Sevgiliye Sitem

SEVGİLİYE SİTEM!. 

Değerli okurlar, bir önceki yazımızda *YİNE ZAM YÜKÜNÜN KERVANI GELDİ* diyerek günümüzdeki bazı yetkililerin saçmalıklarına ve halkımızın giderek derinleşen, ekonomik sıkıntılarına değinmiştik.

Aslında bana bu konuda ilham veren, Sivaslı Deli Derviş Feryadi’dir, (Nur içinde yatsın) (1824-1904) Feryadi’nin GAM’ı dile getirip, sitem ederken oluşturduğu bu Divriği Türküsünün sözleri, tahminen 150 yıl öncesinden günümüzü bütünüyle betimliyor.

Şöyle ki, Derviş FERYADİ’yi halkımızın yerinde, sevgilisini de ülke yöneticilerimizin yerinde düşünürsek, (ki, malum bu Halk bu yönetimi sevdi, yıllarca oy verdi gönülden destekledi).

GAM’ı da ZAM olarak tanımlarsak, baktığımızda tam olarak günümüzün resmini görebiliyoruz.

Türkünün orijinali de şöyle.

 

Bugün gam(zam) yükünün tüccarı geldi

Çekemem bu derdi bölek seninle

Seni seven âşık sararıp soldu

Çekemem bu derdi bölek seninle

 

Derviş Feryadi, yani ülke halkı, yorgun, saat başı gelen ZAM‘lar karşısında şaşkın.

Gam, (zam) kervanlarla geliyor üstüne; hesabı da ona kesiyor, ona biçiyor. Sadece ben mi, diyor Feryadi. Yani Halk.

Sadece bana mı? Aşkın da adaleti olmalı.

Doğru.

Gam, sevda yüzünden oluşmuşsa bunda sevgilinin de payı kaçınılmazdır. Şimdi bu Gam’da ve Bu ZAM’da sevgilinin hiç mi payı yok, hiç mi suçu yok? .

İtibardan tasarruf olamaz mı? Hiç mi olmaz?

İsyan hak. Var olan adalet nahak. (Yani yok)

Kervan uzun, kervanın gam’ı ağır… Taşınacak gibi değil.

Değil ama gam’ın yükü de ağırlığı da pahası da Feryadi’ ye yani Halk’a biçiliyor. Bu sevdanın yarısı Feryadi’nin, yarısı sevgilinin, yani yönetimlerin olmalı değil mi?.

Ama yanan hep Feryadi, yani halk oluyor.

Sevgilide gam da nahak. (Yani yok)

Feryadi’yi orta yerde bırakan sevgili de elini taşın altına sokmalı. Gam’ın yarısını da o almalı. Alsın da görelim bakalım.

Feryadi, yani Halk seni sevmekten yana zaten yorgun.

Beti benzi zaten solgun…

Mademki acılar, paylaşılarak azalır; yarısını da sevgili alsın bakalım. O da yanmalı biraz. Yanmak neymiş, o da görmeli… Biraz da o yanmalı.

Biraz da o…

Gam (zam) kervanı ne demek o da bilmeli..

Sevdadan yana acı hak, acıyı paylaşmamak nahak…

*

Yine gam yüküne tüccar ben oldum

Bulamadım lokman’ı arada kaldım

Medet mürvet dedim kapına geldim

Çekemem bu derdi bölek seninle

 

Feryadi, Mecnun’dan beter.

Çölleri aşıp gelen gam (zam) kervanı, kapıya dayanır, yükünü kapıya değil, Feryadi’nin yani Halkın gönlüne, cebine boşaltır.

Hadi gel de bu yükün altından kalk.

Hadi gel de bu yükü taşı bakalım. Lokman’a yardım istemeye koşar Feryadi, bir merheme, bir çareye, bir dermana koşar.

Lokman da yok… Lokman da gaiplerde… Çaresizlik, bu olmalı. Dön ağla, yan ağla…

Çaresizlik başka nasıldır ki?,

Feryadi, arından sıyrılıp sevgilinin kapısına, ayağına gider. Mürvet demeye, medet demeye…

Sevgili zalim. Sevgili bivefa…

Sitem hak, paylaşmamak nahak…

 

Bağımıza gazel düştü güz oldu

Geçti giden günler ömür az oldu

Feryadî’nin yaraları yüz oldu (derdim bin bir iken bin beş yüz oldu)

Çekemem bu derdi bölek seninle

*

İnsanca olanı ister Feryadi. Yani Halk. Ne bir eksik ne bir fazla…

Oysa yaş da kemale ermiştir, Güz bağlara düşmüştür artık.

Mecnun olmanın, çöle düşmenin zamanı çoktan geçmiştir.

Ömürse, bitti bitecek.

Sevgiliden soğumakta olan Feryadi, insanca bir öneride bulunur:

Bölüşmek.

Mademki sevda iki başlıdır, bölüşülmeli. Herkes hak ettiği kadarını almalı. Herkes kendi yarasının acısını çekmeli. O zaman yarısını da sevgili almalı gam’ın. Hesap düz, açık… Aşkın da gam’ın da ederi bölüşmektir. Azını sevgili, çoğunu Feryadi alsın ama bölüşülsün. Yeter ki bölüşülsün. Birazını o alsın yeter ki… Acı neymiş bilsin yeter ki…

Acı hak, bölüşmemek nahak. (yani yok).

Memleketin hali Feryadi senin halindir.

Senin halin ise Memleketin halidir, Ne bir eksik ne bir fazla… Sen bölüşmek dersin sevgili kaybolur. Sen medet dersin Lokman gaiplerdedir. Senin ahvalin Feryadi, senin ahvalin memleketin ahvalidir.

Bu ne hak ne had ne de müstahaktır…

Sen adalet dersin Feryadi, hak dersin. Hukuk dersin lakin bulamaz üzülürsün, Senin ahvalin Feryadi, senin ahvalin memleketin ahvalidir.

Üzme kendini artık. Taş, uzaktan gelmez. Feryadi, taş yakınından gelir. Sen bunu bilmez misin? Bırak, bölüşmezse bölüşmesin. Üzme kendini, sen bu gam’ı da taşırsın. Sen bunu da kaldırırsın. Gönlünü rahat tut. Bak Ahmed Arif’e. O ne prangalar, ne hasretler eskitti. Sen de Gam’ın prangalarını eskit. Memleketin halisin sen Feryadi. Sen gamı da taşır, eskitirsin.

Haklısın, haklısın da Feryadi söyle, ne edelim, nerelere gidelim? Zalim bölüşmüyor diye çöle mi düşelim, dağı mı delelim, ateşe mi düşelim? Zor işler bunlar Feryadi, zor… Ekmeği için dövüşenleri düşün, ekmeğin peşinde gam (zam) yükünü taşıyanları düşün. Onlar ki yıllardır gam yükünü taşırlar, sen mi sevdanın yükünü taşımayacaksın? Etme Feryadi, eyleme, sen memleketsin. Sen memleketin ahvalisin.

Dert küpü Feryadi’ler, bu da geçer bir gün, sabredin, katlanın sağlıcakla kalın. …

19-06-2022