Allah’ın emrine karşı gelerek, Hz Adem’ e itaat etmediği için ilahi rahmetten kovulmuş. Kötülüğün, fesadın, bütün olumsuzlukların baş sorumlusu. Gözlegörülmüyor.İnsanları saptırmayı iş edinmiş. İnkarcı. kibirli, azgın. Hak yolundan ayrılmış, hem de muhalefet ediyor. Acele işe karışıyor. Ateşten yaratılmış. Bütün havası da bundan kaynaklanıyormuş. Bu yüzden kendini yaratılmışların en akıllısı, en özeli görüyormuş. Kafayı insanlara takmış, onlara yanlış yaptırmak, doğruluktan ayırmak için her yolu deniyormuş.
İnsan bunu bilir de; şeytana fırsat verir mi? O da kendini ondan korumanın, etkisiz hale getirmenin peşine düşmüş. Gözle görünmediği için, bulmak, kafasını ezmek de kolay değil tabii!
Birileri onu dağda bayırda aramış, nerde aklının almadığı birşey görse onun şeytan icadı olduğunu düşünmüş. Adam bakmış; bir araç yapılmış, iki tekerleğin üzerinde yol alıyor. O güne kadar görülmemiş bir hal. Bunu yapsa yapsa şeytan yapmıştır diye almış gardını. Bisiklete saldırmış kırıp parçalamaya kalkmış. Bisiklet kullananı günahkar ilan etmiş. Tabii o günlerde, gökyüzünde insansız gezen araçlar, ufolar, modern uçaklar, cep telefonları, röntgen cihazları, televizyonlar yok… Dertli diye bir ozan almış eline sazı çalıyor, söylüyor. O dört telden ne nameler çıkarıyor. Böyle birşey olabilir mi? Hah! demiş.( Şeytan kesin bu sazın içinde!) Oturtmuş Dertli’ yi dizinin dibine. ( Aman!) demiş, Bırak bu sazı elinden, içinde şeytan var. Çalarsan kesin çarpılırsın. Hak yolundan ayrılır cehennemlik olursun! Kadı duyar , müftü duyar, vallahi kellen gider.)
Dertli ona sazıyla cevap vermiş:
Telli sazdır bunun ad.
Ne ayet bilir ne kadı.
Bunu çalan anlar kendi.
Şeytan bunun neresinde?
Venedik’ten gelir teli.
Eriktendir bunun kolu.
Hey Allah’ın şaşkın kulu.
Şeytan bunun neresinde?
Abdest alsan aldın demez.
Namaz kılsan kıldın demez.
Kadı gibi haram yemez.
Şeytan bunun neresinde?
İçinde mi dışında mı?
Burgusunun başında mı?
Göğsünün nakışında mı?
Şeytan bunun neresinde?
Dut ağacından teknesi.
Kirişten bağlı perdesi.
Be hey insanın teranesi.
Şeytan bunun neresinde?
Dertli gibi sarıksızdır.
Ayağı da çarıksızdır.
Boynuzu yok kuyruksuzdur.
Şeytan bunun neresinde?
Şeytanı arayan adam ve onun gibi düşünenler, bakmışlar ki; zaman ilerledikçe bu şeytanın yapmadığı kalmıyor, yavaştan yavaştan kabul etmeye başlamışlar. Uçağa da binmişler, dört tekerlekli lüx donanımlı arabaya da.
Şeytan aracı dediği ne varsa hepsini kullanmaya başlamışlar, ama zihniyet değişmiyor.
Bugün bile binlerce insan Hacca gidip orada şeytan taşlıyor. Orası islam aleminin en kutsal ibadet yeri. Şeytan orayı niye mesken edinmiş? Okutsal ibadete gölge düşürmek için mi? Hadi diyelim, bu bir ibadetin parçası. Bari minik minik taşlar atacağınıza , büyük kaya parçaları atın , yarın kafasını gözünü. Tek gözü kör diyorlar. Öbür gözünü de siz kör edin.
Yüce Yaratıcı; insanı, iyiye ve kötülüğe meyilli yaratmış. Bu ikisini birbirinden ayıracak akıl , mantık ve şuur vermiş. Şeytan da melek de içimizdeki iyi ve kötü duygular. Sahip olduğumuz akıl, mantık ve şuuru doğru kullanarak iyiliği kendimiz inşa edebiliriz. Şeytanı; sanatın, ilim, bilim ve tekniğin içinde aramaya devam edenler uygarlığın yolunu tıkar, geri kalmışlıktan kurtulamazlar.