza çıkarmadı. Durum böyle olunca 18 Ocakta yapılacak ilçe başkanlığı seçimi öncesi delege seçimlerinde kurduğu ittifakla mavi listeye karşı çok büyük bir başarı elde etti. Daha önce de yazdığım gibi bu başarı tek başına Hüseyin Bahar’ın başarısı değildir. Bu başarı kurulan ittifakın başarısıdır. Ancak o günler geride kaldı. Yerel ve genel siyasette yüzlerce örneğini gördüğümüz siyasal vefasızlık ve ortak aklın devre dışı bırakılması. dilerim bu defa gerçekleşmez. Delege seçimlerinde yaşanan ufak tefek birkaç olay ve ailece delegelik ayrıcalığını bir kenara koyarsak parti içi ittifak sorunsuz diyebiliriz.

Seçime beş gün kala bir yurttaş olarak, özlediğimiz demokrasi tablosunun oluşturulabilmesi için Sayın Bahar’ın tek bir şey yapması gerekir. Düne kadar şikayet ettiği politikalardan uzak durması. ‘’Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım’’ deyip tek adamlık, örgüt içi egemenlik hastalıklarına yol açan etmenlerden uzak durmalı. CHP İlçe Başkanı adayları benim umurumda değil. CHP’nin sergileyeceği demokratik tablo ve yaratacağı umut benim umurumda. Siz en alt ilçe örgütünüzde demokrasiyi, yoldaşlığı, ortak aklı ve zulme karşı direnişi örgütleyemiyorsanız, en üst biriminizden de bir şey bekleyemeyiz. Siz o büyük koltuklarınızda küçük birer kenar süsü olarak oturmaya devam edersiniz. Kaybolan bunca yıldır olduğu gibi halkın umutları olur.

Seçilecek ilçe, il, genel merkez yönetimi her zamankinden daha büyük bir tarihsel sorumluluk alacaktır. Zira 100 yıl önce emperyalizme karşı baş kaldırıyı örgütleyen Mustafa Kemal’in devrimci CHP’sine ne acıdır ki 100 yıl sonra da aynı görev ve sorumluluk düşmüştür. 100 yıl önce yola çıkan devrimci kadro halka güvenmiş, ne yaptıysa halk için ve halkla beraber yapmış başarıya ulaşmıştır.

Şimdi Sayın Bahar; bizim kültürümüzde var olan dayanışmayı öne çıkararak, mevcut düzene karşı mücadele veren ve ezilen her kesimi kucaklayacak bir listeyle çıkmalısınız.

Öyle bir liste yapmalısınız ki en büyük muhaliflerinizin bile söyleyecek bir cümlesi kalmasın. Kandırılmadan, kandırmadan, siyasetin demagojik oyunlarına başvurmadan tüm unsurlarını mücadelenin içine katmalısınız. Partinin gerçek emekçilerini delege sahibi kahramanlara ezdirmeyin. Çünkü bu partideki kahramanlık hikâyeleri kâğıt üzerinde değil emek üzerinde yazılmıştır.

Yoksa ne derler biliyor musunuz?

‘’Bu CE HA PE zihniyetinin ülkeyi yönetmek gibi bir derdi yok, herkes kendi koltuğunun derdinde’’ derler.

Buna hiç kimsenin hakkı yok.

14-01-2020/BANDIRMA